Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Ebru Gündeş ve ekibine 4 milyon 750 bin lira ödendiğini açıkladı.

Mansur Yavaş, ABB'nin konser ücretlerine ilişkin iddialar hakkında basın toplantısı düzenledi. Yavaş, canlı yayında 2021'den bu yana verilen konserlerin ve ekipman ücretlerini tek tek açıkladı.

Yavaş, en büyük tartışmayı yaratan 29 Ekim'de etkinliğinde Mert Demir ve Ebru Gündeş konserlerinin ses sahne ışık led ekran ana sahne imalatı ve dekor için 31 milyon 680 bin lira verildiğini gösterdi.

Yavaş, "2 ana konser ses, sahne, ışık, LED ekran, ana sahnede imalatı ve dekor 31 milyon 680 bin lira. Konser ve diğer hizmet kalemleri Ebru Gündeş ve ekibine ödenen dahil 13 milyon 257 bin lira. Bunun içerisinde Ebru Gündeş'in kendi muvafakatiyle açılıyoruz, açıklıyoruz. Kaşe bedeli zaten belli. Ekibiyle beraber, makyözünden tutun yanında getirdiği... Yani bütün ekibine ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içerisinde Ebru Gündeş kaşe bedelini almıştır. Bunu da açıklamamızı istedi. Yani kalkıp böyle bir sanatçıya konser için şu kadar para ödendi falan tamamen algı operasyonudur." dedi.

"DÜZGÜN BİLGİ ALMADAN SERVİS ETTİLER"

Mansur Yavaş şunları dile getirdi:

Bu iddiaların atılış biçimi de çok ilginç. Belli amaçlarla belediye içerisinden birileri doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Doğru olmayan bilgiler üzerine bazı, internet, özellikle medyasında belki bizden bilgi alabilecekken bu bilgiyi doğru düzgün almadan, "Ankara Belediyesi bir konsere 69 milyon lira ödedi." diye servis etmeye başladılar.

Tabii bu haberi duyar duymaz yapmamız gereken bir şey var. Her yerde olduğu gibi derhal olayı incelemeye başladık.

Çünkü ben bir hukukçu olarak ne peşinen herkesi suçlu ilan ederim ne de araştırmadan "Nasıl olsa bu iftiradır." diye bakmam. Şimdiye kadar da 5 yıl boyunca böyle davrandım ve en ufak bir belediyemize müracaat geldiği zaman bunu mutlaka teftişten geçirdim.

NEDEN 10 GÜN BEKLENİLDİ ELEŞTİRİSİNE YANIT

Şimdi eleştirilerimizin başında, televizyonlarda şöyle bir, eleştiri var: "Neden, 10 gün beklendi?" Ben şimdi kronolojik olarak yaptığımız işleri bildirmek istiyorum. 30 Ekim gecesi internete düşmüş. Bunun üzerine biz 01.11.2024 Cuma günü teftişe talimat vermişiz. Araya hafta sonu girmesi nedeniyle Teftiş Kurulu 04.11 Pazartesi günü müfettiş görevlendiriyor. Daha sonra ayın 4'ünde yine, Daire Başkanlığı'ndan dosyalar isteniyor.

Dosya incelenirken bu sefer ayın 5'inde Kültür ve Sosyal İşler Dairesi'nden teftiş ihaleyle ilgili izahat istiyor. Daha sonra bu izahat veriliyor.

Bu izahatın doğru olup olmadığı için teftiş, Yapı Kontrol Başkanlığı'na yazı yazıyor. Diyor ki: "Hizmet alım şartnamesinin 7. ve 8. maddesinde belirtilen teknik lider kurulumu, yani ses, sahne, kurulumu gibi bildirilen belgelerde şekli, metrekaresi ve teknik özellikleri belli olan sahnenin kurulum süresi ve kira ücretine yönelik olarak piyasa tespiti yapmasını istiyor."

Bunun üzerine Yapı Kontrol Dairemiz ayın 8'inde bu kez 6 tane bu işi yapan firmaya teknik şartname ve eklerini gönderiyor, teklif yazısını bildiriyor.

