Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 39 jandarmanın yargılandığı Hayata Dönüş operasyonu davasında 22,5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğuna yönelik kararına savcı itiraz etti.

F tipi cezaevlerine karşı hapishanelerde 2000'li yıllarda gerçekleştirilen açlık grevlerini bastırmak için Aralık 2000'de yapılan Hayata Dönüş operasyonuyla ilgili 39 jandarmanın yargılandığı dava zamanaşımı gerekçe gösterilerek 17 Kasım'da düşürülmüştü.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinde 17 Kasım'da görülen 57'nci duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı.

Kısa Dalga’dan Canan Coşkun’un haberine göre, Savcı, operasyonda görev yapan jandarma sanıklarının görev sınırlarını aşarak aşırı güç ve silah kullandıklarını, bu nedenle 12 kişinin ölümüne, 29 kişinin yaralanmasına neden olduklarını belirterek tüm sanıkların cezalandırılmasını talep etmişti.

Mahkeme, savcının talebinin aksine, suç tarihinden bu yana 22,5 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek tüm sanıklar hakkındaki davanın düşmesine hükmetmişti. Mahkeme, zamanaşımı kararında Ümraniye Cezaeviyle ilgili yargılamayı emsal göstermişti.

BİR GÜN SONRA İTİRAZ ETTİ

Duruşma savcısının bu karara bir gün sonra itiraz ettiği ortaya çıktı. Savcı Ahmet Çakır, istinaf başvurusunda, operasyonda görev alan jandarma görevlisi sanıkların kendilerine verilen görevin ifası sırasında görev sınırlarını aşarak aşırı güç ve silah kullanarak 12 kişinin faili belirsiz şekilde ateşli silahla ve yangında yaralanıp ölmelerine, 29 kişinin de yaralanmalarına neden olduğunu aktardı.

Mehmet Akif Ersoy: Bu çok net bir siyasi operasyondur, itibarımı 15 dakikada yok ettiler
Mehmet Akif Ersoy: Bu çok net bir siyasi operasyondur, itibarımı 15 dakikada yok ettiler
İçeriği Görüntüle

"12 KİŞİNİN ÖLÜMÜ, 29 KİŞİNİN YARALANMASINA SEBEBİYET"

Ölü ve yaralı sayısının fazlalığından bahseden savcı, yaralıların durumunun ağırlığı, yaygınlığı ve özellikleri, olayın oluş şekli itibarıyla yaralılara yönelik eylemlerinin öldürmeye teşebbüs niteliğinde olduğunu değerlendirdi. Bu sebeple sanıkların 12 kişiyi öldürdüğünü, 29 kişiyi de öldürmeye teşebbüs ettiklerini savundu.

Jandarma sanıkların atılı suçları işledikleri yolunda şikâyetçilerin şikâyet, iddia ve anlatımları bulunduğunu hatırlatan savcı, sanıkların ifade ve savunmaları, keşif, olay yeri inceleme, ölü muayene ve otopsi tutanakları, ekspertiz raporları, emanet kayıtları, doktor raporları, otopsi raporları, bilirkişi mütalaası ve raporları ve olay yeri fotoğraflarını da dikkat aldı.

OLASI KAST VE MEŞRU MÜDAFAADAN İŞLEM YAPILMASINI İSTEDİ

Savcı, sanıkların olası kastla cezalandırılması gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın düşürüldüğünü aktardı. Savcı, öte yandan Türk Ceza Kanunu'nun 25/2 maddesinde düzenlenen "meşru savunma ve zorunluluk hali" hükmünden de işlem yapılmasını talep etti. Yasa maddesi şöyle:

"Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez."

Davanın avukatları ise kararı istinaf mahkemesine taşımak için gerekçeli kararın hazırlanmasını bekliyor.

Kaynak: Kısa Dalga