TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ, AKP’li troller ve İYİ Partili bazı isimlerin hedef göstermesinin ardından tutuklandı. Yanardağ’ın tutuklanmasına başta gazeteciler olmak üzere birçok isimden tepki geldi.

Artı Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ali Duran Topuz da bugünkü yazısında TELE1’e düzenlenen operasyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İYİ Partili isimlerin Yanardağ’ın tutuklanmasındaki rolüne dikkat çeken Topuz, “İYİ Parti, iktidarın seçimden önce çok sözünü ettiği ‘yerli milli muhalefet’ projesinin dışardan kabul gören ilk adayı olmak için Yanardağ’ın üstüne çullandı. Saldırganlar içinde (iktidarın Çelebisi dışında) Akşener’in yeni kurmaylarının ön safları çekmesi boşuna değil. İkili masa ittifakı bu. Saldırının alametlerini de kongrede vermişti Akşener zaten” diye yazdı.

Topuz’un “Merdan Yanardağ niye hedef? Akşener/Çelebi ortak kurbanı” başlıklı yazısında şu ifadeler yer aldı:

“İYİ Parti, iktidarın “yerli milli muhalefet” projesine katılmak için Yanardağ’ın üstüne çullandı. İkili masa (Akşener/Çelebi) ittifakı bu! CHP’yi dizayn etmek zor belki ama CHP’deki Kürtlerle/HDP ile diyalog fikrini sabote etmek hiç zor değil.

Merdan Yanardağ’ın tutuklanma gerekçesi yapılan sözler arasında (evet, montajlı halleriyle bile) hiçbir suç alameti, iması, ihtimali yok. Yani Yanardağ tutuklanmadı, tutsak edildi. Dahası, muhalefetteki bir partinin iktidar kulübüne üyelik törenine “kurban olarak” seçildi.

Mahkeme kararındaki ağır, açık ve insanın ağzını açık bırakan “kanun yalanı” sebepsiz yere söylenmedi yani. Mesele sadece basit bir “Öcalan övgüsü” filan olsa, o yalana gerek kalmazdı: Kararda, “terör örgütü propagandası suçu”nun, “tutuklanmayı gerektiren katalog suçlardan” olduğu yazılıyor. Oysa öyle bir şey yok. O katalog suç listesinde bu suç yok. Hatayı aşan ağır bir durum bu, bir hukuki yalan. Bu kadar ileri gidilmesinin sebebi, projenin öneminden kaynaklanıyor. İktidar/muhalefet ortaklığı çok önemli.

KILIÇDAROĞLU’NA VE CHP/KÜRT İTTİFAKINA SALDIRI

Daha açık konuşayım:

İYİ Parti, iktidarın seçimden önce çok sözünü ettiği “yerli milli muhalefet” projesinin dışardan kabul gören ilk adayı olmak için Yanardağ’ın üstüne çullandı. Saldırganlar içinde (iktidarın Çelebisi dışında) Akşener’in yeni kurmaylarının ön safları çekmesi boşuna değil. İkili masa ittifakı bu. Saldırının alametlerini de kongrede vermişti Akşener zaten.

Atılan taşın hedeflediği kuşlar birden fazla: Bu saldırı, 3 Mart’ta Akşener’in altılı masaya attığı tekmenin devamı aynı zamanda. O zaman seçim sürecinde Kılıçdaroğlu’nu zayıflatmak amaçlanıyordu, adaylığı engellenemese bile. Şimdi seçimden sonra iktidarın aynı amacına hizmet ediliyor. Yani kalırsa zayıf bir Kılıçdaroğlu kalsın giderse zaten zayıf ve parçalanmaya hazır bir CHP olsun. Diğer CHP medyasının, özellikle Halk TV’nin, Yanardağ vakasına sanki başka dünyada geçiyormuş muamelesi yapması da o zayıf CHP’nin uzakta olmadığını gösteriyor zaten.

