Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de rejim değişikliğinin birinci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen “Bir Yılın Ardından Suriye: Toparlanma ve Yeniden İnşa” başlıklı konferansta açılış konuşması yaptı.

Suriye’de risk ve fırsatların birlikte yer aldığını ifade eden Fidan “meydan okuma” diye nitelediği üç sorun başlığını Nusayriler, YPG ve İsrail olarak sıraladı

Dev banka 2026 asgari ücret tahminini açıkladı
Dev banka 2026 asgari ücret tahminini açıkladı
İçeriği Görüntüle

Fidan’ın SETA Vakfı tarafından düzenlenen konferanstaki ilk cümlesi “Suriye Suriyelilerindir. Ancak Türkiye için kültürel, tarihi, ticari ve stratejik açıdan önemlidir” oldu. Konuşmasında risk ve fırsatları sıralayan Fidan, ülkenin 2024’teki ekonomik hacminin 21,4 milyar dolar; Suriye’nin yeniden inşası için gerekli finansal miktarın ise 216 milyar dolar olduğunu ifade etti. Fidan’ın açıkladığı bu rakamlar Suriye ekonomisinin en az 10 yıllık ekonomik bağımlılığı anlamına geliyor. Fidan konuşmasının devamında da bölge ülkelerine çağrıda bulunarak “Risk varsa birlikte paylaşalım, menfaat varsa birlikte istifade edelim” anlayışını öne sürüyor.

‘8 ARALIK DÖNÜM NOKTASI’

Suriye’de yönetim değişikliğinin yaşandığı 8 Aralık’ı tarihi bir gün olarak tarif eden Fidan, “Özellikle Arap kardeşlerimizin şaşkınlığını, kafa karışıklığını öngörüyordum. 8 Aralık’tan sonra herkes ne yapılması gerektiği konusunda kafa karışıklığı yaşadı” derken Türkiye’nin net bir tutum takınarak 8 Aralık’ı bir dönüm noktası olarak kullandığını anlattı.

Suriye’deki rejim değişikliğinin ardından bölge ülkeleriyle Kahire ve Ürdün’de gerçekleştirilen toplantıları hatırlatan Fidan, Suriye’de HTŞ yönetiminden beklentiler konusunda dört başlıkta ortaklaşıldığını söyledi:

“Bir, bölge ülkeleri için tehdit olmasın. İki, terör faaliyetleriyle, terör gruplarıyla iş birliği kurmasınlar. Üç, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlayacak anlayışın peşinde olsunlar. Dört, azınlıkların tanındığı bir anlayış hakim olsun.”

‘BEN EMİNDİM, YILLARDIR TANIDIĞIM ARKADAŞLAR’

Bölge ülkelerine “Bu beklentiler kabul görürse birlikte destekleyelim, etmezlerse birlikte tavır koyalım” dediklerini söyleyen Fidan, sonrasında Avrupa ve diğer batılı ülkelere de aynı yöntemi önerdiklerini anlattı.

Fidan konuşmasının devamında ortaklaşılan bu konuların Suriye yönetimi tarafından kabul göreceğini bildiklerini ise şöyle anlattı:

“Ben emindim, arkadaşları tanıyordum, yıllardır tanıdığım arkadaşlar. Bu konuda tabi ki makul olana, makul cevap veren arkadaşlar. Uzun yıllar dışarıdan farklı şekilde tarif edilmeleri, dışarıdan farklı politik amaçlarla şeytanlaştırılmalarının bir nedeni de vardı. Ancak o yönde insanlar olmadıklarını da biz biliyorduk.”

ÜÇ ‘SORUN’ ALANI: NUSAYRİLER, YPG, İSRAİL

Ekonomik alanda olduğu gibi Suriye’nin yeniden yapılandırılması noktasında siyasal sorunlar da yaşandığını ifade eden Fidan bu sorunları HTŞ yönetimi ve Türkiye açısından “meydan okuma” olarak niteliyor. 3 sorun alanı olduğunu ifade eden Dışişleri Bakanı Fidan’a göre bu sorunlardan ilki Esad yönetiminin omurgasını oluşturan Suriyeli Aleviler. Suriye’deki Aleviler için “Nusayriler” tanımlamasını kullanan Fidan, “Nusayriler ‘intikam alınabilir’ diye gard alıyorlardı. Provokasyonlarla patlamalar yaşanabilirdi. Bu durum yeni hükümet için önemli bir testti” dedi ve “Uygulamada eksikler olsa da gerekli düzeltmeler yapıldı” dedi.

HTŞ yönetimi iktidarının ilk günlerinde Alevi nüfusun yoğunluklu yaşadığı Lazkiye, Hama, Humus ve Tartus gibi bölgelerde katliamlar yapmıştı. Fidan’ın “Gerekli düzeltmeler yapıldı” iddiasına karşın Suriye’den Alevilere dönük katliam haberleri gelmeye devam ediyor.

‘YPG UNSURLARI SURİYE YÖNETİMİNİN EMRİNE GİRMEK ZORUNDA’

Fidan için ikinci sorun ya da meydan okuma ise Rojava… YPG ile HTŞ yönetimi arasındaki 10 Mart mutabakatına dikkat çeken Fidan, mutabakat sağlanmasına karşın uygulamada somut adımlar atılmadığını iddia etti. Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani’nin de Doha’da yaptıkları görüşmelerde bu durumu teyit ettiğini söyleyen Fidan, “Biz bu sürecin ilerletilmesini, sulh ile çözülmesini istiyoruz. YPG bir ülkede iki ayrı silahlı unsur olamayacağını anlamalıdır. YPG unsurları Suriye yönetiminin emrine girmek zorundadır. Aksi durumda yatırım, istikrar, güvenlik gelmez; ekonomi düzelmez. Ülkede dışarıdan müdahaleye açık durumlar oluşur” ifadelerini kullandı.

‘ODADAKİ FİL’: İSRAİL

Fidan’ın Suriye açısından “meydan okuma” olarak nitelediği üçüncü sorun ise İsrail. Konuşmasında İsrail’i “odadaki fil” diye tarif eden Fidan, ABD’nin koşulsuz desteği ile İsrail’in Suriye’de sürdürdüğü operasyonların istikrarsızlığa ve kaosa neden olduğunu ifade ederken “Suveyda’da başlayan olaylar ve sonrasında kara ve hava operasyonları ve saldırılar bir kaosun devam ettirilmesine dair iradeyi ortaya koyuyor. Bu konuda ABD ile sürekli iletişimdeyiz. ABD Suriye’deki yeni yönetime şans tanınması konusunda bizimle görüş birliği içerisinde. Umarız İsrail; ABD ve Suriye’nin önerdiği teklifi kabul etmede zorlanmaz. Suriye’nin yeniden bir kaos alanına dönüştürülmesine müsamaha etmemiz mümkün değil” dedi.

Üçüncü başlığın çözülmesi konusunda ABD’ye işaret eden Fidan bu sorunun çözüldüğü koşullarda diğer iki başlığın daha kolaylıkla çözüleceğini ileri sürdü.

Kaynak: Evrensel