DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları sonrası başlayan yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin, "Biz çağrımızı sizler aracılığıyla bir daha yapıyoruz. Burada konuşması gereken bir diğer kişi Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Kürt sorununa nasıl yaklaştıkları ve bu dönemde yaklaşımların, küçük ortağın attığı bu yaklaşımlarla ilgili kendi değerlendirmelerini kendi ağızlarından dinlemiş değiliz" dedi. 

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, 13. Olağan Genel Kurulu’ndaki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hatimoğulları, eski HDP Milletvekili Ufuk Uras'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesinin ardından Abdullah Öcalan’a ilişkin “kısmi af beklentisi” açıklamalarının ardından AKP Grup Başkanı Abdullah Güler’in “Gündemimizde yok” sözlerini şöyle değerlendirdi:

“Ufuk Uras’ın gidip görüşme yapmasını doğal olarak görüyoruz, olabilir şeyler. Türkiye’de Kürt sorununun  barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesine dair mesajımızı her fırsatta DEM Parti olarak verdik. Bizim de buradan elbetteki çağrımız, barışın toplumsallaşmaya ihtiyacı var. Barışın sadece siyasi partilerde konuşulan bir şey değil, bunun çok ötesinde toplumun nezdinde, her kesimi tarafından konuşulması gerekiyor. Bu nedenle Türkiye’de bütün aydınların, yazarların, sanatçıların, gazetecilerin her kesime bu konuda sorumluluklar ve görev düşer.

“KAYYUMLARIN DEVAMI GELEBİLİR”

Hatimoğulları, DEM Parti belediyelerine yönelik kayyum atamalarına ilişkin de şunları söyledi:

“Kayyum atamalarına devam ediliyor. Dün Tunceli’deydim ben.  Bunun arkası gelebilir. Bu ihtimalleri hükümete yakın basında da ayrıca hükümet sözcülerinin yaptığı açıklamalardan da kayyumun devamının gelebileceğine dair işaretler var. Biz kayyumun Türkiye’de bir siyasi darbe olduğunun altını sürekli çizdik. Kayyum siyasi darbe olmakla kalmayıp yurttaşın seçme ve seçilme hakkını elinden almak demektir. Bir yandan sözde barış eli uzatılacak, öte yandan kayyum atanacak, bunları doğru bulmuyoruz.

Kayyum rejimiyle ilgili gerek cezaevindeki uygulamalar gerekse bundan sonra varsa akıllarında plan ve proje bu konuda hükümet, Cumhurbaşkanlığı kabinesinden doğru bizlere gelmiş herhangi bir bilgi yoktur. Aynı şekilde MHP Genel Başkanı’nın yaptığı açıklamalar dışında, kamuoyunda yapılmış olan açıklamalar dışında herhangi bir bilgimiz yoktur.

"KONUŞMASI GEREKEN KİŞİ CUMHURBAŞKANI’DIR"

Biz çağrımızı sizler aracılığıyla bir daha yapıyoruz. Burada konuşması gereken bir diğer kişi Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Kürt sorununa nasıl yaklaştıkları ve bu dönemde yaklaşımların, küçük ortağın attığı bu yaklaşımlarla ilgili kendi değerlendirmelerini kendi ağızlarından dinlemiş değiliz. Yaptıkları tek açıklama, Cumhur İttifakı içinde bir çatlak olmadığına dairdir fakat bizi daha çok ilgilendiren, Türkiye’de Kürt sorununun çözümüne dair yaklaşımları nedir, bu konuya dair açıklama hala mevcut değil ama bir pratik mevcuttur.  O pratik  kayyumdur. Kayyum devam ettikçe barışın konuşulması gittikçe ortadan kaldırıldığının altını çizmek isterim. Bugün partimize dönük baskılar. Dersim'de, Batman’da yaşananlar insanların demokratik haklarını ifade etmek için demokratik zeminde verdikleri mücadeleye adeta İsrail’in Filistinlilere yaklaşımı gibi baskılarla karşılaştık.

"DEM PARTİ OLARAK BU KONUDA ASLİ ÖZNEYİZ"

Bizler müzakerenin demokratik bir zeminde onurlu bir barışın konuşulması olasılıklarının konuşulması halinde DEM Parti olarak bu konuda asli özne olduğumuzun altını çiziyoruz ancak kayyum rejimi ve diğer uygulamalar,  baş eğdirme, boyun eğdirme politikaları devam ettiği sürece demokratik zemindeki mücadelemizi sürdüreceğiz."

NE OLMUŞTU?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'de partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Bugün kitabın ortasından hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak nitelikte konuşacağım" diyerek, PKK lideri Abdullah Öcalan'la ilgili çağrı yaptı ve "Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Parti grup toplantısında konuşsun, terörün tamamen bittiği, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığını gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil ne Edirne, adres İmralı’dan DEM‘e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız. Vatan, millet, devlet, bayrak, ortak gelecek ve tam bağımsızlık için bunu dahi sineye çekmeye sonuna kadar hazırız" ifadelerini kullandı. Bahçeli'nin sözleri siyaset kulislerini hareketlendirirken, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Partililerle tokalaşmanın ardından gündeme gelen "yeni bir çözüm süreci mi başlıyor" sorusu daha güçlü şekilde tartışılmaya başladı.

Hilvan'da oy pusulalarının yakılması davası: DEM Parti'nin katılma talebi reddedildi Hilvan'da oy pusulalarının yakılması davası: DEM Parti'nin katılma talebi reddedildi

Kaynak: ANKA

Editör: Selda Manduz