Tabii Kılıçdaroğlu’nu zayıflatmak da yetmez bu Çelebi/Akşener ittifakına; aynı zamanda Kılıçdaroğlu/CHP lehine ve iktidar/ittifak aleyhine en kararlı biçimde çalışmaya aday bir yayın organının hizaya getirilmesi çabası var. Yani bir hedef de “iktidarın onayladığı yerli ve milli kodlara uygun muhalif medya” oluşturmak. RTÜK başkanının heyecanla ortalık yere atılmasının sebebi bu.

YEREL SEÇİME HAZIRLIK

İktidarla işbirliği işportasında öyle bir iki hedefli işler yetmez, dahası var: Kürt meselesinde Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde başardığı, genel seçim ve cumhurbaşkanı seçimlerinde de aslında başardığı ama nihai başarıya bizzat Akşener yüzünden ulaşamadığı “Kürtlerle ittifak” kapısını mühürleme girişimi var. Merdan Yanardağ’a çeşitli iftiralarla saldırabilirlerdi, mahkeme kararında kanunda yazılı olmayan ifade yazılıymış gibi yapan bir yargı varsa, bahane aramak bile gerekmez. Ayrıca RTÜK’ün TELE1’i harcaması için öyle bahanelere bile ihtiyacı yoktu zaten. Fakat Yanardağ’a saldırı için “Öcalan” adının seçilmesi, hem her şeyi garantiye almanın bir yolu, hem de asıl hedefi tutturmanın bir yoluydu. Merdan Yanardağ’ın sözlerinin önemi de burada beliriyor: Yanardağ, tecrit meselesini gündeme getirerek, aslında ana muhalefet partisine ve muhalefette kararlı (yani İYİ Parti hariç) kesimlere yaklaşan seçimlerde tutulacak yolu da göstermiş oluyordu. İYİ Parti’lilerin buradan saldıracağının alametleri, daha kongredeki öfke dolu lider konuşmasında vardı esasen; çünkü onlar da yaklaşan yerel seçimde iktidar yanında/yakınında bir pozisyonla çıkarlarını yükseltmek istiyor.

Akşener Kongre’de, en çok bozulduğu şeyin “İstanbul’u (ve Ankara gibi diğer bazı büyükşehirleri) HDP oyuyla aldık” lafı olduğunu ilan ederken, CHP ile ilişkisini de kökten hatalı bulduğunu ilk defa söylemiş oldu. CHP’nin 15 milletvekili transferi ile seçime girebilen Akşener, bunun için hep teşekkür eden Akşener, şimdi hayatımın hatası filan, en büyük pişmanlığım filan diyor. Yani diyor ki: CHP ile ittifakta hata ettim, şimdi bu hatamdan döndüm, resmi, yerli ve milli muhalefetim artık. Hatasının büyüklüğünü de HDP’ye vurarak gösteriyor, “HDP oyu ile İstanbul’u “aldık” diyenlere de posta koyuyordu “İYİ Parti olmadan alın bakalım” gibilerinden!

Akşener’in kongredeki bu iki sözü, CHP konusunda en çok rahatsız olduğu şeyin (iktidar ile beraber) HDP ile diyalog olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Hiç saklamadı diyeceksiniz, bal gibi sakladı hayır: İstanbul seçiminde mesela, cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçimde olduğu gibi siyasi artistliklere yönelmedi İYİ Partililer. O zaman HDP oyları ile aldık demeyi de biliyorlardı, Leyla Zana filan övüyorlardı. Şimdi artık bu bahane ile CHP ile ilişkilerini haram ilan ediyorlarsa, aslında artık “İKTİDARIN MUHALEFETİ” olmaya karar verdiklerinden. Çelebi ile beraber Yanardağ’a saldırma sebepleri de bu. Kongredeki laflar da güzelce yerine oturuyor, böylece.