Bu yazıyı, önceki sözleşmede yapılan yazı bildirilince bu da internet medyasına gerçekmiş gibi düşünüldü. Halbuki bu ilk sözleşmenin yapıldığı tarihteydi. 6 tane firmaya gönderilen e-postaya sadece bir tanesinden cevap gelmiş. bugün, rapor tamamlanıp, tamamlanıp bana verileceği bildirildiği için biz de bugüne bu basın toplantısını yapmak, zorunda kaldık.

Bir husus var. 10 gündür tüm dosyaları didikletiyoruz. benim dönemimde Teftiş Dairesi'nde 346 tane dosya açılmış.

Benim dönemimde yine, kendi dönemimde yapılan işlerle ilgili olarak 20 tane raporu savcılığa, 53 kişi cezalandırılması için ben göndermişim.

"HİÇBİR BÜROKRAT SUÇ ORTAĞIMIZ DEĞİL"

Yani bizim tarzımızda, yönetimimizde hiç kimse, bizim hiçbir bürokratımız suç ortağımız değil. Çalışanlarımızın hiçbirisi suç ortağımız değil.

Hata yapan hatasının sonucuna katlanacaktır ama hiç kimseye de, hiçbir bürokratıma da "Evet, bu yapmıştır, bu etmiştir." diyemem çünkü incelemeden bir sonuca varmak mümkün değil.

Bugün internette yargısız infazlar yapılıyor ama ben bir hukukçu olarak kendi personelime asla yargısız infaz yapamam. Dolayısıyla onların da savunmalarını alıp, durumun ortaya çıkarılmasından sonra elbette ki bu konular kamuoyuyla paylaşılacaktır.

Eğer varsa da kusur alan, dediğim gibi,asla ve asla arkasında durmayız. Hatta hakkında dava açılırsa biz de davaya da açıkçası katılırız.

"ALGI OPERASYONUNA MARUZ KALDIK"

Böyle ilan edildiği gibi, algı yapıldığı gibi sanatçılara ödenen para yok arkadaşlar. Sanatçıların kaşe bedeli adı altında ücretleri bellidir ve bu ücretleri bütün kamu kuruluşlarında ve belediyelerde vardır. Yani ben bilmiyorum bir sanatçının bedelini, kimse diyemez. Dolayısıyla tam bir algı operasyonunun içerisindeyiz. "Bir konsere şu kadar para verdi." denmek suretiyle maalesef böyle bir algı operasyonuna, maruz kalmış bulunuyoruz.

Şimdi burada internetteki mesaj neydi? Candan Erçetin'e 80 milyon lira ödendi. Burada, müfritlere duyurulur, burada Candan Erçetin'in aldığı para gene kaşe bedeli. Bunun yanında Athena, Güneş, Zeynep Bastık, Selçuk Balcı, Hadise, Beget, Candan Erçetin ve Murda olarak 8 tane konser var. Teknik bir sefer kuruluyor, 8'i birden oradan hizmet alıyor. Toplam 94 milyon lira. Bunu 8'e böleceksiniz arkadaşlar. Bir sanatçıya 60 milyon veriyor, 100 milyon veriyor gibi iftiraların karşısında rakamlar burada.

2 ana konser ses, sahne, ışık, LED ekran, ana sahnede imalatı ve dekor 31 milyon 680 bin lira. Konser ve diğer hizmet kalemleri Ebru Gündeş ve ekibine ödenen dahil 13 milyon 257 bin lira. Bunun içerisinde Ebru Gündeş'in kendi muvafakatiyle açılıyoruz, açıklıyoruz. Kaşe bedeli zaten belli. Ekibiyle beraber, makyözünden tutun yanında getirdiği... Yani bütün ekibine ödenen para 4 milyon 750 bin lira arkadaşlar. Bunun içerisinde Ebru Gündeş kaşe bedelini almıştır. Bunu da açıklamamızı istedi. Yani kalkıp böyle bir sanatçıya konser için şu kadar para ödendi falan tamamen algı operasyonudur." Devam ediyoruz. Evet, bu iptal ettiğimiz yazı, önceki. Şimdi bununla ilgili iddialara gelelim. Biraz önce söyledim. 27 Ekim günü öğleden sonra sadece konser etkinliklerinin yapılmasına karar verildi, o iptalden sonra. 10 iş günü üzerinden tekliflendirilen iş, iptal kararının olduğu gün 4 gün düşülerek firmanın hak edişleri 6 gün üzerinden yapılmıştır.. Hak ediş ve genel kabul evraklarına göre 44 milyon 937 bin lira olarak faturalandırılmış

