Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) eğitimi patron örgütlerinin isteği doğrultusunda tamamen mesleki eğitime çevirip, öğrencileri sanayi çarklarına ucuz işçi olarak sürerken iş cinayetlerinde can veren çocuk sayısı katlanıyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2024-2025 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuk çalışırken hayatını kaybetti.
ÖLÜMLER YÜZDE 10 ARTTI
Evrensel’den Eylem Nazlıer’in haberine göre, Bir önceki eğitim-öğretim dönemine göre çocuk işçi ölümünde yüzde 10 artış olduğuna dikkat çekilen İSİG raporunda “Geçen dönem 66 çocuk işçi hayatını kaybetmişti. Bu çocuk işçiliğinin yoksulluk-güvencesizlik ekseninde derinleştiğinin önemli bir göstergesidir” denildi. Çocuk işçi olarak kastedilen yaş grubunun 18 yaşını doldurmamış olan çocuklar olduğunun altı çizilerek, “Son bir yılda tarım sektöründe 20 çocuk (14 işçi ve 6 çiftçi), sanayi sektöründe 19 çocuk, inşaat sektöründe 17 çocuk ve hizmet sektöründe 16 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Oransal olarak baktığımızda tüm çocuk işçi ölümlerinin yüzde 28’i tarımda meydana geldi. Haziran ayında açıkladığımız son 12 yılı kapsayan çocuk iş cinayetleri raporunda ise bu oran ortalama olarak yüzde 53’tü. Yani yüzde 65 civarında olan tarımdaki çocuk işçi ölüm oranı ilk sırada olmasına rağmen yüzde 28’e gerilemiş durumda” denildi.
ÇOCUK İŞÇİLİK ‘MEŞRULAŞTIRILIYOR’
Çocuk işçiliğinin merkezinin artık kentler olduğuna dikkat çekilen raporda “Pandemi süreci ve belirginleşen ekonomik kriz kentsel yoksulluğu yaygınlaştırıp derinleştiriyor. Bu durum özellikle MESEM’de gördüğümüz üzere bizzat devlet politikalarıyla kitleselleştirilen çocuk işçilik gerçekliği artık çocuk işçi ölümlerini kent merkezlerine taşıyor. Artık çocuk işçiler her yerde. Her ailede veya sülalede bir çocuk çalışıyor, her sokakta tanıdık bir çalışan çocuk var. Çocuk işçilik; eğitim, öğrenim, yetişecek eleman veya suçtan uzak tutmak argümanlarıyla ‘meşrulaştırılmaya çalışılıyor’ ve sömürü ile ölümler maskeleniyor” ifadelerine yer verildi.
MESEM: ÇOCUK İŞÇİLİK MERKEZLERİ
Mesleki eğitim merkezlerinin (MESEM) eğitimde kitleselleştirilmiş bir çocuk işçilik sistemine dönüştüğüne işaret edilerek, “MESEM kapsamındaki öğrencilerin 505 binini 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor. Çocuk işçilik ‘bir gün okulda dört gün iş yerinde eğitim alma’ uygulamasıyla meşrulaştırılıyor. MESEM’li işçi-öğrencilere verilen cüzi ücretler kamu kaynaklarından karşılanırken, patronlara finansman sağlanıyor. MEB bununla da yetinmeyerek ‘zanaat atölyeleri’, ‘mesleki ortaokullar’ açarak mesleki eğitim yaşını 10 yaşa düşürdü. Son iki eğitim-öğretim yılında mesleki eğitim adı altında sanayide veya inşaatlarda çalışırken en az 15 öğrenci/çocuk işçinin hayatını kaybetti” bilgisi verildi.
Çocuk emeğinin yasallaşmasının Türkiye kapitalizminin agresif büyüme stratejisinin bir sonucu olduğu kadar, makro ekonomik göstergelerin bozulduğu bir dönemde emek yoğun sektörlerin işçilik maliyetlerini düşürmenin yöntemlerinden biri olduğuna vurgu yapılarak “Bu ‘kötü eğitim politikaları’ndan ziyade kapitalizmin genetik kodlarında yer alan çocuk sömürüsünün sermayenin güncel ihtiyaçlarına göre yeniden canlanmasıdır” denildi.
3-4 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ VAR
TÜİK verilerine göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma sıklığı her geçen yıl yükselirken 2024’te yüzde 24,9’a ulaştığına işaret edilerek “970 bin çocuk işçi olduğu açıklandı. Ancak bu sayıya 505 bin MESEM’li çocuk, bu yaş grubunda çalışan kayıt dışı çalışan çocuklar (özellikle mevsimlik tarım işçileri) ve 15 yaş altı çalışan çocuklar dahil değil. Bu çocukları da eklediğimizde Türkiye’de çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığının altını çizmeliyiz” denildi.
ÇOCUK İŞÇİLİK YASAKLANMALI
İSİG raporunda çocuk işçiliğinin önlenmesi için taleplerde sıralandı:
*Çocuk işçilik yasaklanmalı, mesleki öğrenim çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve MESEM’ler kapatılmalıdır.
*Eğitim her kademede tamamen parasız olmalı, okullarda bir öğün yemek verilmeli ve yoksul çocukların ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmalıdır.
*Yaşam alanları uyuşturucu ve çeteleşmeden temizlenmeli, çocukların gelişimine uygun bir hale getirilmelidir.
*Çocuk işçiliğe, paralı eğitime karşı işçi sınıfı mücadelesinin bir parçası olduğu bilinciyle güçlü bir gençlik hareketi oluşturulmalı.