Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ve kesinleşen üçüncü ihlal kararının ardından gözler Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne çevrildi.
Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde 9 yılı aşkın süredir tutulurken avukatları hem karar öncesinde hem de sonrasında iki kez tahliye başvurusu yaptı. Ancak İstinaf Mahkemesi’nin, tahliye kararı verecekse bunu AİHM hükmüne dayanarak değil, dosyayı esastan inceleyerek yapabileceği iddiası öne çıktı.
İDDİA: DEMİRTAŞ’IN TAHLİYESİ İÇİN AİHM KARARI BAZ ALINMAYACAK
CEGA Medya’nın edindiği bilgilere göre mahkeme, AİHM kararının doğrudan uygulanmasının Osman Kavala ve Can Atalay gibi davalar açısından emsal oluşturmasından çekiniyor. Bu nedenle tahliye yönünde bir karar verilecekse bile, bunun AİHM’in ihlal tespitini baz almadan, dosyanın esasına girilerek ve hükmün bozulması yoluyla yapılması değerlendirmeler arasında yer alıyor.
SÜRECİN UZAMASI “ÇEKİNCE” GEREKÇESİNE BAĞLANIYOR
Hem siyasi hem de hukuki etkiler nedeniyle AİHM kararının “emsal niteliği” tartışılırken, İstinaf’ın adım atmamasının da bu çekinceyle bağlantılı olduğu ifade ediliyor. AİHM kararının uygulanması hâlinde önceki davalar için bağlayıcı bir yön oluşacağı, mahkemenin bu nedenle kararını geciktirdiği dile getiriliyor.
MEHMET UÇUM’UN MESAJI: “ULUSAL YETKİLER ESAS”
Bu tartışmalar sürerken Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un yazısı dikkat çekti. Uçum değerlendirmesindede “Asıl olan ulusal yetkilerdir; uluslararası düzenlemeler ve kararlar talidir” ifadesini kullandı.