Gazeteci-yazar Fehim Taştekin, ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın ‘meşruiyet’ açıklamasının gölgesinde gerçekleşen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın görüşmesini değerlendirdi.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack’ın aktardığı bir diyaloğa dikkat çeken Taştekin, Barrack’ın sözlerine göre Trump, Erdoğan’la ilgili “Bundan bıktım, ihtiyacı olanı verelim” dedikten sonra “Neye ihtiyacı var?” sorusuna “Meşruiyet” yanıtını verdi. Taştekin’e göre bu ifade, Erdoğan’ın aradığı şeyin sınırlar, S-400 ya da F-16’lar değil, Oval Ofis’te ağırlanmak ve her şeye rağmen kabul görmek olduğunu ortaya koyuyor.

“Meşruiyetin bir bedeli var: Halkın cebinden, ulusal servetten, onurdan sarfiyat. ABD’ye, Amerikan ürünlerine ek vergileri kaldırarak gitti. THY, sicili bozuk Boeing uçaklarından 225 adet sipariş verdi. Ruslarla santral ortaklığı devam ederken, Amerikalılarla da sivil nükleer iş birliği için imza atıldı. F-35 programına dönüşün kapalı olduğuna, F-16 paketinde de ilerleme sağlanamadığına işaret eden Taştekin, “Sepet boş ama Oval Ofis’te verilen fotoğraf meşruiyetin karşılığı sayılıyor” yorumunu yaptı.

Taştekin ayrıca Trump’ın Erdoğan’dan Rusya’dan petrol ve gaz alımını tamamen kesmesini istediğini, buna “hayır” denmeyeceğinden emin olduğunu da vurguladı.

Taştekin’in Evrensel’de yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:

Meşruiyet? Oval Ofis’te ağırlanmak, her şeye rağmen kabul görmek, Amerikan desteğinden emin olmak, Amerikan planlarına yüksek katkının karşılığında takdir edilmek…

Ama sandık dışında aranan meşruiyetin bir bedeli var. Halkın cebinden, ulusal servetten, onurdan sarfiyat…

Meşruiyetten tasarruf olmaz!

Büyükçekmece adli emanet soygunu: Şüphelinin yakınları 10 kişi gözaltında
Büyükçekmece adli emanet soygunu: Şüphelinin yakınları 10 kişi gözaltında
İçeriği Görüntüle

ABD’ye Amerikan ürünlerine ek verileri kaldırarak gitti. Trump eli boş gelenleri sevmez!

Yanı başımızda ilişkileri gaz ile ısıttığımız komşular varken BOTAŞ 10 km ötede LNG ithalatı için imza attı.

‘Ulusal israf kaynağımız’ THY de Boeing’in sicili bozuk uçaklarından 225 adet sipariş verdi!

Ruslarla santral ortaklığı devam ederken sivil nükleer iş birliği için bir imza da Amerikalılarla atıldı… Maşallah!

Meşruiyetin pahası sorulmaz!

Trump da masaya bir şeyler bırakmadan çıkanları sevmez.

Meşruiyetten gayrı alınan, garantilenen, çözülen?

Sözün başı da sonu da “İnşallah!”

F35 programına dönüş yolu kapalı. F35 paketi CAATSA yaptırım çengeline asılı!

Ortaklık tesellisi olarak F16 siparişi zaten Amerikan tarafını zengin edecek paket ama ondan da ses yok!

Ama bir şey var;

Trump, Rusya’dan petrol ve gaz alımının hepten kesilmesini istiyor. Eğer Erdoğan’dan isterse buna hayır denmeyeceğinden emin!

Sepet boş ama Trump’ın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya yaptığı gibi Erdoğan’ın koltuğunu çekmesi ‘itibar’ yoksunlarını telafi ediyor.

SURİYE’DEKİ KARŞILIK

Fakat hakkını yememek lazım; meşruiyet ihtiyacının içini Suriye faslında dolduruyor. Erdoğan’ı, vekil güçlerle Esad’ı devirmenin kredisini üstlenmeye davet etti.

Tamam HTŞ terör örgütü, Ebu Muhammed el Colani de kellesine 10 milyon dolar ödül koyduğumuz bir terörist ama bak işte sen istedin, Muhammed bin Selman istedi, ben de yaptırımları kaldırdım! El Kaide’nin İkiz Kuleleri devirdiği New York’a gelmesine de izin verdim! Çekinme, ‘Suriye’yi biz hallettik’ de. Sahiplen, tadını çıkar!

Colani, İsrail-Amerikan çıkarları için bölgedeki dizayn operasyonunda iş gören kartlardan biri. Eski CIA Direktörü David Petraeus, New York’ta söyleştiği Colani’yi “Selamünaleyküm, Sayın Cumhurbaşkanı, sizinle tanışmak benim için bir onur” diye selamladığında, kafalarda asılı kalan bir taş varsa sanırım o da oturdu. Avcı, Irak’ta işgalci güçlerin komutanı olarak avlayıp 5 yıl ‘esir’ tuttuğu avını 20 yıl sonra böyle selamladı.

Trump da “Orayı (Suriye) binlerce yıldır istiyorlardı ve o bunu elde etti… İçeri giren o insanlar Türkiye’nin kontrolü altında ve bu sorun değil” diyerek Erdoğan’ın hakkını bir kez daha teslim etti. Ahali bundan “Ankara’nın hassasiyetleri gözetilecek. SDG’nin defteri dürülecek” diye bir karşılık, bir pay çıkarılabilir. Ama sadece bir kısım hassasiyetler, hepsi değil. Çünkü Trump, İsrail’in istediklerini de Şam’dan koparıyor.

Colani, BM’nin kara defterinde muafiyet kararı sayesinde Genel Kurula katılan bir ‘terörist’ olsa da ‘büyük patron’ meşruiyet sorununu çözdü; Erdoğan açısından bu da bir karşılık.

Barrack’ın, ABD’nin federal çözümü desteklemediği açıklaması da Erdoğan’ın hanesine yazılan bir karşılık! Malum Süveyde olaylarından sonra ‘Suriye’de federasyon çalışmaz’ sözünü yumuşatmış, ademimerkeziyetçi çözümü salık vermişti!

Yazının tamamı burada.