Sporun ticarileşmesi ve medya-endüstri ilişkilerinin Türkiye'deki önemli aktörlerinden biri olan Sadettin Saran, Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığını kazandı.
Kırıkkale'nin Keskin ilçesinden göç etmiş bir baba ile Amerikalı bir annenin oğlu olarak ABD'nin Denver kentinde dünyaya gelen Sadettin Saran, küçük yaşta Türkiye'ye geldi. Üniversite eğitimi için gittiği ABD'de, sporun ticari yüzüyle ilk kez, dünyanın en büyük spor yayıncılarından ESPN'de çalışarak tanıştı.
Evrensel'den Nurullah Eker'in haberine göre, Türkiye'ye döndükten sonraki kariyeri ise dikkat çekici bir rotayı izledi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndaki görevinin ardından, 1990-1995 yılları arasında Amerikan uzay ve savunma sanayi devi Martin Marietta'nın Ankara temsilciliğini yaptı. Askeri sanayii gibi stratejik bir alandaki bu deneyim, sonraki yaşamına dair ipuçları veriyor.
SPOR YAYINCILIĞINDA BİR TEKEL: SARAN HOLDİNG
1995'te kendi şirketini kuran Saran, ESPN'in Türkiye temsilciliğiyle spordaki asıl gücünü inşa etmeye başladı. Kurduğu Saran Holding aracılığıyla, Türkiye'de televizyonlarda yayınlanan spor müsabakalarının yüzde 50'den fazlasının yayın haklarını elinde bulundurarak sektörde adeta bir tekel konumuna geldi. S Sport, Radyospor, Ajansspor ve bahis şirketi tuttur.com gibi yatırımlarıyla spor endüstrisinin medya, yayın ve bahis ayağını kontrol eden nadir isimlerden biri oldu.
BORUSSİA DORTMUND DENEYİMİ VE 'SERMAYE'NİN SPORDA ULUSAL SINIR TANIMAZLIĞI
Saran'ın uluslararası arenadaki en bilinen hamlesi, 2004 yılında Alman futbol devi Borussia Dortmund'un hisselerinden satın almasıydı. Bu hamle, küresel sermayenin spor kulüplerini nasıl birer yatırım aracı olarak gördüğünün tipik bir örneğiydi. Ancak kulüpte yaşanan mali skandal sonrası Dortmund taraftarlarının gösterdiği tepki, sermayenin kulüp tarihine ve kültürüne yabancı olmasından kaynaklanan çatışmaları gözler önüne serdi. Saran, taraftar baskısıyla hisselerini satmak zorunda kaldı.
FENERBAHÇE'DE İHRAÇ VE YARGITAY KARARI: KULÜPLERDEKİ 'İKTİDAR' MÜCADELESİ
Saran'ın Fenerbahçe macerası, spor kulüplerindeki iktidar mücadelelerini anlamak açısından manidar. Aziz Yıldırım yönetiminde futbol şube sorumlusu olarak görev yaptığı dönemde, yönetimin icraatlarını eleştirmesi üzerine yönetimden uzaklaştırıldı ve üyelikten ihraç edildi. Bu ihraca karşı açtığı davada Yargıtay, 7 yıl süren hukuk mücadelesinin sonunda Saran'ı haklı buldu.
BAŞKANLIK ADAYLIĞI: SPOR ARTIK SAHADAN ÇOK MASADA KAZANILIYOR
Sadettin Saran, 2024 yılında yapılan kongrede Ali Koç lehine adaylıktan çekilse de, Eylül 2025'teki olağanüstü seçimli genel kurul için yeniden aday olduğunu duyurdu. Saran'ın adaylığı, futbolun artık bir 'oyun' olmaktan çok, yayın hakları, sponsorluklar, medya ilişkileri ve büyük bütçelerle yönetilen bir sektör haline geldiğinin bir yansıması. Taraftarlar, kulüplerini yönetecek isimlerden artık sadece sportif başarı değil, aynı zamanda güçlü bir "iş network'u" ve "ticari beceri" bekliyor.