İşçi konfederasyonlarından ortak bildiri: Asgari ücrete zam, vergide adalet ve eşit gelir dağılımı çağrısı İşçi konfederasyonlarından ortak bildiri: Asgari ücrete zam, vergide adalet ve eşit gelir dağılımı çağrısı

Sık sık iş cinayetleri, kötü çalışma koşulları ile gündeme gelen Mersin’deki Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) şantiyesinde yaşanan son olay “Akkuyu adeta köle kampı” tabirini tekrar akıllara getirdi.

Evrensel’den Mahsun Kılıç’ın haberine göre, Akkuyu NGS’de kaynakçı olarak çalışan Üstat Tunç, turnikeye kart basmak istememesi üzerine saha polisleri tarafından darbedildi.

Akkuyu NGS şantiyesinde kaynak ustası olarak çalışan 44 yaşındaki Üstat Tunç, 26 Nisan günü iş çıkışında saat 16.00 sularında yeni kurulan turnikelere kart basmak istemeyince şantiye sahasında işçilere sürekli ceza yazmalarıyla, şantiye sahasında uyguladıkları şiddetle bilinen Rus saha polisleri tarafından alıkonulduğunu konteynere kilitlenerek darbedildiğini söyledi. Başına gelecekleri tahmin ederek video çekerek turnike alanına yürüdüğünü söyleyen Tunç, “Kart basacağım esnada video kaydına devam etmek istediğimi söyleyince bana müdahale ettiler. Yapılan uygulamanın doğru olmadığını söyleyince üzerime saldırıp apar topar arabaya götürdüler, sonra da darbettiler” dedi.

"KIRIK AYAĞIMI TEKMELEDİLER"

Saha polislerine, depremzede olduğunu ve depremde göçük altında kaldıktan sonra sağ bacağının kırık olduğunu defalarca söylemesine rağmen şiddetin devam ettiğini belirten Tunç, “Beni bir konteynere götürdüler, fiziki şiddette bulundular. Depremzedeyim, bacağım kırık vurmayın diye uyarmama rağmen kırık bacağıma vurdular, ilk vuruşta zaten yere düştüm. Karnıma bastılar, dirsekleriyle karnıma baskı yaptılar. Zorla kolumu bükerek telefonun kilidini açmaya çalışıp çektiğim videoyu silmeye çalıştılar ama direnmeye çalıştım. Bilerek, iz olmasın diye özellikle karnıma vurdular. Çektiğim videoda şiddet uygulayanlar görünüyor” diye konuştu.

"DARP RAPORU ALDIM"

Fırsat bulduğunda jandarmayı arayarak şikayetçi olduğunu söyleyen Tunç, ilerleyen saatlerde jandarmanın olay yerine gelerek ifadesini aldığını, gece saatlerinde de Aydıncık Devlet Hastanesine giderek darp raporu aldığını söyledi. Büyükeceli Jandarma Karakol Komutanlığında ifadesinin alındığını belirten Tunç, “Benim ifadem alındıktan sonra beni darbeden ve zorla arabaya koyanları karakolda gördüm, onların da ifadesi alındı” dedi.

TUVALETİN ÖNÜNE TURNİKE: İŞÇİ TUVALETE GİTTİ DİYE İŞTEN ATTILAR

Akkuyu NGS şantiyesine iki yeni turnike yapıldığını belirten Tunç, yapılan turnikelerle daha fazla baskının artırılmak istendiğini söyleyerek, “Turnikelerden birini tuvaletlere yakın bir yere, öbürünü çıkışa doğru bir yere kurdular. O turnikelere 16.10’dan önce kartı basarsan ceza kesiyorlar. Baskıyı artırmak, daha fazla çalıştırmak ve işçilere para cezası kesmek için kurdular turnikeleri” diye konuştu. Tunç daha sonra işten atılan arkadaşından örnek vererek, “Maraş’tan benim gibi depremzede bir arkadaşım vardı. Tuvalete gittiği için işten attılar. Tuvalete gidenlere kart basın denmiş ama kartı basanları kamptan attılar” dedi.  Depremden sonra ayağına platin takıldığını söyleyen bu nedenle de yavaş yürüyebildiğini anlatan Tunç, “Şantiyede yavaş yürüyorum diye Rus ‘saha polisleri’ bana ceza kesiyorlar. 150’ye yakın işçi arkadaşımız toplanıp olayı protesto ettiği için cezayı kaldırmışlardı” dedi.

"SİGARA İÇENE 10, TELEFONLA KONUŞANA 8, OTURURSAN 3-4 BİN LİRA"

Akkuyu NGS şantiyesinde çalışan başka işçiler de yeni kurulan turnikelerden şikayetçi, “Akşam çıkış saatlerimiz 15.45 civarıydı ama şimdi bunu arttırmaya çalışıyorlar. 16.00’da çıkın diyorlar ama o saatte çıkınca çıkış kapısına geç kalıyor ve ceza yiyoruz. Zorbalıktır bu yapılan, gittikçe daha çok musallat oluyorlar bize, nefes aldırmıyorlar. Şalt sahası yani çıkışın olduğu yer ile tuvaletlere yakın yerlere oraya da rektör-1 bir dediğimiz yere kurdular. Turnike ile para cezası ile insanları boğmak istiyorlar” diyen işçiler, kesilen cezaların ‘tarifesini’ şöyle anlattı: “Sigara içsen 10 bin, telefonla konuşsan 8 bin ve oturduğun zaman da ise 3-4 bin lira ceza kesiyorlar.”

Editör: Selda Manduz