Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Van Seçim Kurulu mazbatayı AKP adayı Abdulahat Arvas'a verme kararının ardından Kürt illerinde başlayan direnişi hedef aldı. Erdoğan, "Her kim şiddeti, kaosu, eşkıyalığı, vandallığı bir hak arama yolu olarak görürse, dün olduğu gibi yine karşısında devletimizin çelikten yumruğunu bulacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik mensupları ile iftar programında konuşma yaptı.

İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde 29 kişinin öldüğü yangına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faciayla ilgili adli ve idari tahkikat hemen başlatılmış ve 9 kişi gözaltına alınmıştır. Belediye dahil böyle büyük bir acının yaşanmasında kimin sorumluluğu, ihmali, kusuru varsa hepsinin de üzerine kararlılıkla gidilecektir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından başlıklar şöyle:

"Siyaset üstü görmemiz gereken bir diğer konu da terör belasıdır. PKK'sından FETÖ'süne, DEAŞ'ından DHKP/C'sine hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleri milletimizin düşmanıdır. Teröre karşı çok etkin bir mücadele yürüttük ve yürütüyoruz. Türkiye'nin ve bölgenin geleceğinde teröre yer olmadığını dost düşman herkese göstermekle kararlıyız. Son seçimlerle birlikte bu kararlılığımız daha da perçinleşmiştir. Geçmişte olduğu gibi Türkiye'nin siyasetini, ekonomisini, diplomasisini terör örgütleri vasıtasıyla dizayn etmeye çalışanlar inşallah emellerine ulaşamayacaktır.

DEM Partili belediyelerden Erdoğan'a: Kayyımların borcunu ödüyoruz DEM Partili belediyelerden Erdoğan'a: Kayyımların borcunu ödüyoruz

Can çekişen terör örgütlerini yeniden palazlandırma niyetlerini görüyoruz. Bunları çok yakından takip ediyoruz. Özellikle dün akşamdan itibaren bazı illerimizde sokaklarımızı karıştırma, milletimizin malına, mülküne saldırma hadiseleri yaşandı. Birileri yine sokaklarımızı terörize etmeye kalkıştı. Emniyet güçlerimiz bu provakatörlere gerekli müdahalelerde bulunarak olayların büyümesini engellemişlerdir. Her kim şiddeti, kaosu, eşkıyalığı, vandallığı bir hak arama yolu olarak görürse, dün olduğu gibi yine karşısında devletimizin çelikten yumruğunu bulacaktır. Dünyanın hiçbir medeni devleti böyle bir şeye göz yummaz. Türkiye Cumhuriyeti de bir çadır devleti değildir, olmayacaktır.

Milletin iradesine ve takdirine hiçbir şekilde hürmetsizlik etmeyiz ama Kandil'deki terör baronlarının da farklı maskeler altında baskıyla vatandaşlarımıza tekrar musallat olmalarına, şehirlerimizin huzuruna ve barışına kast etmelerine, milletin imkanlarını dağdaki teröristlere peşkeş çekmelerine, artık geçmişte kalan acıları insanımıza tekrar yaşatmalarına kesinlikle izin vermeyiz, veremeyiz.

Bu tarz teşebbüsler karşısında hukuk devletinin gereği neyse demokrasimiz neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan çekinmeyeceğiz. Tüm siyasi aktörlerden de hukukun üstünlüğüne saygı göstermelerini bekliyoruz. Terörle mücadeleyi demokratikleşmeden, demokratikleşmeyi de ekonomiden bağımsız görmüyoruz. Tüm bu alanlardaki başarıların diğerini geliştirdiğine, desteklediğine inanıyoruz.

Bugüne kadar hep özgürlük, güvenlik dengesini korumaya gayret ettik. Birini ötekine tercih etmeden, dengeli bir şekilde bugünlere geldik. Son 21 yılda olduğu gibi gelecekte de hak ve özgürlükler alanında reformlarımızı idame ettireceğiz. Ekonomide yol haritamız olan orta vadeli program ve 12. Kalkınma Planımızı uygulamakta kararlıyız. Büyümeyi taviz vermeden, istihdamı ve ihracatımızı artırıyoruz, cari açığımızı iyileştiriyoruz. Yılın ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşüşe geçtiğine inşallah hep birlikte şahit olacağız. Bugün TÜİK tarafından açılan verilen aylık enflasyonun Mart ayında gerilediğini gösteriyor. Enflasyonun düşmesi yapılan ücret artışlarını önleyerek kalıcı refah artışlarını sağlayacaktır.

Düzensiz göç ve suç örgütleriyle mücadelede de etkin kararlı ve kapsamlı adımlar atmayı sürdüreceğiz. Dağdaki eşkıyaya nasıl müsaade etmiyorsak kendini devletten, hukuktan üstün gören şehir eşkiyalarına da nefes aldırmayacağız. Bilhassa istikbalimizin güvencesi olan gençlerimizi hedef alan zehir tacirlerinin tepesine binmekten geri durmayacağız."

Editör: Selda Manduz