İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında 18 Şubat’ta gözaltına alınarak tutuklanan ve aralarında Emek Partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’un da olduğu 8 kişinin ilk duruşması Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesindeki İstanbul 22'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Yargılanan Sema Barbaros ve Ayşe Bengi salonda hazır bulundu.
Savunmasını yapan Barbaros, “Ben 10 yıldır aynı mahallede, 8 senedir aynı evde oturuyorum. 8 yaşında bir kızım var, 7 senedir Emek Partisi İl Başkanıyım, eşim Türkiye Gazeteciler Sendikasının Genel Başkanı. Ortada yargının manipüle edildiği bir durum var. Ben her perşembe görüşe gelen kızıma bu durumu anlatmak zorunda kaldım. Şiddete karşı koruduğumuz çocuğumuz postallarla, askerlerle karşılaştı. Özel harekat polisleri tarafında bizi tehdit eden ‘Neden bu kadar şaşırdınız’, ‘Hiç mi eviniz basılmadı’ gibi cümlelerle karşılaştık. Bunların hiçbiri normalleşmemeli. Ben ortada bulunan hiçbir şey yokken 3.5 aydır silahlı terör örgütü suçlamasıyla cezaevinde tutuluyorum. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
Mütalaasını veren savcı, Sema Barbaros'un tahliyesini talep etti.
"ORTADA BİR DELİL YOK"
Barbaros'un avukatı Nazlıcan Çelik dosyada HDK'nin 12. Kongresi'nin yer almasına ilişkin, "Şişli'de, İstanbul'un göbeğinde bir kongre düzenleniyor. Bu bir suç olarak karşımıza getiriliyor. Müvekkil hakkında başlatılan ilk duruşma 2024 tarihli, eski tarihli dosyada şüpheli olarak yer almıyor. Soruşturma aşamasında her şey fezlekelere bağlıyken nasıl ortada yazılı bir evrak yokken basına açık bir şekilde düzenlen kongrenin görüntüleri talep edilip şahıs tespiti yapılabilir? Ortada bir delil yok, bu kolluk aşamasında yapılmalıydı. Ancak kolluk 'orada bir delil var uzakta, o delil bizim delilimizdir' demekle yetinmiş. Bu aşamada önce delil toplanması gerekmektedir" ifadelerini kullandı.
Av. Elif Ergin ise Sema Barbaros'un 18 yaşından beri Emek Partisi üyesi olduğunu söyleyerek, "Sema Barbaros'un başka bir kurum, STK ya da siyasi oluşumdan talimat alamaz. Çünkü Emek Partisi üyeleri, partinin program ve tüzüğüne göre hareket eder ve burada yazar ki, en yüksek karar alma merci genel kongredir" dedi. Sema Barbaros'un HDK kongresine yürürken bir güvenlik kamerasından görüntüsü yer aldığını ifade eden Ergin, "Sanki bir suç işliyormuşçasına bir görsel koyulmuş. Aynı zamanda dosyada suçun şahsiliği ilkesi de gözardı edilmiş. PKK'ye ilişkin birtakım bilgilere yer verilip doğrudan sanıklara bağlanmış. Bu nedenle müvekkilin derhal beraatini, aksi fikirdeyseniz de derhal tahliyesini talep ederiz" dedi.
Avukat Mustafa Söğütlü de dosyada somut delillerin yer almadığına vurgu yaparak, "Bu koşullarda adli kontrol kararları dahi ağır olacaktır. Çünkü dosyada düz bir mantıkla 'PKK'nin tüzüğü bu, HDK'nin tüzüğü bu, bunlar benzer, o zaman HDK ile ilişkisi olan örgüt üyesidir' gibi bir bağlantı kurulmaya çalışılmıştır. Bu adeta 'gerçekler acıdır, baklava tatlıysa yalandır' basitliğinde, delillendirilmemiş bir tespittir. İddia edilen suçlar şahsileştirilmemiştir. O nedenle yalnızca tahliye değil, derhal beraatini de talep ediyoruz" diye konuştu.