Didik didik dediğim şeye de geleceğim. Kurulumda çalışan sıhhi tesisat ve sahne personeli tam 90 kişi. Tek tek bunların sigorta girişlerini istedim, bordrolarını istedim. Ayrıca teknik, ses, ışık ve LED ekranda çalışan 56 kişi. Bunların, arzu eden olursa, belki görüntüde var, tamamının sigorta fişleri, KVKK’ya engel olmayacak şekilde, kendilerine gösterilebilir.

Benzinde 62 kuruşluk indirime gidiliyor Benzinde 62 kuruşluk indirime gidiliyor

GÜNDEŞ KONSERİNİ KALEM KALEM AÇIKLADI

Bunların yemesi, içmesi, konaklaması dahildir. 12 tır şehir dışından, 8 tır da Ankara’dan olmak üzere toplam 20 tır malzemeyle kurulum yapılmıştır.

12 tır Ankara dışından gelmiştir. Bunların da sevk irsaliyelerini bizzat kendim inceledim. Toplam kurulum ve sökümde günlük çalışan sayısı 146 kişi. Evet bunlar sigorta birimleri, sigorta numaraları. 2210’da başlamış.

Ankaralılar, cumhuriyetin 100’üncü yılı için Türkiye’nin en büyük sahnesini kurduk. Türkiye’de böyle bir sahne yok. Bunu milli bayramların en yüksek yoğunlukta kutlanması adına yaptık. Yani sıradan konser, sıradan kutlamalar yerine, bunun çok büyük bir kalabalıkla, mümkünse tüm Ankaralının katıldığı, duygu ortaklığı yaşadığı, birlikte 29 Ekim günü burada kutlanmasını istedik.

Bir önemli yeri daha var. Hep Gençlik Parkı ve Atatürk Orman Çiftliği olmasının. Bunların ikisi de Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat içinde gezdiği, yürüdüğü ve Atatürk Orman Çiftliği’ni de bize emanet ettiği bir yer olması nedeniyle.

Sıradan yerler değildi ve her konserde de kendilerine, burasının Mustafa Kemal Atatürk’ten bize emanet olarak kaldığını, buraların tarihi değerlerini bilmemizi, bizim bu ülkeyi bize emanet edenlere karşı duyduğumuz şükranı, bu duygu ortaklığını orada yaşamak için büyük ekran kuruldu. Devam edelim. Evet, ekranı görüyorsunuz arkadaşlar. Böyle bir ekran yok. Yani böyle bir sahne ilk defa kuruldu. Evet, kalabalığı da görüyorsunuz. “En büyük bayrama Türkiye’nin en büyük sahnesi olsun.” istendi.

“Bir konser için bu şahısların kendine bu kadar para ödendiği” iddiası tamamen yalandır.

"BU KONSERE BU KADAR PARA HARCANIR MI?" SORUSUN YANIT VERDİ

Bizim yanlış yapma lüksümüz yoktur. Elbette eleştirilebiliriz. Hatamız olabilir. Ama hatamız varsa da hatamızı biz kabullenmesini de biliriz.

