Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası’na baskı yaparak faizleri düşürme politikası, Türkiye ekonomisinde 2021 sonbaharında ağır sonuçlar doğurdu.

Dönemin Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, Erdoğan’dan gelen “Faizi indirmezse görevden alırım” mesajı üzerine, o dönemde yüzde 19 olan politika faizini Eylül 2021’den itibaren düşürmeye başladı.

Piyasanın tepkisi sert oldu. TL varlıklardan hızla çıkan yatırımcılar, Hazine bonosu dahil Türk lirasına dayalı yatırımlarını satıp dolara yöneldi. Döviz kuru hızla yükseldi, Merkez Bankası’nın rezerv satışları bile artan dolar talebini durduramadı.

KUR KORUMALI MEVDUAT’IN (KKM) DOĞUŞU

Aralık 2021’de yaşanan döviz krizinin ortasında Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemi devreye alındı. Amaç, TL mevduat sahiplerini kur dalgalanmalarına karşı korumak ve dövize olan talebi azaltmaktı. 2022’de 140 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan KKM, zamanla kademeli olarak küçüldü ve bugün yalnızca 11,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Toplam mevduatlar içindeki payı ise yüzde 26,2’den yüzde 2’ye düştü.

LİRANIN DEĞER KAYBI

KKM döneminde Türk lirası üst üste ağır kayıplar yaşadı:

2021: %44

2022: %29

2023: %37

2024: %16

Bu değer kayıpları, Hazine’nin üstlendiği kur farkı ödemelerini astronomik seviyelere çıkardı.

EKONOMİSTLERİN ELEŞTİRİLERİ

Ekonomistler karşı çıkıyordu

Ekonomi çevrelerinin şiddetle karşı çıktığı KKM, tüm eleştirilere rağmen uzun süre uygulanmaya devam etti.

10 Haber’in aktardığına göre, ekonomistlerden bazıları şu yorumlarda bulunmuştu:

Dr. Mahfi Eğilmez: “KKM, döviz talebini azaltmadı, sadece öteledi. Kamu maliyesi üzerinde devasa bir yük oluşturdu ve yapısal reformların yerine konuldu. Bu, kalıcı güven inşasını engelledi.”

Prof. Dr. Emre Alkin: “Bu bir pansuman politikasıydı. Kısa vadede kuru frenledi ama orta-uzun vadede Hazine ve Merkez Bankası’nı zayıflattı. 60 milyar dolarlık maliyet, başka yatırımlara aktarılsaydı çok daha fazla katma değer yaratılabilirdi.”

Prof. Dr. Hakan Kara: “KKM, para politikasının etkisizleşmesine yol açtı. Faiz kararlarının piyasa üzerindeki gücünü azalttı ve risk primini düşürmek yerine yükseltti.”

Esen Çağlar: “Sistemin en büyük sorunu, adil olmayan gelir dağılımı yaratmasıydı. Kur farkı ödemelerinden büyük mevduat sahipleri orantısız şekilde yararlandı.”

Uğur Gürses: “KKM, dövize endeksli bir TL ürünüydü. TL’yi güçlendirmesi beklenirken, aslında TL’den çıkışı hızlandırabilecek beklentileri pekiştirdi.”

POLİTİKA DÖNÜŞÜ VE ÇIKIŞ SÜRECİ

Mayıs 2023 seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, düşük -yüksek enflasyon politikalarından vazgeçerek daha geleneksel para politikalarına yöneldi. Politika faizleri hızla artırıldı, enflasyonun %75’ten %33,5’e gerilemesiyle birlikte faiz indirim süreci başladı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önceki gün yaptığı açıklamada, “Çıkış stratejimiz ve sıkı para politikası sayesinde KKM bakiyesi istikrarlı şekilde azalıyor” demişti. Bankacılar, sistemin resmi hedef tarihten daha önce bitebileceğini düşünüyor.

ALTERNATİF OLMA ÖZELLİĞİNİ YİTİRDİ

KKM getirileri politika faizinin %40’ı ile sınırlandırıldığı için uzun süredir TL mevduata anlamlı bir alternatif değil. Şirketler için yeni KKM açılışları ve yenilemeler bu yıl başında tamamen durduruldu.

Kur Korumalı Mevduat sistemi, 20 Aralık 2021 tarihinde dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından kamuoyuna tanıtıldı. Nebati, “Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla Türk lirası mevduatlarını koruyacak. Kur oynaklığına karşı devletin güvencesi olacak” demişti. Amaç, dövize olan talebi azaltmak ve TL’ye güveni artırmaktı.

Bugün gelinen noktada, Reuters’in TCMB raporları ve bütçe verileri üzerinden yaptığı hesaplamalara göre sistemin Türkiye’ye faturası 60 milyar dolar olarak hesaplanıyor.

KKM HESAPLARINDAKİ MİKTAR 477 MİLYARA DÜŞTÜ

KKM hesapları geçen hafta 11.6 milyar lira azalarak 477 milyar 586 milyon liraya düştü. Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 2.04’ü oldu.