Soma katliamının 10. yılında çok sayıda oda, sendika, siyasi parti ve kitle örgütü anma eylemi düzenledi.

Madenci aileleri, 301 Madenci Derneği, TMMOB, Çağdaş Hukukçular Derneği, TİP, DİSK, EMEP, DEM Parti, SOL Parti, Eğitim Sen, TKP, Tüm Emekli Sen, ESM, SES, Bağımsız Maden İşçileri Sendikası, Manisa Tabip Odası, Eğitim İş katıldı. Cengiz Topel Meydanı'nda toplanan kitle Beş Yol Madenci Anıtı'na yürüdü.

Kitle "301'in Hesabı Sorulacak", "Kaza Değil Katliam, Kader Değil Cinayet", "Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz", "Atılan Tekmeyi Unutmadık", "Soma'yı Unutma Unutturma" sloganlarını attı.

Maden anıtı önünde ortak basın açıklaması okundu, saygı duruşu yapıldı ve katılan bütün kurumlar adına konuşma yapıldı.

“HER 5 SAATTE BİR İŞÇİ HAYATINI KAYBEDİYOR”

Ortak basın metnini Eğitim Sen adına okuyan Mustafa Savur, "Madenciler işyerlerinde ölmeye devam ediyor. İSG verilerine göre her yıl 2000 civarında işçi işyerlerinde yaşamını yitiriyor. Her 5 saatte bir işçi hayatını kaybediyor. Böyle giderse de hayatlarını kaybetmeye devam edecekler. Bu davanın takip edilmesi yeni ölümlerin olmaması için önemlidir. Herkesi 12 eylülde yapılacak davayı takip etmeye davet ediyoruz." dedi.

301 Madenci Derneği adına konuşan İsmail Çolak," Biz katledilen 301 madenci aileleri olarak yaklaşık 10 yıldan beri verdiğimiz bir adalet mücadelesi var. Maalesef biz adaletin ülkemizde bazı insanların tekelinde olduğunu bilemedik. Bizim çocuklarımızı katleden sorumlu sanığın hiçbirinin cezaevinde olmadığı, ödüllendirerek tahliyelerine karar veren ama 301 madencinin hak ve adalet mücadelesini veren başta Selçuk Kozağaçlı ve Can Atalay olmak üzere birçok akademisyenin, eğitimcinin, siyasetçinin yaptıkları modern hapishanelerinde şu anda tutsaklar. Türkiye'de bulamadığımız adaleti maalesef AİHM'den bulmaya çalışıyoruz." dedi.

Bağımsız Maden İş Sendikası adına konuşan Ferhat Akılman, "301 madencinin ölümünde denetlemenin ve patronların çok fazla kar elde etmelerinin ve ceplerini doldurmanın hırsı burada toplumun acısını tazeliyor. Bugün buralara madenlerde işçi sınıfını haklarını aramak için tehdit eden işverenler bu 301 madencinin ölümünün sorumlusudur. 301 madencinin ve hala İliç'te toprak altında olan madencilerin hesabı sorulacaktır." dedi.

“KAPİTALİZM HİÇBİR ZAMAN İŞÇİ SAĞLIĞINI ÖN PLANA ALMAZ”

Türk Tabipler Birliği adına konuşan Mustafa Torun," Bizler hekimler olarak kendimizi insanları yaşatmaya adamışız. Bu yüzden bu iş kazası değil iş cinayetidir. Koruyucu hekimliğin en önemli önemli ögelerinden birisi işçi sağlığıdır. Kapitalizm hiçbir zaman işçi sağlığını ön plana almaz."dedi.

KESK adına konuşan Ayfer Kocak," 301 canımızı kaybettiğimizden itibaren 10 yıl geçti. Biz biliyoruz ki burada da gördüğümüz ailelerin, madencilerin, emekçilerin acısından en ufak bir değişiklik yaşanmadı. Bu ülkede AKP iktidarı döneminde hızla özelleştirme süreçleri yaşandı. Kamunun yönetmesi gereken madenler bilgi birikiminin var olup olmadığına bakılmadan, bilimsel yöntemlerin uygulanıp uygulanmadığına bakılmadan maalesef tek kriterin yandaşlık ve sermaye olduğu şartlarda işçiler, emekçiler ölüme terk ediliyor." dedi.

“ 12. KALKINMA PLANINA KARŞI MÜCADELEYİ ÖRGÜTLEMEMİZ GEREKİYOR”

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ise,”Soma'daki 301 işçinin katili sermaye, iktidar ve sendikal bürokrasinin kendisidir. Bu ülkede, sömürü düzeninin, baskı düzenin devam etmesi için sermayenin önüne kırmızı halı seren en başta saray rejimidir.” dedi

İktidarın yeni saldırı yasalarını parlamentoya getirmeye hazırlandığını söyleyen Aslan, “12. Kalkınma Paketi ve 3 yıllık Orta Vadeli Plan bu ülkede daha fazla iş cinayeti, yoğun emek sömürüsü, uzun çalışma saatleri sendikasızlaştırma, güvencesiz esnek çalışmanın yasaları olarak gelecektir. Eğer bizler yeni Somalar, Ermenekler, İliçler, Amasralar olmasını istemiyorsak o zaman topyekun olarak 12.kalkınma Planına karşı mücadeleyi örgütlememiz gerekiyor.” dedi.

Tek adam iktidarının ve onların türevi olan diğer burjuva partilerinin hepsinin işçi sınıfına karşı olduğunu söyleyen Aslan, “Önümüzdeki dönem Türkiye işçi sınıfının ve emekçilerin, yoksul halkımızın birlikte mücadele edeceği bir dönemdir. Ancak bu saldırıları işçi sınıfının halkın örgütlü gücü durdurabilir.” dedi.

Son olarak Aslan, “Selçuk Kozağaçlı'nın cezaevinden çıkmasını istiyorsak, Can Atalay' ın serbest bırakılmasını istiyorsak çok açıktır, daha fazla mücadele daha fazla örgütlenmeyi gerektirir. Bu iktidardan er ya da geç hesap soracağız.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

TMMOB adına konuşan Hüsnü Meydan,"Soma maden faciası görünmez bir kaza değil, neoliberal anlayışın bir sonucu olarak kamu madenciliğinin yok edilmesi, iş güvenliği anlayışını görmezden gelinmesinin bir sonucudur. Soma faciası basit bir ihmal değil madencilik bilgi ve birikiminin yok sayılmasının, teknik bilgi ya da altyapı yetersizliğinin, bilimin yerine keyfiliğin, emeğe ve emekçiye saygı yerine kar hırsının sonucudur." dedi.

Kaynak: Evrensel

Editör: Selda Manduz