Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın PKK'ye silah bırakmasından sonra anayasal vatandaşlık tanımının değişebileceğini söyleyen eski Başbakan Binali Yıldırım'a cevap verdi.

Perinçek, “Vatandaşlık tanımı yani 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı Türk'tür' diye özetlenen tanım silah dışında hiçbir güç değiştirilemez. Amerika, İsrail gelir, Ankara'yı alır ve o zaman veya tanımı değiştirir. Ona da kimse izin vermez” diye konuştu.

Vatan Partisi lideri Perinçek, katıldığı bir programda, Öcalan'ın “örgüte silah bırakma ve kendini feshetme” çağrısını ve sürecini değerlendirdi.

Perinçek'e, Binali Yıldırım'ın vatandaşlık tanımının çalışmalarına yönelik çalışmalarına ilişkin ayrıntılar da yönetildi.

Perinçek, “Biliyorsunuz 26 Şubat'ta Binali Yıldırım bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dahaki seçimde aday olmak için ayrılmak için bütün engellerin yaşanması hatta gerekirse vatandaşlık tanımının da değiştirilebileceğini söyledi. Anayasada böyle bir değişiklik bekliyor musunuz” sorusuna şu açıklamayı verdi:

“Özellikle Öcalan'ın bu çağından sonra hiç böyle bir şey olmayacak. Bunu yaz. Bugün tarih ne? 28 Şubat. 28 Şubat 2025 tarihinde ramazanın günü birinci arifesinde Doğu Perinçek dedi ki, 'Türkiye anayasasındaki vatandaşlık tarifesi kesinlikle değişmeyecek.' Neye bağlısınız? Vatandaşlık kimliğini kağıtla, kalemle, oyla değiştiremezsiniz. Yani meclisteki parçaların el kaldıracağı vatandaşlık tanımının yapıldığı tarih. Vatandaşlık tanımını değiştirmeye kalkanlar silahla gelsinler. Ben size bir başlık sunuyor. Vatandaşlık tanımı gibi bu şekilde meclis kararlarıyla, yok Özgür Özel'in dediği bu mecliste mecliste… Türk Silahlı Kuvvetleri süngüyle çözülür. Meclisin ne kadarı var? Niye PKK'yı bitiremiyor veya montajı bitiremiyor musunuz? Çünkü bazı sorunlar var ki ancak silahla parçalanıyor. Mesela İstiklal Savaşı Türkiye'nin veya İkinci Dünya Savaşı'nda Hitler'e karşı mücadele diyelim. Yani toplumsal değişimlerde bir şey düğümlendiği zaman çözümlerin gündeme getirilmesi. O çözümler gündeme geldiğinde efendim Sayın Binali Yıldırım Bey, benim hemşehrimdir. Mecliste parmaklar kalkarak vatandaşlık tanımı falan, imkansız bu... Vatandaşlık tanımı basit bir anayasa maddesi değil. Anayasa'nın bir sürü teferruat maddesi var. Onlar değişir. Ama vatandaşlık tanımı yani 'Türkiye Cumhuriyeti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olanlar Türk'tür' diye özetlenen tanım silah dışında hiçbir güç değiştirilemez. Amerika, İsrail gelir, Ankara'yı alır ve o zaman veya tanımı değiştirir. Ona da kimse izin vermez. Bu milletin ordusu var, gücü var. Efendim Türk tanımını Anayasa'dan çıkartacak olan güç yok. Güç varsa ben onların meydan okuyorum. Gelsin bakalım. Silahları herkesi tokuştursun. Sonunda onları bu gruba dahil ederler. Vatandaşlık konumu değişmiyor. Evet, değiştirilemezler, yetersizlikler. Evet, vatandaşlık tanımından türkü çıkartmaya, yetersizlik. Silahla başarırlarsa olur ama onu da başarma şansları yok. Onu ifade edeyim.''

“EMPERYALİZM PKK'YA 'KARA GÜCÜM' DİYOR”

Perinçek, “Emperyalizm PKK'ya 'kara gücüm' diyor. Son gelişmelerden sonra ABD emperyalizmine rağmen PKK silahları mı bırakacak? Üyeler feshedilecek mi” açıklamaları ise şu şekilde yanıtladı:

“Şimdi bakın bu sorunun cevapları da çıktı. Amerika'dan iki tür açıklama var. Şimdi Amerika büyük bir devlet. Rusya'nın büyük devleti, Çin'in büyük devleti. Yani bir parça önemli güçler, büyük devletler, büyük siyasal partiler belli bir süreç ortaya çıktığı zaman ya buna benzer cephelerden karşı veya içeriye girerek onu kendi özelliklerine yönlendirmeye çalışırlar. Şimdi Amerika'da benim izlediğim açıklamalar bir tane açıklama şu ha işte bu iyi olur barış ve istikrar gelir. Tabii PKK gibi bir terör örgütü var. Birleşmiş Milletler tarafından terör örgütü olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla PKK terörünün silah bırakması ve feshedilmesi yönündeki çağrıya 'Ben buna karşıyım' demek, devletler açısından kolay değil. Ama ne olur tamam bu bir barış sürecidir, iyi falan deyip ondan sonra onu bozacak politikalar geliştirilir. Amerika'da bir bu fuar var.

