Gazeteci Murat Yetkin, bugünkü yazısında, çözüm sürecinin kritik bir eşiğe geldiği dönemde Ankara’nın PKK ve SDG’ye yönelik mesajlarını değerlendirdi.

Yetkin’e göre, özellikle 24 Kasım İmralı görüşmesinden sonra hem Ankara’nın hem de bölgesel aktörlerin açıklamaları, “havanın dönebileceğine” işaret eden ciddi uyarılar içeriyor.

Yetkin, Ankara’nın son günlerdeki diplomatik ve askerî adımlarının, sahadaki gelişmelerle birlikte okunduğunda net bir tablo ortaya koyduğunu yazdı. PKK’dan yükselen itirazlar, Mesud Barzani’nin “Cizre provokasyonu” değerlendirmesi ve SDG sözcülerinin İstanbul Konferansı’nda yaptığı açıklamaların, sürecin ne kadar kırılgan bir aşamaya geldiğini gösterdiğini belirtti.

EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan’dan 2026 Bütçesine sert tepki: “Bu bütçe halktan yana değil, sermayeye çalışıyor”
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan’dan 2026 Bütçesine sert tepki: “Bu bütçe halktan yana değil, sermayeye çalışıyor”
İçeriği Görüntüle

Bu çerçevede Ankara’nın hem PKK’ya hem de SDG’nin siyasi hamisi ABD’ye üç önemli mesaj gönderdiğini ifade eden Yetkin, ilk işaretin Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan geldiğini aktardı. Fidan’ın Doha Forumu’ndaki konuşmasında, “Suriyeli olmayan unsurların SDG’den çıkarılması gerektiğini” söylemesi ve Reuters’a yaptığı açıklamada SDG’den gelen sinyallerin “anlaşmaya uyma niyetinde olmadığını” göstermesinin Ankara’nın tonunu sertleştirdiğini belirtti.

Yetkin’e göre ikinci önemli mesaj, Fidan’ın açıklamalarından bir gün önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun Suriye’ye yaptığı kritik ziyarette verildi. Bayraktaroğlu’nun Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile görüşmesi ve Ortak Harekât Merkezi’ndeki temasları, Ankara’nın sürece yalnızca diplomatik değil, askerî boyutuyla da müdahil olduğunun işareti olarak değerlendirildi.

Yazıda üçüncü uyarı ise Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un sözleri olarak yer aldı. Uçum, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Hiç kimse terör yoluyla ulaşamadığı hedeflere hukuk ve demokrasi yoluyla ulaşacağını sanmasın” ifadeleriyle hem süreci sabote etmeye çalışanlara hem de sürecin taraflarına sert bir mesaj gönderdi. Uçum’un özellikle “sabote edenlerin tasfiye edilmesi gerektiği” yönündeki vurgusu, Yetkin’e göre PKK yönetimine olduğu kadar DEM Parti’ye yönelik bir uyarı niteliği taşıyor.

Yetkin, yazısının devamında SDG Dış İlişkiler Sorumlusu İlham Ahmed’in İstanbul Konferansı’nda yaptığı “Bu açıklamalar bizi bağlamaz” yönündeki çıkışının da Ankara’nın dikkatle takip ettiği konular arasında olduğunu aktardı. Bu açıklamanın Öcalan’ın İmralı’da aktardığı mesajlarla çelişip çelişmediği tartışmalarına da değinen Yetkin, “Ankara kamuoyuna farklı, ABD baskısı sebebiyle sahada farklı bir pozisyon arayışı içinde olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Tüm bu gelişmelerin aynı çizgide ilerlemediğini, aksine bazı açıklamaların süreci zorlaştırdığını belirten Yetkin, Ankara’da bu nedenle “havanın dönebileceği” yönünde kaygıların dile getirildiğini yazdı. Yetkin’e göre, özellikle PKK’dan gelen sert söylemler ve SDG’nin “bağımsız tutum” vurgusu, kritik dönemde sürecin seyrini değiştirebilecek nitelikte.

Yetkin, yazısını “Bu süreçte Ankara’nın mesajları açık, sınamalar ise büyüyor. Bu atmosferde atılacak adımlar hem sahadaki dengeleri hem de siyasi sürecin geleceğini belirleyebilir” sözleriyle noktaladı.

Yazının tamamı burada.