Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, Öcalan’ın “yeni sosyalizm” tartışmaları sürerken “yeni sol” tanımı yaptı; bu çizgiye en uygun liderin Erdoğan, en yakın partinin ise AKP olduğunu savundu.
Sarayın sürece dair tutumunu işaret eden “pazar yazılarına” devam eden Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, Abdullah Öcalan’ın “sosyalizmin yeniden inşasından” bahsettiği mesajıyla başlayan tartışmalara “yeni sol” tarifleyerek dahil oldu.
Uçum, tariflediği bu “yeni sola” daha uygun hareket eden liderin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yakın olan partinin de AKP olduğunu söyledi. Uçum bu “yeni solun” önüne görev olarak ise “Kayıtsız şartsız Terörsüz Türkiye hedefine destek vermeyi” ve “Yeni anayasa sürecinde yer almayı” koydu.
Asıl sorununun “dogmatik bir sol bakış açısı olduğunu” öne süren Uçum’a göre “Emek sermaye temel çelişkisinin yerini, insanın özgürleşmesiyle, baskıcı otoriteler arasındaki çelişki aldı”, “Solun işçi sınıfına dayalı siyaset dönemi kapandı veya marjinalleşti”, “Sınıf esaslı solculuktan toplum esaslı solculuğa geçildi”, “Sınıf esaslı solculuğun önemsizleşmesiyle birlikte enternasyonel solculuk da etkisizleşti”, “Günümüzde sol siyasetin sermayeye bakışı, düşmanlık ve husumet olmak zorunda değil…”
“SOL POLİTİKALARA YAKIN OLAN PARTİ AK PARTİ”
Uçum, “Türkiye'de hiçbir zaman işçi sınıfına dayanan sosyolojik bir güçle sınıf esaslı sol siyaset olmamıştır, olamamıştır. Kadrocu siyasetlerin bir kısmı hayali devrim peşinde koşarak, sosyolojik ve siyasal gerçekliğin uzağında kalarak önemsizleşip gitmişlerdir. 1985'ten itibaren kendini yenilemeye çalışan barışçı sol akımlar ise yenilenme süreçlerini sönümlenmeyle tamamlamışlardır” iddialarını öne sürdükten sonra, bugün “Türkiye’de kendine sol diyen birçok siyasal akımın” ise “emperyalizmin aparatları” haline geldiğini iddia etti, bunları “Mandacı zihniyetin siyasi görünümü” olarak niteledi.
Uçum devamında ise şu iddiaları öne sürdü:
“Türkiye’de gerçek anlamda kendini yurtsever sol demokrat olarak kimliklendiren veya buna layık olan güçlü bir sol siyasal akım yoktur. Ancak günümüzde solun ayırt edici karakterlerine bakıldığında antiemperyalizm, yurtseverlik, darbe karşıtlığı, mültecilerin korunması, kadın hakları savunuculuğu, gençliğe sahip çıkılması, güçlü sosyal politikalar gibi temel sol yaklaşımlar üzerinden değerlendirildiğinde siyasi niteleme açısından olmasa dahi siyasi pratik bakımından sol ilkelere daha uygun hareket eden liderin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sol politikalara yakın olan partinin AK Parti olduğu pozitif bir tespit olarak söylenebilir.”
“KAYITSIZ ŞARTSIZ DESTEK”
Başkanlık sistemine geçilen 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunu, “Toplum esaslı sol bir değişim” olarak niteleyen Uçum, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, sermaye devleti değil sermayeyle iş birliği yapan, demokraside karar kılmış bir devlettir” iddiasını öne sürdü.
Bugün ana akım solculuğu, “yurtsever sol demokrat olmak” diye tanımlayan Uçum, “Yurtsever solculuk, kayıtsız şartsız Terörsüz Türkiye hedefine destek vermeyi gerektirir. Bu konuda en ufak bir şüphe duymak, yurtsever sol perspektifle çelişir. Terörsüz Türkiye hedefine ulaştıktan sonra en geniş sosyal ve siyasi uzlaşmayla hazırlanması istenen ve beklenen yeni anayasa sürecinde yer almak, katkı sunmak, Türkiye'nin tüm yurtsever sol demokrat çevrelerinin tarihsel görevidir” dedi.
NE OLMUŞTU?
Abdullah Öcalan’ın DEM Parti tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nda okunan ve “sosyalizmin yeniden inşasından”, “yeni sosyalizmden” söz ettiği mesajı tartışmalara neden olmuştu.
Öcalan’in mesajındaki, “Tarih sınıf mücadelesinden ibaret değil”, “Komün olmadan devlet, burjuvazi olmadan proletarya olmaz” ve “Ulus-devlet sosyalizmi başarısızlığa, demokratik toplum sosyalizmi ise zafere götürür” gibi değerlendirmeleri, sosyalistler tarafından eleştirilmişti. Bu argümanların, özelikle 90’lar sonrası ortaya atılan ve zamanla ‘anti-marksizme’ dönüşen ‘post-marksizmin’ argümanlarıyla örtüştüğüne dikkat çekilmişti.
PKK’nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan ise eleştirilere “Bir sınıf mücadelesi tutturmuşlar… Haberleri yokmuş biz Apocuların Marks’ın, Lenin’in ne dediğinden; gelsinler ders verelim. Herkes yaptığı kadar konuşmalı” sözleriyle yanıt vermişti.



