Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ilham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, geçen ay ABD’de Başkan Donald Trump’ın arabuluculuğunda bir anlaşma imzalayarak Güney Kafkasya’da “Trump koridoru” nu oluşturdu.
ABD için Trump’ın “barış yeteneği” öne çıktı. Azerbaycan, zaferin yeni bir evresi olarak değerlendirdi.
Ermenistan, Rusya’dan uzaklaşmanın önemli bir adımı olarak gördü. Türkiye, Trump koridorunda yeni iş fırsatları yakalama umudunu taşıdı.
Bölgedeki tarihsel düşmanlık ve Karabağ meselesi, anlaşmayla birlikte barış ve güvenli ticaret söylemleri öne çıkmasına rağmen, süreç özellikle Ermenistan iç siyasetinde tartışmalara yol açtı.
ERMENİSTAN’DA MUHALEFET VE MEDYANIN TEPKİSİ
Ermenistan medyasından Hraparak, istihbarat ve Azerbaycan hattındaki eski gelişmeleri gündeme taşıyarak 2020 Karabağ Savaşı dönemine dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Yayın organı, Paşinyan yönetimine muhalif tutumuyla biliniyor ve Kadife Devrim’den bu yana eleştirel çizgisini sürdürüyor.
Ermenistan’da “Avrupa rotasında” ilerleme ve Rusya’ya karşı konumlanma stratejisi, iç siyasette suların kolay kolay durulmayacağını gösteriyor.
PAŞİNYAN YÖNETİMİNE İSTİHBARAT SUÇLAMALARI
Hraparak’ta imzasız yayınlanan bir haberde, ülkenin istihbarat kurumunun başındaki Andranik Simonyan hedef alındı.
Hariciye’den Erkin Öncan’ın aktardığına göre, haberden önce Ermenistan istihbaratının siyasetteki tartışmalı yerini kısaca hatırlamak gerekiyor.
Sovyet Ermenistanı’nda KGB’nin ardılı olan Ermenistan Ulusal Güvenlik Servisi (NSS), Paşinyan reformlarından payını alan, aynı diğer ülkelerdeki gibi siyasi rekabetin sert bir şekilde yaşandığı ve kadrolaşma tartışmalarına konu olan bir ulusal istihbarat örgütü.
Teşkilatın şimdiki başkanı, 1989 doğumlu Simonyan da, Paşinyan’ın reformları sonucunda göreve gelen bir isim. Teşkilatın bir önceki başkanı Armen Abazyan ise Paşinyan tarafından görevden alınmıştı. O dönem Ermenistan medyasında Abazyan’ın, Paşinyan’ın Rusya yanlısı oligark Samvel Karapetyan’ın evinde gösteri düzenleme talebini reddettiği için görevden alındığı iddia edilmişti.
Ermenistan’da merkez sağ Vatan Partisi’nden, eski istihbarat başkanı Artur Vanetsyan’a göre Simonyan’ın göreve gelmesi Paşinyan’ın kadrolaşma çabasının bir sonucu olduğu gibi, Simonyan bu görevin ‘gerekliliklerini karşılamayan’ biri.
Yasa dışı miting, darbe girişimi ve hatta Paşinyan’a suikast gibi suçlamalarla çeşitli defalar tutuklanan Vanetsyan, teşkilattaki kadrolaşmanın ve Simonyan’ın teşkilat başkanlığına atanmasının Paşinyan’ın iktidarını sürdürmek için tek dayanağı olduğunu iddia etmişti.
“Eğer kolluk kuvvetlerinin desteğini bir saniyeliğine bile çekerseniz, bu hükümet beş dakika içinde çöker” diyen Vanetsyan, NSS’nin son 7 yılda 6 farklı direktör değiştirdiğini hatırlatarak, Simonyan’ın ‘liyakatsizliğini’ şu ifadelerle açıklamıştı:
“Bugünkü NSS direktörü, kısa bir başkan yardımcılığı görevi dışında kurum içinde hiç görev yapmamış bir isim. Simonyan’ın başkan yardımcılığı da yasa ihlaliyle gerçekleşti. Simonyan yüzbaşı rütbesine sahip, oysa yasaya göre başkan yardımcılarının en az albay rütbesinde olması ve son 3 ila 5 yıl içerisinde kıdemli görevlerde bulunmuş olması gerekiyor.”
Vanetsyan eleştirilerinde ileri giderek, hükümetin ‘yabancı istihbarat servisleri tarafından yönlendirildiği izlenimi verdiğini’ söylemiş, “Ermenistan’ın güvenlik sistemi çok kötü bir durumda. Güvenlik tek bir kurum ya da işlev değildir, bir bütün olarak işler. Bugün ise parçalanmış bir güvenlik sistemiyle karşı karşıyayız” demişti.
SİMONYAN’IN AZERBAYCAN ZİYARETİ
Simonyan’ın geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’a düzenlediği ziyaret de, hem Simonyan çevresinde şekillenen tartışmalar, hem de ziyarete dair öne sürülen iddialar zemininde dikkatle takip edildi.
