Diyarbakır’ın Sur ilçesinde ABD’li şirkete tarım arazilerinin olduğu bölgede verilen petrol arama iznine yurttaşlar tepkili. Yargıya taşınan proje, tarım arazilerini, su kaynaklarını ve yaşam alanlarını tehdit ediyor.
BirGün gazetesinden İlayda Sorku’nun haberine göre, Diyarbakır’ın Sur ilçesine bağlı Yenievler Mahallesi’nde ABD’li TransAtlantic Petroleum adlı şirkete ait petrol arama ve çıkarma projesi, bölgede yaşayan yurttaşların, yaşam alanı savunucularının ve hukukçuların tepkisini çekti. Ekoloji Derneği ve Diyarbakır Barosu, proje için verilen ‘‘çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir’’ kararına itiraz ederek konuyu yargıya taşıdı.
PROJE TARIM ALANLARININ TAM ORTASINDA
Proje tanıtım dosyasına göre, 32,44 hektarlık alanda yapılması planlanan faaliyet, birinci sınıf sulu tarım arazisinin tam ortasında yer alıyor. Aynı zamanda bilirkişilere sunulmak üzere hazırlanan beyanda şirketin toplamda 15 bin 240 hektar için ruhsat aldığı belirtildi. Her iki alanın da tamamı “tarım ve sulama” bölgesi niteliğinde. Proje saha aynı zamanda alandaki bir köye 300, bir diğerine 150, başka bir köye ise 980 metre mesafede.
“TOPRAKLAR ACELE KAMULAŞTIRMA İLE ADETA GASBEDİLDİ”
Avukat Ahmet İnan yaptığı açıklamada, “15 Mayıs’ta, ABD’li bir şirketin 150 bin dönümlük içinden Ambar Çayı sulama kanalları ve mevsimsel akışlı dereler geçen sulu tarım arazisinde petrol arama, çıkarma ve depolama faaliyeti yürütmesine karşı açtığımız davanın keşfi yapıldı. Bu topraklar acele kamulaştırma yoluyla köylülerden adeta gasp edildi. Köylüler neyle geçinecek? Bu kadar su varlığı yok olmayacak mı? Şehrin gıda ihtiyacı nasıl karşılanacak? Kimsenin umurunda değil” dedi.
“DSİ’NİN ‘ALTERNATİF YER ARANSIN’ GÖRÜŞÜNE RAĞMEN…”
Proje tanıtım dosyasında yer alan Devlet Su İşleri (DSİ) kurum görüşüne değinen İnan, şöyle devam etti: “DSİ görüşünde dahi buranın verimli tarım arazisi olduğu, içinde su kaynaklarının ve yurttaşların su kuyularının bulunduğu, bu nedenle alternatif yer araştırılması gerektiği açıkça belirtilmiş. Ama buna da kulak asan yok., Doğamızı, sosyolojimizi, geçim kaynaklarımızı yok ediyorlar. 150 bin dönümlük ruhsat alanı içinde 15’e yakın petrol kuyusu var, araları çok kısa mesafeli. Eğer bu projeyi iptal ettiremezsek, kamuoyu oluşmazsa, beş yıl içinde ruhsat alanının tamamı bu faaliyetlerle dolacak.”