NOTLAR

1- YANARDAĞ TESLİM OLMADI

Merdan Yanardağ bir kurban olarak seçildi, özel olarak Kılıçdaroğlu yanlısı CHP camiasına ve medyasına, genel olarak Kürtlerle diyalog fikrine sıcak duran bütün muhalefet kesimlerine gözdağı vermeyi hedefledi seçiciler. Aynı zamanda yeni dönemin ilk özel ittifakını kutlama kurbanıydı bu. Fakat “kurban” sözü yanlış anlaşılmasın, Yanardağ öyle çaresiz, boynu eğik bir kurban filan değil. Görünen o ki Yanardağ bütün bunları, yani sebepleri, hedefi ve mekanizmayı biliyor, görüyor ama teslim olmuyor. Yani “Kurtuluşun kolay değil” tehdidine karşı, “Elinize geleni ardınıza koymayın” diyor. Bir meslektaş olarak geçmiş olsun dileğimi tekrar edip, dayanışma içinde olduğumu belirteyim.

2- BAŞLAMA VURUŞU AKŞENER’DEN

İYİ Parti, Erdoğan ve kurmaylarının “yeni muhalefetten beklediklerimiz” katalog listeli kompozisyon ödevini geçmeye azmetmiş anlaşılan. Merdan Yanardağ’a saldırıyı başlatan, ve tutuklama derekesine getirecek kadar köpürten heyetin içinde İYİ Partililer, AK Partililerin gerisinde kaldı. Başlama vuruşunu da kurultayda Meral Akşener yaptı esasen! Yani “Merdan Yanardağ’a operasyon” aynı zamanda muhalefeti dizayn operasyonu. Yukarıda laf dağılmasın diye sözü kısa tuttum, burada biraz daha açayım:

Akşener Kurultay’da sadece son altılı masa ittifakını değil, CHP ilişkilerinin başlangıç noktasını reddederek “Altılı Masa”nın kurucusu Kılıçdaroğlu’na yönelik kampanyada gönül borcu kısmından kendisini ibra ettirdi. “En büyük pişmanlığım” dediği şey aslında partinin belki de bugüne kadar gelmesini sağlayan temel bir jest idi. Fakat aynı kurultayda, daha önce altılı masaya tekme atarken dile getirdiği bir meseleyi öyle güzel vurguladı ki, Akşener’in iktidar blokuna girme arzusunu daha iyi anlatacak bir laf, vurgu, telaffuz daha bulamayız: “Kılıçdaroğlu’ndan randevu aldım gittik. İki parti yerel seçimlere birlikte gitmeyi teklif ettik, sonuçta bir başarı çıktı. Beni en çok etkileyen, üzen ne oldu biliyor musunuz… İstanbul’un seçimini biz değil HDP kazandırdı! Bilmem nereyi biz değil HDP kazandırdı.”

Bu laflar hem İYİ Parti’nin Ekrem İmamoğlu’nu koçbaşı gibi kullanıp CHP’yi yönlendirme gayretinin 3 Mart’ta akim kalmasının hıncını taşıyor hem de şimdi Merdan Yanardağ’a saldırmanın altındaki motivasyonu açıklıyor: HDP dahil ülkedeki diğer sol/sosyalist ve demokrasi güçleriyle diyalog ve ittifak arayış ve imkanını doğru bulan CHP’lilere gözdağı veriyor Akşener, şöyle demiş oluyor: Biz olmasak İstanbul’u alamazsınız, HDP ile ipleri koparan kimse biz ondan yanayız! Bu hamle hem CHP’nin iç işlerine yönlendirme hem de iktidara, “HDP’nin muhalefet nezdindeki gücünü de ben bitiriyorum bak” mesajı verme amaçlarını taşıyan bir hamle. Fakat Merdan Yanardağ’ı ve TELE1’i hedef haline getiren bir sözü daha var kongredeki Akşener’in: “Bizim medyamız yoktur. Muhalif medya da bizim değildir. Mensupları da bizim değildir.”

Yazının tamamı burada.