Bizden önceki dönemde de şunları yaptılar. Hiç bunlara girmiyorum. Biz farklıyız. Biz onlara benzemediğimiz için bizi seçtiler. Zaten onların yaptıklarını yapmayın diye bizi seçtiler. Dolayısıyla biz onların yaptığını yapmayacağız. Onları da emsal göstermeyeceğiz. Ankara'da bizden önceki dönemde yapılan israfın boyutlarını hepiniz biliyorsunuz. Biz Ankara'nın bir kuruşunu boşa harcamamak üzerine kendimizi programlıyoruz.

Sevgili Ankaralılar, iki tane görüş var. Bir konsere bu kadar para harcanır mı? Biraz sonra onları da göreceğiz. Bir konsere bu kadar para harcanır mı, diye. Ama konserler insanların sosyalleştiği yerler. Bir de şöyle bakmak lazım. Bugün Ankara'daki bazı sahnelerde, kapalı salonlarda sanatçılar yer alıyor. Buradaki bilet ücretleri 2.000, 4.000, 5.000 lira Şu ekonomik sıkıntı ve stresin içerisinde o sevdikleri sanatçıları görüp yakından izlemek isteyen gençler, kadınlar, aileler hep birlikte oraya geliyorlar. Artık Atatürk Orman Çiftliği'nde bir milli maçı 80.000 kişi izliyoruz. Konserlerimize 80.000-100.000 kişi geliyor. Yani bilet fiyatı üzerinden alsanız 1.000 liradan hesap etseniz 80 milyon lira gibi bir bedeli biz bu sosyal hizmet için harcıyoruz ve bu insanlar bir kuruş para harcamadan geliyorlar, orada bu konserlerden yararlanıyorlar. Ben bunun aynı zamanda bir kamu hizmeti hem bir sosyal hizmet olduğunu düşünüyorum. Şunu söyleyebilirsiniz, "Evet, bu rakamlar pahalı." diyebilirsiniz.

Bir görüş böyle önemli günler, bakın hep milli günleri gösterdik. Milli ve dini günler, bu milletin bir ve beraberliğini gösterdiği en önemli günler. Ne kadar çok yan yana gelir, birlikte kutlarsa memleketimizin birliğine, bütünlüğüne, ortak duygudaşlığına neden olacak konserlerdir.

Özellikle hep o günlere seçmiş bulunuyoruz ve dolayısıyla kimi diyor ki, "En müthiş bir şekilde Cumhuriyet'in 100. yıl, 101. yılı kutlansın." Böyle de bir görüş var. Bu kadar para harcamaya gerek yok diyen görüş de var. İkisi de Ankara halkının bazı kesimlerinin görüşü. İkisinin itirazının da başımın üstünde yeri var.

Elbette ki bu eleştirileri dikkate alacağız. Sanatçı seçimlerinde de daha da dikkatli olacağız. Onu da mutlaka Ankara halkına duyurmak istiyorum. Şimdi bazen şöyle söylüyorlar, "Belediye bütçesiyle ilgili bunlara ne gerek vardı?" diye. En sonda ona geleceğim ama Türkiye şu anda en yüksek uluslararası kredi değerlendirmesine sahip belediyesi Ankara Büyükşehir Belediyesi. Eskiden böyle bir şey yoktu. Belediyemizin bir kuruş vergi borcu yok, belediyemizin bir kuruş sigorta borcu yok. Şirketlerin borcu var.

2019'la 31 Ekim 2024 arasında 127 milyar 844 milyon lira para harcamışız, Ankara halkının paralarından. Bunun yüzde 31'i yatırıma gitmiş, yüzde 7,11 ki bu rakamın çok daha üzerinde, ASKİ ve EGO'da ücretsiz taşınanlarla, bizde sosyal destek alanlara tonu bir liradan su veriyoruz, o rakamlar yok. yüzde 9 civarında sosyal desteklere, para ayırıyoruz. Bütçemiz gördüğünüz gibi 127 milyar 844 milyon lira, diğer kalemleri kalabalık olmasın diye yazmadık.