Ermenistan kamuoyu, 19-21 Eylül tarihlerinde düzenlenen üçüncü Uluslararası Güvenlik Konferansı’na katılmak için Bakü’ye giden Simonyan başkanlığındaki heyetin, Ermeni savaş esirleri konusunu gündeme getirmesini bekliyordu. Savaş esirleri konusu, Ermenistan muhalefetinin Paşinyan liderliğine yönelik suçlamalarında sıkça dile getirilen bir mesele.
Bu noktada Hraparak’ın ‘güvenilir kaynaklardan aldığı’ bilgiler ise gündemde bomba etkisi yarattı. Habere göre Simonyan, Bakü’ye yaptığı ziyaret sırasında Azerbaycan tarafına, ikili ilişkilerin normalleşmesi çerçevesinde vatana geri dönmesini istediği 10 savaş esirinin isimlerinin bulunduğu bir liste sundu.
‘SURİYELİ PARALI ASKERLER’ YENİDEN GÜNDEMDE
Medyaya yansıyan haberlere göre ayrıca, Azerbaycan tarafı, Simonyan’ın sunduğu listeye karşılık, 2020 yılındaki savaşa paralı askerler olarak katılan iki Suriyeli militanın iadesini istedi.
Hraparak’a göre Simonyan, bu talebi kabul etti. Haberlere göre bu isimler, Suriye vatandaşları Muhrab Muhammed el-Şheri ve Yusuf Alabet el-Haci.
Azerbaycan’ın savaş döneminde Suriyeli paralı askerleri kullandığı yıllardır öne sürülen bir iddia. Azerbaycan tarafı söz konusu iddiaları kesin bir dille reddediyor. Ermenistan makamları ise, yakalanan ve yargılanan Suriyeli militanların isim ve fotoğraflarını yayınlamıştı.
Ermenistan makamlarına göre, Mayıs 2021’de müebbet hapse mahkum edilen isimlerin her ikisi de kendilerine yöneltilen suçlamaları, ‘terör eylemleri’ de dahil olmak üzere kabul etmiş, ayrıca paralı asker olduklarını itiraf etmişlerdi. Ermeni yetkililer, bu durumu Türkiye’nin para karşılığı binlerce Suriyeli savaşçıyı Azerbaycan saflarında Karabağ’da savaştırdığının kanıtı olarak sunmuştu.
Özellikle, Hraparak’ın haberinde bahsedilen iki isim, Ermenistan’ın Suriyeli militanlar iddiasının dayanağını oluşturan isimlerdi.
Yani Simonyan’ın ziyareti, hem ‘sahipsiz bırakılmakla’ eleştirilen Artsah yöneticilerinin akıbeti, hem de Suriyeli militanlar gibi iki hassas konuda suçlanmasına yol açtı. Bu suçlamalar, muhalefetin Paşinyan yönetimine yönelttikleri ‘Karabağ davasını terk etme’ ithamıyla anlamlı bir paralellik içerisinde.
TEŞKİLATIN AÇIKLAMASI SORU İŞARETLERİNİ ARTIRDI
Ermenistan istihbaratı ise, gündemdeki bu iddiaları ne doğruladı, ne de yalanladı. Bu tutum, muhaliflerin iddialarının doğru olduğu yönündeki algıyı güçlendirdi.
Teşkilat, ziyaretin ayrıntılarını paylaşmaktan kaçındı. Resmî gerekçe, Simonyan’ın Bakü’de düzenlenen uluslararası bir konferansa katılımıydı. Ancak kurum, Simonyan’ın Azerbaycan’da tutulan, aralarında Dağlık Karabağ’ın sekiz eski lideri de bulunan en az 23 Ermeni esirin serbest bırakılması konusunu gündeme getirip getirmediğini açıklamadı.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki son esir değişimi Aralık 2023’te gerçekleşti. Bu çerçevede Azerbaycan, 32 Ermeni asker ve sivili serbest bırakırken, Ermenistan da iki Azerbaycan askerini iade etmişti. Anlaşma kapsamında Erivan ayrıca Bakü’nün 2024’te COP29 İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapma girişimine itirazlarını geri çekmişti.
Simonyan’ın ziyaretinde belirli pazarlıkların yapıldığı herkesin malumu, ancak Washingon’da imzalanan anlaşmada esir takasına dair hiçbir taahhüdün yer almaması, Azerbaycan’ın elini güçlendirirken, Ermenistan muhalefetinin öne çıkardığı bir diğer eleştiri başlığı haline geldi.
Teşkilatın ‘sessizliği’ soru işaretleri yaratsa da, Azerbaycan’ın varlığını hiçbir zaman kabul etmediği iki militanın iadesini istemesi de olayların mantık çerçevesine oturmuyor. Üstelik, konuyla ilgili Azerbaycan makamlarından da henüz bir doğrulama veya yalanlama gelmedi.
Ermenistan’da muhalefet, Türkiye’yi de dahil ederek bu konuyu ‘ısıtmaya’ devam ediyor. Elbette, 5 yıl önceki savaşta Suriyeli militanların yer aldığının bir şekilde kabul edilmesi sahadaki durumu etkilemeyecek, ancak muhalefetin yükseldiği mevcut koşullarda Paşinyan yönetimini bir kez daha sarsacaktır.