Güncel

Kars İHD: “Transların yaşam hakkı sistematik olarak ihlal ediliyor”

Kars İnsan Hakları Derneği Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında yaptığı açıklamada, Türkiye’de transların yaşam hakkına ve temel haklarına yönelik sistematik ihlallerin görünür kılınması gerektiğini vurgulayarak, “Nefret rejimi karşısında sessizlik, bu şiddetin yeniden üretilmesine hizmet etmektedir” ifadelerini kullandı.

Kars İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla kapsamlı bir açıklama yayınlayarak, Türkiye’de trans bireylerin temel haklarına yönelik sistematik ihlallere dikkat çekti.

Dernek, transların yalnızca cinsiyet kimlikleri nedeniyle öldürüldüğünü, ağır şiddete uğradığını, barınma ve sağlık hakkından mahrum bırakıldığını ve sosyal dışlanma sonucu intihara sürüklendiğini belirtti.

“BU TABLO KURUMSAL BİR AYRIMCILIK REJİMİNİN SONUCUDUR”

İHD açıklamasında, trans bireylere yönelik nefretin güncel politik tercihlerden bağımsız olmadığını, ancak köklerini devletin tarihsel olarak inşa ettiği tekçi yurttaş anlayışından aldığını kaydetti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Erkekliği, heteronormatif aileyi ve tekçi yurttaş tasavvurunu merkeze alan resmi ideoloji; bu kalıba sığmayan bedenleri ve kimlikleri makbul yurttaş tanımının dışında bırakarak kriminalize etmektedir.”

Dernek, nefret cinayetlerinde adını bildiğimiz ve bilmediğimiz çok sayıda trans kadının yaşam hakkının gasp edildiğini hatırlattı. Hande Kader, Dora Özer, Çağla Joker, Hande Buse Şeker, Esra Ateş, Dilek İnce ve daha birçok ismin anıldığı açıklamada, Edirne’de “Bize yaşam hakkı vermiyorlar” diyerek canlı yayında yaşamına son veren Helin (Kayra) gibi vakaların da sistematik ayrımcılığın sonucu olduğu vurgulandı.

EV MÜHÜRLEMELERİ: “BARINMA HAKKINA AĞIR MÜDAHALE”

Dernek, büyükşehirlerde trans kadınların yaşadığı evlerin “fuhuşla mücadele” gerekçesiyle mühürlenmesini, “keyfi ve ayrımcı bir uygulama” olarak niteledi. Bu kararların trans bireyleri mahallelerden ve şehirlerden dışlamaya dönük bir sosyal mühendislik pratiğine dönüştüğü belirtildi.

SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİMDE AĞIR ENGELLER

Açıklamada, hormon tedavisine getirilen yaş sınırlamaları, bürokratik süreçler, e-reçete zorunluluğu, ilaç yoklukları ve yüksek fiyatların trans bireylerin sağlık hakkına ciddi bir darbe olduğu ifade edildi:

“Bu durum, kişinin bedensel özerkliği ve yaşam hakkıyla doğrudan ilişkili bir insan hakları sorunudur.”

“YARGI FAİLLERİ KORUYOR, DEVLET POZİTİF YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMİYOR”

İHD, trans cinayetlerinde etkili soruşturma yürütülmediğini, delillerin toplanmasında özensizlikler yapıldığını ve yargı süreçlerinde ayrımcı yaklaşımların devam ettiğini vurgulayarak, bunun failler için fiili bir teşvik niteliği taşıdığını söyledi.

“LGBTİ+ KARŞITI NEFRET SÖYLEMİ ŞİDDETİ KURUMSALLAŞTIRIYOR”

Dernek, siyasal iktidar ve bazı kamu otoriteleri tarafından üretilen LGBTİ+ karşıtı söylemlerin toplumsal nefretin zeminini oluşturduğunu, trans bireyleri hedef haline getirdiğini belirtti.

İHD’NİN TALEPLERİ

Kars İnsan Hakları Derneği Şubesi, açıklamanın sonunda şu çağrılarda bulundu:

Nefret suçlarının Türk Ceza Kanunu’nda açık şekilde tanımlanması,

Cinsiyet kimliği temelli saldırıların etkili biçimde soruşturulması

Ev mühürlemeleri ve barınma hakkını ihlal eden uygulamaların durdurulması,

Hormon tedavisi ve sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engellerin kaldırılması,

Kamu otoritelerinin LGBTİ+ karşıtı nefret söylemini terk etmesi.

“TARAFSIZLIK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Açıklamanın sonunda kamuoyuna yapılan çağrı dikkat çekti:

“Bu nefret rejimi karşısında sessiz kalmak mümkün değildir. Transların yaşam hakkına ve eşit yurttaşlık talebine sahip çıkmak, bugün Türkiye’de demokrasi ve insan hakları mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır.”

Kars İHD, tüm demokratik kitle örgütlerini, meslek odalarını, baroları ve siyasi partileri trans bireylerle dayanışmayı büyütmeye davet etti.

{ "vars": { "account": "G-Z64XNY337Y" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }