“Somut sonuç üretmemesi” ve seçmen tepkisinin artması nedeniyle iktidarın çözüm sürecini sonlandırmayı değerlendirdiği öne sürülüyor. MHP lideri Bahçeli’nin YPG çıkışları da AKP kulislerinde “sürecin tıkandığı” yorumlarını güçlendirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin YPG ile ilgili son açıklaması da bu çerçevede ele alınıyor. AKP kulislerinden sızan bilgilere göre, özellikle son aylarda yapılan kamuoyu yoklamalarında milliyetçi-muhafazakâr seçmenin süreçten rahatsızlık duyduğu belirtiliyor.
Parti kaynakları, bu rahatsızlığın Cumhur İttifakı’nın oy oranlarını aşağı çektiğini ve bu nedenle sürecin sona erdirilmesinin gündeme geldiğini aktarıyor.
Cumhuriyet’ten Merve Kılıç’ın AKP kulislerine dayandırdığı haberine göre; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son günlerde yaptığı dikkati çeken açıklamalar, yeni çözüm sürecinde yeni bir tartışma cephesi açtı.
Bahçeli, son açıklamasında “terörsüz Türkiye” vurgusu yaparak sürece sahip çıksa da Suriye'deki YPG/SDG’ye yönelik sert konuştu. “Lağvedilen PKK terör örgüne mensup terörist unsurlarının kademe kademe SDG/YPG’ye katılıp katılmadığı henüz tam berraklaşmayan bir muamma olarak önümüzdedir” diyen Bahçeli, “27 Şubat 2025 tarihinde PKK’nın kurucu önderi tarafından yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısı bölücü terör örgütünün bütün bileşenleri için bağlayıcı mahiyettedir. SDG/YPG bu çağrıdan muaf ve istisna değildir. Bölücü terör örgütü türevlerinin bütünüyle önderleri nezdinde sadakat ve samimiyet testinden geçtiği, siyonist alçaklığın mı yoksa İmralı’nın mı belirleyeceği olacağı yakında iyice anlaşılacaktır. Terör devleti İsrail, Suriye’nin bölünmesi ve parçalanması hususunda devamlı el yükseltmektedir. Görünen odur ki, SDG/YPG İsrail’in yörüngesindedir” ifadelerini kullandı.
Söz konusu açıklamalar, sürecin beklenen karşılığı bulmaması ve seçmen tepkisinin giderek artması nedeniyle iktidarın “çıkış arayışına” girdiğine yönelik tartışmaları beraberinde getirdi.
AKP kulislerinde, sürecin somut sonuç üretmemesi ve seçmen tepkisinin giderek artması nedeniyle iktidarın “süreci sonlandırma” seçeneğini değerlendirdiği konuşuluyor. Cumhur İttifakı, Bahçeli’nin çağrısıyla şubat ayında başlatılan açılım sürecinde yalnızca sınırlı ilerleme kaydedebildiğine de işaret ediliyor. PKK’lı küçük bir grubun sembolik olarak silah bırakmasının dışında somut bir adım atılmadığı kulislerde konuşulurken, bu durumun sürecin tıkandığının göstergesi olduğu kaydediliyor.
"SEÇİM SÜRECİNDE BÖYLE BİR YÜK TAŞINMAZ"
AKP kaynakları, özellikle son aylarda yapılan anketlerde milliyetçi-muhafazakâr seçmenin çözüm sürecinden rahatsızlık duyduğunu, bu tepkinin Cumhur İttifakı’nın oylarını aşağı çektiğini aktarıyor. Bir kaynak, “Sürecin devamı artık siyasal maliyet doğuruyor. Seçim sürecinde böyle bir yük taşınmaz” değerlendirmesini yaptı.
İKİ FARKLI YAKLAŞIM
Parti kulislerinde sürece ilişkin iki eğilim öne çıkıyor. Bir kesim, uluslararası dengeler ve bölgesel gelişmeler nedeniyle açılımın sürdürülmesinin zorunlu olduğunu savunurken, diğer kanat seçmen baskısının daha ağır bastığını, sürecin fiilen sona erdirilmesinin “ittifakı rahatlatacağını” ifade ediyor.
Bahçeli’nin açıklamalarının, AKP içindeki ikinci eğilimi güçlendirdiği, Erdoğan’ın da bu nedenle sürecin geleceğine ilişkin kararını seçim takvimine göre şekillendireceği konuşuluyor. Parti kaynakları, Cumhur İttifakı’nın seçim hazırlıklarına odaklanacağı bir dönemde “seçmen kaybettirecek” adımlardan kaçınılacağına dikkati çekerek, açılımın fiilen sona erebileceğini belirtiyor.




