İktidara yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesinin iddiasına göre, Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü hızlandırmayı amaçlayan 3 aşamalı yeni bir plan hazırlandı.
Haberde, plan kapsamında ücretsiz sağlık hizmetlerinin sona erdirilmesi ve geçici koruma statüsünün ilerleyen dönemde kaldırılması öngörülüyor.
Sabah’ın haberine göre, uzun süredir yürürlükte olan uygulamalarda köklü değişiklikler yapılmasıyla Suriyelilerin kademeli olarak geri dönüşünün teşvik edilmesi hedefleniyor.
1. AŞAMA: SAĞLIK HİZMETLERİ İÇİN KATKI PAYI
İddiaya göre planın ilk aşamasında, 1 Ocak 2026 itibarıyla Suriyelilerin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmesi için SGK’ya katkı payı ödemesi zorunlu hale getirilecek. Katkı payını ödemeyenlerin sağlık hizmetlerinden faydalanamayacağı belirtilirken, bu uygulamanın geri dönüşleri hızlandıracağı savunuluyor.
2. AŞAMA: GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ KALDIRILACAK
Planın ikinci aşamasında ise geçici koruma statüsünün kaldırılması gündeme gelecek. Statünün sona ermesi halinde Suriyelilerin ikamet izni almak zorunda kalacağı, ancak bu iznin kolay verilmeyeceği ileri sürülüyor.
Habere göre ikamet izni için; Geçerli kira sözleşmesi ya da konut, düzenli bir iş, sağlık sigortası, banka hesabında yeterli maddi birikim gibi şartlar aranacak. Ayrıca barınılan konutların “yaşamaya uygunluğu”nun da denetleneceği ifade ediliyor.
3. AŞAMA: PARASAL DESTEKLE GERİ DÖNÜŞ
Üçüncü aşamada ise geri dönüşü teşvik etmek amacıyla parasal destek verilmesi planlanıyor. Habere göre bu destek, Türkiye bütçesinden değil, Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan fonlardan karşılanacak. Destek miktarının ise dönemin koşullarına göre belirleneceği aktarılıyor.
“BİR GÜNDE KALDIRILMADI” VURGUSU
Sabah’ın haberinde, güvenlik bürokrasisinin, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi geçici koruma statüsünün bir günde kaldırılmasını talep ettiği, ancak bu yönde ani bir adım atılmadığı öne sürüldü. Haberde, Cumhurbaşkanı’nın sürecin zamana yayılması yönünde tavır aldığı iddia edilirken, Türkiye’de çalışan Suriyelilerin işgücündeki rolü ve eğitim çağındaki çocukların durumu nedeniyle sürecin kademeli yürütüldüğü ifade edildi.
