TİHV ve İHD, Van ve İstanbul’daki protestolarda yaşanan müdahalelerin işkencenin sokakta olağanlaştığını gösterdiğini belirtti.

26 Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü kapsamında açıklama yapan Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları Derneği (İHD), artan kolluk şiddetine dikkat çekerek, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması sonrası düzenlenen protestolarda yaşanan polis müdahalelerinin Türkiye’de “sokağa taşan işkencenin” açık göstergesi olduğunu belirtti.

Birleşmiş Milletler’in “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya Karşı Sözleşme”sinin yıldönümünde yapılan açıklamada, işkencenin Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle mutlak olarak yasaklandığı hatırlatıldı. Buna rağmen işkence ve kötü muamelenin Türkiye’de hâlâ temel insan hakları sorunlarının başında geldiği vurgulandı.

TİHV ve İHD, artan otoriterleşmenin hukuksuzluğu yaygınlaştırdığını, cezasızlık politikalarının ise kolluk şiddetini sıradanlaştırdığını belirtti. İstanbul ve Van’daki protestolarda barışçıl gösterilere yönelik müdahalelerin, resmi olmayan gözaltı alanlarında yaşanan işkencelerin, artık olağan hale geldiğine dikkat çekildi.

Ortak açıklamada, gösterilerde gözaltına alınan kişilerin yakınlarına, avukatlarına ve hekimlerine erişimin engellendiği; gözaltı sürelerinin keyfi şekilde uzatıldığı ifade edildi. Kolluk güçlerinin sokakta, evlerde ya da işyerlerinde uyguladığı işkencelerin artık sistematik hale geldiği belirtildi.

İHD ve TİHV, kadınlar, LGBTİ+ bireyler, işçiler, öğrenciler, çevre savunucuları, seçmenler, siyasi parti üyeleri, meslek örgütleri, dini cemaatler, mülteciler ve insan hakları savunucularının kolluk şiddetine maruz kaldığını belirtti.

Açıklamada ayrıca, son yıllarda açılan S Tipi, Y Tipi ve Yüksek Güvenlikli hapishanelerin izolasyonu ağırlaştırdığı ve İmralı’daki özel tecrit rejiminin kabul edilemez olduğu vurgulandı. İşkencenin bu denli yaygınlaşmasının temel nedeninin ise cezasızlık politikası olduğu ifade edilerek iktidara bu politikalara son verme çağrısı yapıldı.

TİHV ve İHD, 26 Haziran 2025 itibarıyla “Türkiye’de Değişik Boyutlarıyla İşkence Gerçeği” başlıklı bir bilgi notu da yayımladı. Bu notta yer alan çarpıcı verilerden bazıları şöyle:

-2024 yılında TİHV’e toplam 722 kişi işkence ve kötü muamele nedeniyle başvurdu. Bu kişilerin %69’u aynı yıl içinde işkenceye maruz kaldı.

-399 kişi emniyet müdürlüklerinde, 70’i jandarma birimlerinde, 35’i ise karakollarda işkenceye uğradığını belirtti.

Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı dava ertelendi Şebnem Korur Fincancı'nın yargılandığı dava ertelendi

- Aynı yıl sokaklarda 126, ev baskınlarında ise 38 kişi kötü muameleye uğradı.

-Kolluk güçlerinin barışçıl eylemlere müdahalesi sonucu 2024’te en az 3059 kişi işkenceye uğradı; 2025’in ilk beş ayında bu sayı 2939 olarak kaydedildi.

-İHD’nin verilerine göre 2024’te 14’ü çocuk, 15’i gazeteci, 101’i mülteci olmak üzere 501 kişi resmi gözaltı merkezlerinde kötü muamele gördü.

-Aynı yıl en az 38 kişi ajanlaştırma, kaçırılma veya tehdide maruz kaldı.

-2024’te hapishanelerde en az 51 mahpus yaşamını yitirdi. 2025’in ilk beş ayında ise bu sayı 3 olarak kayda geçti.

-2024 itibariyle 1412 hasta mahpus tespit edildi; bunların 335’i ağır hasta.

-Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulları'nın kararlarıyla 2021’den bu yana en az 501 mahpusun koşullu salıverilmesi ertelendi.

-6 Ağustos 2019’da Ankara’da kaçırılan Yusuf Bilge Tunç’tan hâlâ haber alınamıyor.

TİHV ve İHD, işkenceyle mücadelenin insan onuruna sahip çıkmak ve yurttaş olmanın en temel gereği olduğunu belirterek herkesi bu mücadeleye davet etti.