KONSER ÜCRETLERİ ANKARA'YA HARCANANAN PARANIN YÜZDE 1'İ BİLE DEĞİL

Peki, hepinize soruyorum, konser harcamaları için bu 127 milyarın içerisinde oran nedir acaba? Binde altı, arkadaşlar. Evet, binde altı, yüzde 1 bile değil. Dolayısıyla bir bence kamu hizmeti olan bu hizmetin böyle kalkıp, "Ankara Büyükşehir konserlere para aktarıyor, milleti zengin ediyor." nerede? Merak etmesinler. Zaten bakın şöyle bir şey yarışmadığımız için çıkartmadık.

KÜLTÜR YOLU'NUN PARASINI SÖYLEYİP HODRİ MEYDAN DEDİ

Eski dönemde yapılan harcamaları çıkarsak, boşa giden paraları harcarsak yüzleri kızarır mı diye düşünüyorum. Acaba bu tür harcamalar ne kadar? Dün bunların bir kısmı internette oldukça yayıldı. Hiç onlara girmek istemiyorum çünkü onları örnek almıyorum. Bizim tarzımız elbette farklı olacak. Evet. Şimdi bu da daha medyaya yeni düştü, Kültür Bakanlığı Kültür Yolu Festivali yapıyor. Sadece bu yılın bütçesi 800 milyon liar Bizim harcadığımız tüm para 67 ayda 810 milyon, arkadaşlar.

Sanatçılara ödenen paraları da gördünüz, çok cüzi paralar. Dolayısıyla Ankara halkı şundan emin olsun, biz onların parasını çarçur etmeyiz, en iyi şekilde değerlendiririz.

Şu anda teftişimiz de incelemesine devam ediyor. Elbette herkese hesap vermeye hazırız. Varsa bir kusuru olan, hatası olan hatasının şeyini cezasını çekecektir ama yoksa da bu iddiaları açıklayanlardan da asla özür falan da beklemiyoruz. Hodri meydan diyorum.

Bu şekildeki kendi bütçesinin içerisinde beş yıllık hatta 67 aylık bütçesinin içerisinde herkes çıkarsın, iktidara mensup belediyeler de çıkarsın, kamu idareleri de çıkarsın.

Bu oranda bir harcama varsa hodri meydan göstersinler.

"TAKDİR ANKARA HALKININ"

Çünkü şunu gördük, her yaptığımız bu tür konserde 80.000-100.000 kişi gayet ailesiyle birlikte mutlu bir gün geçirerek stresten uzak bir şekilde evine dönmüştür. Ben bundan sonrasını, "Takdir Ankara halkının." diyorum. Benim veya benim derken hiçbir belediye başkanımızın veremeyeceği bir hesap yoktur. Biz hesabımızı bu şekilde halka veriyoruz. Yani zaman zaman eski dönemde hesap sorulduğu zaman, "Biz kimseye hesap vermeyeceğiz, öbür dünyada Allah'a veririz." gibi laflar söylüyorlardı. Biz kamuoyuna açık bir şekilde hesap veriyoruz, arkadaşlar. Vermeye de devam edeceğiz.

Tüm kamuoyuna selam ve saygılar sunuyorum. Bu şekilde bu şekilde kamuoyunu meşgul ettiğimiz için de özür diliyoruz.

"BİR DAHA OLACAKMIŞ GİBİ..."

Başka şeyler anlatmalıydık ama maalesef belli ki bundan sonra bu tür karalamalar hızla devam edecek. Bunları görüyorsunuz. O kadar asılsız iddialar var ki artık yani adabın dahi, ortadan kalktığı suçlamalar başlıyor. Bunlara hazırız çünkü arkamızda Ankara halkı var, arkamızda Türk milleti var. Türk milletinin güvenip, Ankara halkının güvenip yüzde 60 oyla seçip 16 belediye başkanıyla bizi göreve getiren Ankara halkına karşı sorumluluğumuz bir kat artmıştır.

İnşallah, "Bir daha aday olmayacağım." dedim ama yüzde 90 oy alacakmış gibi şimdiden çalışıp bizden sonra gelenlere de Ankara halkını tertemiz emanet edeceğiz.

Kaynak: Halk TV

Editör: Selda Manduz