Muğla Akbelen’de Limak Holding ve IC Holding'in iştiraki YK Enerji tarafından işletilen Yeniköy-Kemerköy Termik Santralı’nın kömür sahasını genişletmek için başlayan ağaç kesimine karşı başlayan direniş 7.gününe girdi.
Yaşam savunucuları cop, tazyikli su ve biber gazıyla yapılan sert müdahalelere rağmen ormanı terk etmiyor.
BARİKAT GENİŞLETİLDİ
Twitter'da "ikizkoydireniyo" hesabı, "Sabah 07.00 itibariyle yine kesim sesleriyle uyandık, kesilmemiş orman alanına barikat kurduklarını gördük. Tüm vahşice saldırıya rağmen ormanımız yaşamaya devam ediyor. Herkesi, Akbelen Ormanı’na çağırıyoruz. Asla vazgeçmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Katledilen ağaçlar yontulmaya başladı
Bir yaşam savunucusu, "Akbelen’de katlettikleri ağaçlar paraya çevirme telaşı başladı…" diyerek kesilen ağaçların yontulmaya başlandığına dair görüntüleri paylaştı.
Gözaltılar serbest bırakıldı
MA'nın haberine göre, Akbelen Ormanı'ndaki ağaç kesimine karşı gerçekleştirilen protestoda gözaltına alınan 24 kişi serbest bırakıldı.
Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Akbelen Ormanı’nda ağaç kesimine karşı dün gerçekleştirilen protesto sırasında askerler tarafından gözaltına alınan 24 kişinin tümü serbest bırakıldı. 18 kişi, Milas Jandarma Karakolu'nda alınan ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. 2'si avukat 6 kişi ise, adliyeye sevk edildi.
Savcı, “polise mukaveket” suçlaması yöneltilen 6 kişi için parmak izi alınmasını talep etti. Savcı, avukatlar İsmail Hakkı Atal ve Leyla Bilgen'i serbest bırakırken, 4 kişiyi ise adli kontrol talebiyle mahkemeye sevk etti.
Sulh Ceza Hakimliğine çıkan Yavuz Emre, Caner Gökbayrak ve Esra Balbay, yurtdışına çıkış yasağı şartıyla serbest bırakıldı. Deniz Gümüşel de yurtdışı çıkış yasağı ve haftada 2 gün imza şartıyla serbest bırakıldı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Akbelenli köylü bir kadının Jandarma'ya olan tepkisini paylaştı.
Polat paylaşımına şu notu düştü:
Akbelen’deki katliamı, bir dağ dolusu ağaçların dilim dilim kesilmesini, kesimleri durdurmak için çırpınan insanların yaşadığını, şu doğanın çayır çayır yanıp kavrulduğu, kavrulup kuşu, kurdu, insanıyla bizi perişan ettiği sıcak yaz günlerinde ormanların halkın değil de şirketlerin babasının malıymış gibi yağmalanmasını, Gözü yaşlı, çaresiz bırakılmış teyzelerin halini dert etmeyen, buna vicdanı sızlamayan, bundan utanmayan var mı?
Gücün, pervasızlığın hoyratlığı ile pes etmeye zorlanmış bir Anadolu emektarlığının ülkenin üstüne astığı bir soru var artık, cevap verebilen beri gelsin; “Şirket kim lan? Şirket kim? Şirketin zavallısı olmayın yavrularım…