“ONA 'SİLAH BIRAKMA' DİYEN BİR AMERİKA OLACAK”

İkinci gelirken değişiklik Rubin'in yani bu CIA'nın önemli şeflerinden Rubin'in bir açıklaması var. O ise cepheden tavır alıyor. Suriye'nin bölgelerindeki PKK filan falan diyor... 'Kimse onları silahsızlandıramaz' diyor. Dolayısıyla Doğu Akdeniz'e odaklanan bir Amerika dedik. Doğu Akdeniz'de ve Türkiye'yi özellikle tehdit eden bir Amerika'nın kara gücünden kara gücünden vazgeçmesini beklemek hayal olur. Çünkü PKK'nın gücünün anlamı ne? Sonuç olarak Amerikan kostümünün bir parçası. Amerika'nın kara gücü ne demek? Ona güç değil de kara kuvvet diye Türkçeye çevirmek lazım. Neden? Biz Kara Kuvvetleri Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri sizi çağırıyor. Orada Amerika diyor ki benim hava gücüm var. Batı Asya'da. Kuvvetim de var Akdeniz'de. Kara Kuvvet ise evet Amerikan birlikleri falan var ama esas olarak PKK diyor.

“'SİLAH BIRAKMA' DİYEN BİR AMERİKA OLACAK”

Öcalan da 'PKK silahlarını bıraksın' diyor. Öcalan Amerika'nın herhangi bir taburunun alayının, tugayının veya tümeninin silah bırakmasını sağlayabiliyor mu? Ha onun için bu olay burada başladı, bitmedi. Yani şöyle bir hayale kapılmayalım. Öcalan çağrıda bulundu, PKK'yı feshedecek ve silahları bırakacak. Ona 'Silah bırakma' diyen bir Amerika olacak. Ona 'Silah bırakma' diyen bir İsrail olacak. Ve o Amerika ve İsrail aynı zamanda Türkiye'yi idare etmeye çalışıyor. Bizleri de kandıran ondan sonra politikalar falan çevirmeye çalışıyor. Onun için önümüzde zor bir süreç var.

''TÜRK ORDUSU İÇİN YENİ BİR FIRSAT DOĞMUŞTUR''

Onun için ben konuşmamda belki arada kaynamıştır, bir kez daha katlanmıştır. Türk için yeni bir fırsat doğmaktadır. İlerleyen süreçte PKK'nın maneviyatına dayanılarak, bölünmelere dayanılarak tekrar Suriye'nin bölgelerindeki PKK'yı silahla açma fırsatı Türk ordusu için doğmuştur ve bu fırsatın kullanılması gerekiyordu. Ve buralara doğru bu süreç gider. Bu sürecin gidişatı şu: PKK'nın maneviyatını çökerten kararlılığını çökerten kendi çöküşü tarafından bir açıklama oldu. PKK'yı bölen bir açıklama oldu. Yani PKK içinde şimdi silahları bırakalım diyenlerle bırakmayalım diyenler arasında. Aynı zamanda bir çelişkiler ve adil olmayan giriyoruz. Ve elindeki silah var. Bırakanın da var. Bırakmak istemeyenin de. Arasında bazı kişilere tanık olacağız. Ama bütün bunlar sonuçta bu mücadelede Türkiye'nin davası olan PKK'ya darbe indiren, PKK'nın maneviyatını bozan, PKK'yı bölmeleri sürükleyen, dolayısıyla Amerika'nın ve İsrail'in de güvendiği karlara daha dağlara kar yağmış oluyor.

“BİR SİLAHIN BİLEŞİMİ BULUNMAKTADIR”

Bu süreç burada bitmedi. Onun için süreçte Vatan Partisi'nin izlenmesi doğru politikalara devam etmemiz gerekiyor. Burada iki tane önemli husus var. Bir silahın bileşimi bulunmaktadır. Bu parçalarda silahlar bulunmaktadır. Bu mevzi silahla kazanıldı. Yoksa Abdullah Öcalan'ın beyanatlarıyla değil, silahla kazanan Türk ordusu silahıyla. Ve kesin olarak gen Türk silahıyla kazanılacak. İki, şu Tayyip Erdoğan düşmanlığının kafasını hapsetmeyeceğiz. O ahmakça bir şey. Yani somut durum tahlilinden vazgeçen gerçekleri, şey mevzileri düşmanı, dostu ondan sonra bunları tahlil etmeyen, ona kafayı bir Tayyip Erdoğan düşmanlığına takmış, değil mi? Bu aptalca davranışlar da bizim kamuoyundan ve kendi partimiz içinden Vatan Partisi için üyeler, temiz bir şekilde oynanır.''