Kararını açıklayan mahkeme heyeti Sema Barbaros için tahliye kararı verdi.
“KORKUYA TESLİM OLMAYACAĞIZ”
Duruşma öncesi Emek Partisi adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamaya EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, TYS, KESK, DEM Parti, TİP, EHP, Kaldıraç, SODAP, Yeni Dünya İçin Çağrı, Köz ve Partizan da destek verdi. Açıklamada ilk olarak konuşan KESK İstanbul Şubeler Sözcüsü Hüseyin Tosu, “Siyasi iktidar var olan zulmünü devam ettirmek için, yoksulların, işçilerin, emekçilerin sesini kısabilmek için periyodik aralıklarla operasyonlar gerçekleştirmektedir. Bizler biliyoruz ki bu operasyonların hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu operasyonların temel amacını, ezilenlerin sesini kısmak, korkuya yaymak, bu korkuyla siyasal iktidarını devam ettirmektir. Bizler bu korkuya teslim olmayacağız” dedi.
“SINIFSIZ, SÖMÜRÜSÜZ BİR DÜZEN İÇİN MÜCADELE EDEN İNSANLAR TUTUKLU”
Emek Partisi Genel Başkanı Seyit Aslan, “98 gündür onlarca insan iktidarın yargı sopasıyla tutuklu olarak cezaevlerinde tutuluyor. Buradan şunu ifade etmek istiyoruz. Gözaltına alınan, tutuklanan bu ülkenin aydınlık yüzleri, bu ülkede barış olsun diye, bu ülkede kardeşlik olsun diye, bu ülkede sınıfsız, sömürüsüz bir düzen olsun diye mücadele eden insanlar. Kadın cinayetleri olmasın, çocuk istismarı olmasın, halkımızın mallarına çökülmesin diye mücadele eden insanlar. Ama biz biliyoruz ki bu saray rejimi, bu tek adam iktidarı kendi düzenini sürdürmek için, kendi geleceğini güvence altına almak için her türlü baskı, zorbalık ve şiddet politikalarını arttırarak devam ettiriyor. Gözaltındaki tutuklu yoldaşlarımız, bu ülkenin yurtseverleri, aydınlık yüzleri bizlerin onurudur” dedi.
“BASKI POLİTİKALARI İŞÇİLERİN MÜCADELESİYLE SON BULACAKTIR”
Barış, demokrasi, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi konusunda mücadeleyi sürdürmeye devam edeceklerini söyleyen Aslan, iktidara seslendi;
“Önce bu ülkeyi soyut soğana çevrilenleri cezaevine tıkayın. Bu ülkede sokaklarda kadın katilleri ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor, önce onlara yaptırım uygulayın. Onlarca işçiyi iş cinayetlerinde katledenler cezasızlıkla ödüllendiriliyor. Çocuk istismarı yapanlar, bu ülkede demokrasi düşmanları, ülkede muteber insanlar olarak en üstler tutuluyor.
Ama bu ülkenin aydınları, yurtseverleri, devrimcileri, sosyalistleri mücadele ettikleri için, bu ülkede baskı ve zulüm politikalarına karşı çıktıkları için, yeni şiddet politikalarıyla, cezaevinde hapislerle, işkencelerle karşı karşıya kalıyorlar. İktidar şunu unutmasın, bunu bir kenara yazsınlar. Bugün uyguladıkları baskı politikaları er ya da geç Türkiye işçi sınıfının ve emekçilerinin, Türkiye'nin yoksul haklarının mücadelesiyle son bulacaktır. Bir kez daha buradan şunu ifade etmek istiyoruz. Bir an önce derhal gözaltında olan, tutuklu bulunan bütün siyasal tutsaklar serbest bırakılmalıdır."
Kaynak: Evrensel




