İşçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a dair açıklama yapan Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Örgütü, “İnsanca yaşam ve çalışma koşullarını kazanmak için, güvenceli iş, güvenceli gelecek için, işçi cinayetlerinin son bulması için, ücretlerin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması, vergide adaletin sağlanması için 1 Mayıs’ta Taksim’deyiz” dedi.

Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros imzasıyla yapılan açıklamada, işçi sınıfının kendi gününü kutlamasının, taleplerini dile getirmesinin, iliğini kemiğini sömüren sermaye sınıfına gözdağı vermesinin günü olan 1 Mayıs’ın bu yıl işçi sınıfı açısından çok daha önemli bir gün olacağı belirtildi.

Dünyanın dört bir yanında işçi sınıfının eylemler yaptığı, üretim durdurduğu, insanca yaşama koşulları için meydanları doldurduğu günlerden geçildiği söylenen açıklamada, “Şimdi dünyanın dört bir yanında tüm işçi ve emekçiler kendi günlerine hazırlanıyorlar; sermaye ile kozlarını paylaşmak, gözdağı vermek, insanca yaşamaktan vazgeçmeyeceklerini söylemek için kitlesel gösteriler yapacaklar. Biz de kendi ülkemizde, şehrimizde 1 Mayıs’ın en yaygın ve en kitlesel şekilde kutlanması için çalışıyoruz. Çünkü karşımızdaki düşman ortak. Emeğin ucuz sömürüsüne dayalı, çalışma koşularının giderek ağırlaştığı, ücretlerin düştüğü, en temel hakların gasp edildiği bir dönemden geçiyoruz. Bu gaspçıların Türkiye temsilciliğini de sermayenin saray rejimi üstleniyor” denildi.

Aydın’da içme suyu isale hattında göçük: 3 işçi hayatını kaybetti Aydın’da içme suyu isale hattında göçük: 3 işçi hayatını kaybetti

“İŞÇİ SINIFI VE EMEKÇİLERİ YASAKLAR İLE ZAPTURAPT ALTINA ALMAK İSTİYORLAR”

“Sermaye rejimi ve onların tek adamı da Taksim’de 1 Mayıs’ı işçi sınıfına yasaklıyor” denilen açıklamada “Sermayenin çıkarı için ellerine aldıkları OVP, 12. Kalkınma Planında ısrar ediyorlar. Çünkü; Türkiye’yi uluslararası sermaye ve onların yerli işbirlikçileri için ucuz emek sömürüsü cennetine çevirmek, işçi sınıfı ve emekçileri de yasaklar ile zapturapt altına almak istiyor. Kabul etmiyoruz! Sendikal hakları için, TİS imzalayabilmek için greve çıkan işçilerin grevlerini tek imza ile yasaklayan, işçilerin karşısına tüm güçleri ile dikilen sermayenin saray rejimi  aynı sınıf tutumunu Taksim’i 1 Mayıs’ta işçilere kapatarak devam ettiriyor. Konu sermayenin çıkarı olunca ne mahkeme kararlarını ne anayasayı ne de uluslararası sözleşmeleri tanıyorlar. Açıkça suç işliyorlar! Ama unutmasınlar ki Türkiye işçi sınıfı da söz konusu en temel haklarının gaspı olduğunda ne yasak tanır, ne de sermayenin tek adamlarını” ifadeleri kullanıldı.

“1 MAYIS EN YAYGIN VE EN KİTLESEL ŞEKİLDE KUTLANMALI”

Açıklama şöyle devam etti:

Türkiye işçi sınıfının tarihi darbe yasalarına, baskıcı yönetimlere rağmen yaptığı direnişlerle, kazandığı grevlerle, yasakları hiçe sayıp Taksim’i kendi meydanı olarak hafızalara kazıdığı 1 Mayıslarla doludur! Taksim’in 1 Mayıs alanı olması için DİSK’in yaptığı çağrı işte bu tarihsel güçten gelmektedir. Türkiye İşçi sınıfı 1 Mayıs’ta ortaya koyacağı gücünü işte bu tarihten almaktadır. Bu tarih 15-16 Haziran’da sendikal örgütlenme özgürlüğü için tüm ülkede hayatı durduranların, 89-90 bahar eylemlerinde binlerce iş yerinde iş bırakarak meydanlarda buluşan milyonların kitleselliği ve birlikleriyle doldurduğu meydanlarda yazılmıştır. Ne zaman ki Türkiye işçi sınıfı ve emekçileri ‘her yer direniş’ diyerek bulunduğu her yerde harekete geçtiyse; işte o zaman yasakları, sermayenin temsilcilerini önüne katıp süpürüp yürümüştür. Bunu sermaye iktidarları unutmasınlar! Hele sermayenin tek adamı hiç unutmasın!

