Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Cumhuriyet savcılarına görevlerinden dolayı alenen hakaret ettiği iddiasıyla açılan davada karar verildi.
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, dosyayı Türk Ceza Kanunu’nun 75. maddesi uyarınca değerlendirdi ve suçun önödeme kapsamına girdiğine hükmetti.
Bu karar doğrultusunda mahkeme, İmamoğlu hakkında ceza yargılamasına devam edilmeden, önödeme yapılması halinde davanın düşeceğine karar verdi.
Mahkeme kararında şu ifadeler yer aldı:
“Her ne kadar sanık Ekrem İmamoğlu hakkında ‘kamu görevlisine görevinden dolayı alenen hakaret’ suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, sanığın üzerine yüklenen suçun TCK’nın 75. maddesi uyarınca önödeme kapsamında kaldığı anlaşılarak sanığa önödeme ihtarında bulunulduğu, sanığın mahkememizce yapılan önödeme ihtarındaki meblağı süresinde maliye veznesine yatırdığı anlaşılmakla... sanık hakkında açılan kamu davasının önödeme nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir.”
KARAR KESİNLEŞMEDİ
Mahkeme ayrıca, yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına karar verdi. Kararın, gerekçesiyle birlikte taraflara tebliğ edilmesinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olarak verildiği belirtildi.
NE OLMUŞTU?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 24 Haziran'da yeni bir dava daha açılmıştı. İmamoğlu hakkındaki yeni davanın, hakimlik ifadesi sırasında sevk yazısında adı geçen iki savcıya yönelik sözleri gerekçe gösterilerek "kamu görevlisine görevinden dolayı zincirleme şekilde hakaret" suçlamasıyla açıldığı belirtilmişti.
Üniversite diploması iptal edildikten bir gün sonra 19 Mart'ta gözaltına alınan İmamoğlu, 23 Mart'ta savcılık ifadesinin ardından tutuklama istemiyle hakimliğe sevk edilmişti.
4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle açılan yeni davanın iddianamesinde, İmamoğlu'nun söz konusu savcılara yönelik, "...tam bir kumpas ve pusu düzenini kuran iki savcının..", "...hepsi benim için çöp niteliğindedir.. bütün bunları benim için yazan ve terör örgütü üyeliğini ortaya koyan kişiler meslek şereflerini, meslek namussuzluklarını kaybetmiş kişilerdir, bu tür kişiler sadece bunları yazma marifetine sahip değil, muhtemeldir ki ülkemizin başına bela olmuş veya olacak terör örgütü deneyimlerine de sahip olduklarını düşünüyorum, çünkü bu tür pusu ve kumpas işi terör örgütü üyesi olmakla başarılabilir diye düşünüyorum, yaptıkları bu iş ve işlemler ülkemizin adalet sistemine atılmış bir bombadır, tahribatı büyük olacaktır, yüce Türk yargısına ve onbinlerce namuslu yargıç, savcılara sesleniyorum ki, bu tür meslek namusunu, meslek ahlakını yitirmiş insanlara meydan vermeyin, şeref yoksunu bu insanlar Ramazan ayında kul hakkının ötesine geçip milletimize ve vatana ihanet etmektedirler..." şeklindeki ifadeleriyle "onur, şeref ve saygınlığı rencide edecek nitelikte beyanlarda bulunduğu" iddia edilmişti.


