Anayasa Mahkemesi, 23 Eylül 1996 tarihinde, Türk Ceza Kanunu'nun evli erkeğin zinasını öngören 441. maddesini iptal etti.
Anayasa Mahkemesi'nin kararına göre, evli erkeğin zinası için öngörülen ceza, evli kadının zinası için öngörülen cezadan daha hafifti. Bu durum, Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırı bulundu.
Anayasa Mahkemesi'nin kararı, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği açısından önemli bir dönüm noktası olarak kabul edildi. Karar, evli kadınların da evli erkeklerle aynı şekilde korunması gerektiğine işaret etti.
KARARIN GEREKÇESİ
Anayasa Mahkemesi'nin kararında, evli erkeğin zinası için öngörülen cezanın, evli kadının zinası için öngörülen cezadan daha hafif olması, "cinsiyete dayalı ayrımcılık" olarak değerlendirildi. Mahkeme, kararda şu ifadelere yer verdi:
"Evli kadının zinası için öngörülen cezanın, evli erkeğin zinası için öngörülen cezadan daha ağır olması, Anayasa'nın 10. maddesinde yer alan eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu durum, evli kadınların, evli erkeklerle aynı şekilde korunmadığını göstermektedir."
KARARIN ETKİSİ
Anayasa Mahkemesi'nin kararı, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği açısından önemli bir dönüm noktası olarak kabul edildi. Karar, evli kadınların da evli erkeklerle aynı şekilde korunması gerektiğine işaret etti.
Kararın ardından, Türkiye'de kadın-erkek eşitliğine ilişkin çalışmalar hız kazandı. Bu çalışmalar sonucunda, evlilik ve boşanma gibi konulardaki eşitsizlikler giderildi.
KARARIN ÖNEMİ
Anayasa Mahkemesi'nin kararı, Türkiye'de kadın-erkek eşitliği açısından önemli bir kazanımdır. Karar, evli kadınların da evli erkeklerle aynı şekilde korunması gerektiğine işaret ederek, kadın-erkek eşitliği mücadelesine önemli bir katkı sağlamıştır.