2024 1 Mayıs’ının da en yaygın ve en kitlesel şekilde kutlanması, sendikalı, sendikasız her bir iş yerinin 1 Mayıs kutlamalarının meydanları haline gelmesi işte bu yüzden önemlidir. İl örgütü olarak İstanbul’da tüm emek ve demokrasi güçlerine yaptığımız çağrı da kitlesel ve yaygın 1 Mayıs’ın örgütlenmesi çağrısıdır. Taksim 1 Mayıs alanı olacaksa işçi sınıfının kitlesel şekilde ‘yaşasın 1 Mayıs’ demesiyle olacaktır!

İstanbul da başta sanayi bölgeleri olmak üzere 13 noktada yerel 1 Mayıs kutlamalarını emek ve demokrasi güçleri ile birlikte örgütlüyoruz. 1 Mayıs’ta Taksim’i kazanmak ancak sanayi bölgelerinden, iş yerlerinden örgütlenerek gelen işçi sınıfının kitlesel gücüyle mümkün  olacaktır. Bu nedenle sendikalar ve meslek odalarını da tüm örgütlü oldukları ve bulundukları iş yerlerinden yerel kutlamaları güçlendirmeye ve 1 Mayıs’ta Taksim’e işçilerin en geniş örgütlü gücünün katılmasını sağlamak üzere mücadele etmeye çağırıyoruz. Resmi tatil olmasına rağmen mesai yapacak, çalıştırılacak olan sınıf kardeşlerimize sesleniyoruz; ‘Sefalet ücretlerini kabul etmiyoruz’ demenin, ‘Vergide adalet” demenin, ‘Sendikal örgütlenme hakkımızdan vazgeçmiyoruz’ demenin, ‘İşçi cinayetlerinde ölmek istemiyoruz’ demenin, ‘Kıdem tazminatına dokundurtmayız’ demenin, sermayenin emekçilerin boğazına çökmek istediği Orta Vadeli Plana, 12. Kalkınma Planına ‘hayır’ demenin günü 1 Mayıs’tır!

Uluslararası sermaye ve yerli işbirlikçileri, sömürü planlarının hayata geçirilmesinde ısrarcı ve hazırlıklı. Önümüzdeki yıl sermayenin değil işçi sınıfının kazandığı bir yıl olabilir! Ancak ve ancak işçi sınıfı, sermayenin saldırılarına karşı insanca çalışma ve yaşama taleplerini hayata geçirmekte ısrarcı ve hazırlıklı olursa kazanabiliriz! Bizim çağrımız budur. İş, ekmek ve özgürlük için, bugünümüzü ve yarınımızı sermayenin karanlığından kurtarmak için örgütlenelim, mücadele edelim. 1 Mayıs’ta Taksim’de en kitlesel şekilde sermayeye işçi sınıfının gücünü gösterelim!

“GÜVENCELİ İŞ, GÜVENCELİ GELECEK İÇİN…”

Tüm işçi sınıfını 1 Mayıs’ta üretimi durdurmaya, bu hayatı üreten gücün kim olduğunu sermayeye göstermeye, yapılabilen tüm iş yerlerinde 1 Mayıs kutlamaları yapmaya çağırıyoruz! İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü göz ardı etme tutumunda olan sendikal bürokrasiye, 1 Mayıs’ın kitlesel ve yaygın şekilde kutlanmasının önünü kapatan tüm adımlara, alanları yasak eden baskıcı tek adam yönetimine karşı iş yerlerinde yan yana gelelim, kendi günümüzde, kendi gücümüzü ortaya koyalım. İstanbul’da bir mayıs haftası boyunca her iş yerini bir mayıs alanına çevirelim. İnsanca çalışma ve yaşama talebimiz ne kadar güçlü ve yaygın şekilde söylenirse; mücadelemiz de o kadar güç kazanacaktır!

İnsanca yaşam ve çalışma koşullarını kazanmak için, güvenceli iş, güvenceli gelecek için, işçi cinayetlerinin son bulması için, ücretlerin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması, vergide adaletin sağlanması için 1 Mayıs’ta Taksim’deyiz! Yaşasın bir mayıs, yaşasın iş ekmek özgürlük!”

Editör: Selda Manduz