Şair Hakkı Zariç, Kars'ın Susuz Belediyesi tarafından düzenlenen 'Susuz (Cilavuz) Eğitim Kültür Sanat Festivali'nde okurlarıyla bir araya geldi.

Söğüt ağaçları altında okurlarını selamlayan Zariç, konuşmasına Cemal Süreya’nın “Kars (Beyaz Uykusuz Uzakta)” şiirini okuyarak başladı.

Antalya Altın Portakal Festivali'nin jüri üyeleri belli oldu Antalya Altın Portakal Festivali'nin jüri üyeleri belli oldu

Eb0Db44F 5D73 4051 9181 4A8D6F72220D

Ardından, Süreya’nın “Göçebe” şiirindeki “Patronun karısını zimmetine geçirip, Amasya'dan Kars'a kaçmakta olan sayman” dizelerini hatırlatan Zariç, “zimmet” kavramına ve bu kavramı meslek edinmiş kişilere olan şaşkınlığını dile getirdi.

Edebiyatçılar ile okurların arasındaki mesafenin kaldırılması için iki tarafında çaba göstermesi gerektiğini ifade eden Zariç, “Bazı şeyler sanki bizim dışımızda olur; iyi ve kötü şeyler, hastalık ve ölüm gibi olaylar hep başkalarının başına gelirmiş gibi düşünürüz. Edebiyat da biraz böyledir; yazan, çizen insanlar, şairler, edebiyatçılar sanki hep bizim dışımızda, çok uzak ve erişilmezmiş gibi gelir. Ancak, bu yakınlığı hissedebilmemiz için onlarla temas etmemiz gerekir. Bu teması sağlamak hem onların vazifesi hem de bizim vazifemizdir” dedi.

Kars ile özdeşleşen Aşıklık geleneğine değinen Zariç, Aşıkların sözlü kültürdeki önemine dikkat çekerek, “Şöyle bir şey var; bizimle yan yana olup, zamanı bizimle geçiren insanlar da bu memlekette okumuş, yazmış ve üretmiş, sözlü ve yazılı olarak faaliyetlerde bulunmuşlardır. Halk aşıkları kahveye gelip şarkılarını söylediklerinde, ‘çalıp çığırdıklarında’ bana bir mucizeyi gerçekleştirmiş gibi gelirler. Özellikle onların dudak değmez atışmaları, çok kıymetli bir edebiyat birikimidir. Bize değişik bir edebiyat birikimi sunmuşlardır ve bu, büyük bir yetenektir. Bu doğaçlamayı gerçekten sağlayabiliyor olmaları ve atışmaları doğaçlama ile sürdürmeleri birikimle beraber yetenek gerektirir. Hep onların yeteneklerine hayran kalmışımdır” ifadelerini kullandı.

32996C66 A6A9 45E9 9103 3811550Fb3F7

Susuz’da uzun yıllar yaşayan ve Sürmeli İlgar’ın kitabında yer alan bir bölümü okuyan Zariç, dinleyenleri Cilavuz’un sözlük anlamı hakkında bilgilendirdi. Rivayete göre, Cilavuz’un iki farklı anlamı vardır: Birincisi, Rusça’da çok sevilen bir çiçek olduğu söylentisidir. İkincisi ise, Cilavuz köyünün ‘Çilhavuz’ adında bir Türk saygını tarafından kurulmuş olmasından dolayı bu adı aldığıdır.

Öte yandan yolu Cilavuz’dan geçen şair ve yazarlara dair anekdotlar anlatan Zariç, Şair ve siyasetçi Bahçet Kemal Çağlar’ın 29 Ekim 1929’da valilik kararıyla kurulan Kars Gazetesi’nde yazı yazdığına dair bilgi vererek, Çağlar’ın Kars’ta askerlik yaptığını söyledi.

Yazar Eray Canberk’in Cilavuz Köy Enstitüsü’nde geçirdiği zamanı ve anılara da değinen Zariç, Şair Can Yücel’in de çocukken Cilavuz Köy Enstitüsü’nde fotoğraf çekildiğini ifade etti.  Yazar Ümit Kaftancoğlu, yönetmen Taylan Mintaş, Turgut Uyar, Şair Öztürk Uğraş, Haydar Ergüder ve yolu susuzdan geçen ve edebiyata katkıda bulunan herkesi andı ve teşekkür etti.

Editör: Selda Manduz