Cezaevindeki gazeteci Fatih Altaylı, tutukluluğu sürerken iş dünyasının sessizliğine dikkat çekerek, “Açık bir hukuksuzluk içindeyim, bunu herkes görüyor ama iş dünyasından tek bir kişi bile bu konuda tek kelime etmedi” dedi.
T24 yazarı Yalçın Doğan, 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılan Altaylı’yı cezaevinde ziyaret ederek görüşmelerini aktardı.
“BENİM DURUMUMDA OLAN KİMSE YOK”
Altaylı, görüşmede yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:
“Militan değilim, bir partiyle bağı olan biri de değilim ama ağır bir hukuksuzlukla karşı karşıyayım. Benden daha yüksek cezalar alanlar serbest bırakılırken beni içeride tutuyorlar. İzmir, Sakarya, İstanbul’da daha sert ifadeler kullananlar beraat etti. Taciz suçundan dokuz yıl ceza alanlar bile tahliye ediliyor. Benim durumumdaki hiç kimse ceza almadı.”
Hitap ettiği kitlenin genişliğine vurgu yapan Altaylı, “Benim takipçilerim arasında AKP’li de var, MHP’li de var. Bu kesimleri de etkiliyorum, bu nedenle hedef haline geliyorum” dedi. Aynı nitelikte suçlanan diğer kişilere ceza verilmediğini hatırlatarak “Bu tablo, hukukun işlemediğini ve bana farklı bir muamele yapıldığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Tutukluluğuna yapılan itiraza henüz yanıt verilmediğini, istinafa gitmek için bekledikleri gerekçeli kararın da hâlâ yazılmadığını söyleyen Altaylı, “Hukuk yok. Ne kadar daha burada kalacağımı ben de bilmiyorum, avukatlarım da. Öfkeliyim ama umudumu kaybetmedim. Bana gelen ziyaretçiler benden daha umutsuz” dedi.
HAPİSHANEDE GÜNLÜK RUTİNİ: KİTAP, TV VE İKİ GAZETE
Güne sabah 6’da kalkarak başladığını aktaran Altaylı, şu bilgileri paylaştı:
“Halk TV’yi izliyorum. İbrahim Kahveci’nin yorumları dikkat çekici, İsmail Saymaz hem iyi bir gazeteci hem de olgun bir yorumcu. Otomobil yarışları ve otomobille ilgili programları da takip ediyorum. Her gün BirGün ve Cumhuriyet gazetelerini alıyorum. İzlenme oranlarına baktığımızda, birkaç muhalif kanalın çok sayıda yandaş kanalı açık ara geride bıraktığını görüyorum. Çünkü iktidar seçmeni bile artık o kanallara itibar etmiyor.”
Altaylı, son duruşmadan sonra YouTube’daki kanalına çıkmasıyla ilgili yanlış anlaşılmaya da değindi:
“Ekrana döndüğüm zannedildi ama böyle bir şey yok. Sadece bir yayın yaptım, her gün yazacağım ya da program yapacağım diye bir durum söz konusu değil.”
Okuduğu kitaplar arasında “Adalet”, “Adli Hatalar”, “Nadir Metaller Savaşı”, “İktidar ve Teknoloji” ve Rolling Stones’un gitaristine ait anı kitabının olduğunu söyleyen Altaylı, “Dışarı çıktığımda insan hakları ile ekonomi arasındaki ilişkiyi ele alan bir kitap yazmayı düşünüyorum” dedi.
“TÜRK BURJUVAZİSİ DEĞİL, KASABA ESNAFI”
Kendisini ziyaret eden kişiler arasında parti liderleri, milletvekilleri ve gazetecilerin bulunduğunu belirten Altaylı, iş dünyasından kimsenin aramadığını vurguladı:
“Dışarı çıktığımda iş dünyasının içinden geçeceğim. Türk burjuvazisi falan deniyor ama burjuva değiller; üstü bakırla kaplanmış kasaba esnafı hepsi. Asıl üst sınıf, toplumun sessiz ama büyük çoğunluğunu oluşturan kesimdir.”
“Benim durumumdaki hukuksuzluğu herkes görüyor” diyen Altaylı, iş insanlarının sessizliğine dikkat çekerek “Bir kişi bile çıkıp bu konuda tek bir söz etmedi” ifadelerini kullandı.
“MUHALİF KANALLARA REKLAM VEREMİYORLAR”
Altaylı, iş dünyasının siyasi atmosfer karşısındaki tutumunu şöyle değerlendirdi:
“Erdoğan bu insanların ruhunu okumuş, onlara nasıl davranılması gerektiğini çok iyi biliyor. Onlardan biri haksızlığa uğradığında biz destek veriyoruz ama bize yapılan hukuksuzlukta onlar susuyor. Reklam verdikleri kanallara bakın; hepsi yandaş kanallara reklam veriyor, muhalif kanallara korkudan reklam veremiyorlar.”
“EN ÇOK EŞİMİ VE KIZIMI ÖZLEDİM”
Galatasaray’dan arkadaşı Faruk Süren’in kendisini üç kez ziyaret ettiğini belirten Altaylı, en çok özlediklerini şöyle anlattı:
“En çok eşimi ve kızımı özledim. Dışarıda avare avare dolaşmayı, mesela bir tost yemeyi bile özledim.”


