CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP'li belediyeler hakkında süren soruşturmalar ve son olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetimine atanan kayyım üzerinden İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yüklendi.
"Adalet Bakanı guguk kuşudur, günde iki defa 'yargı bağımsızdır' deyip içeri kaçmaktadır" diyen Tunç'un, Gürlek hakkında dosya yaptığı iddiasında bulunarak, "Adalet Bakanı, savcıyı sevmediğini, hakkında dosya yaptığını, onun da senden nefret ettiğini biliyoruz, tarihe korkak olarak geçeceksin, guguk kuşu olarak geçeceksin" dedi.
İBB soruşturmalarında, "İBB dava borsası" iddiasıyla bazı isimlerin 'itirafçılığa' yönlendirildiği iddiasını yineleyen Özel, Avukat Mehmet Yıldırım ve eski AKP'li Avukat Mücahit Birinci'den sonra bu iddiasına ilişkin bir kişinin daha adını verdi. Akın Gürlek'in Celal Çakmak'ı İmamoğlu dosyasında 'itirafçı' yaptığını öne süren Özel, "Geçmişte büyükelçiliklerimizi 'illallah' dediği bir adam vardı. Bunlardan birine Akın Gürlek randevuyu verdi. Bu kişinin işi gücü yargı üzerinde etkim var diyerek dolandırıcılık yapmaktı. Bu kişiyi tuttu Akın Gürlek. Bu kişinin adı Celal Çakmak. Akın Gürlek, bu kişiyi İmamoğlu dosyasında itirafçı yaptı. ‘Murat Ongun’a 20 milyon para verdim’ diye ifade kullandırdı. Şimdi Akın Gürlek’e soruyorum. Celal Çakmak‘a, onun ayarladığı randevuyla o çeteye randevu verdin. Dolandırıcı olduklarını biliyorsun" ifadelerini kullandı.
Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in yerine kayyım atanmasına ilişkin olarak da, "Bu yargı çetesi Türkiye'yi kirli bir yola soktu. Artık kimsenin mazbatasının bir garantisi yok. Kazanılan seçimin önemi yok. Eldeki belgenin önemi yok. Türkiye'de seçim hukukunu, serbest seçimleri askıya aldılar. Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız" dedi.
CHP, "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitingi kapsamında Zeytinburnu'nda halkla buluştu. Bu miting, CHP İstanbul Başkanlığı yönetiminin görevden alınmasının ardından ilk miting olacak.
Başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) olmak üzere CHP'li belediyelere yönelik soruşturma ve operasyonlar devam ederken, dün (2 Eylül) mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve il yönetimi görevden alındı. Çelik'in yerine İstanbul İl Başkanı olarak atanan Gürsel Tekin, CHP'den ihraç edildi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, mitingde halka hitap etti. Özel'in konuşmasından satır başları şöyle:
Birileri kötülükte el yükseltiyorlar. Biz sineceğiz, siz korkacaksınız sanıyorlar. Diyorlar ki 'Elimizdeki mahkemelerden kararı alırız, bunların yerine kayyım atarız, CHP'yi susturur sindiririz, kendimize uygun, makbul bir CHP elde ederiz, birilerini Silivri'de hapsedir, bunları sustururuz.' Susmayanlara, teslim olmayanlara selam olsun.
Ey Erdoğan, bu meydana bir bak bakalım, bu meydan korkuyu evde bıraktı. Zeytinburnu meydanı 19 Mart darbecilerine, kayyumculara, kayyumdan medet umanlara, kayyum meraklılarına en iyi cevap bu meydan. En iyi cevap bu meydan.
Marifet, marifet hiç ezilmemek bu dünyada. Ama biçimine getirip de ezerlerse güzel kokmak. Kekik misali, lavanta çiçeği misali, fesleğen misali, ıtır misali, İsa misali, Tonguç misali, Yunus misali, Ekrem misali güzel kokmak mesele.
Birileri, birileri arkadaşlarımızı ezmeye çalışa dursun, ezilse de güzel kokanlar, pis kokmayanlar, bünyelerinde kiri, pisliği, kötülüğün ne kokusunu, ne kendisini bulundurmayanlarla birlikteyiz biz.
Oysa karşımızda elleri kirli, zihni kirli, bahtı kirli, geçmişi kirli, yarını kirli bir çete var. Onlara karşı elbette korkmayacağız, sinmeyeceğiz. Ekmeği bol eyledik biz. Acıyı bal eyledik. Sıratı yol eyledik. Öyle geldik bugüne. Ekilir ekin geliriz, ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Bizi ezmek kurtuluş mu?
İstanbul'un iradesiyle, sizlerin iradesiyle seçilen İl Başkanı'mız burada. Ben onunla, verdiği mücadeleyle, yaptığı görevle, onun yüreğiyle gurur duyuyorum. Özgür Çelik'in arkasındayız. İstanbul onunla gurur duyuyor, arkadaşlarımız, Ekrem Başkan, emekli öğretmen babası, annesi onunla gurur duyuyor. CHP onunla gurur duyuyor.
Kimse Erdoğan'ı da partisini de cuntasını da gözünde büyütmesin. Büyük olmak, cesur olmak önce haklı olmayı gerektirir. Korkaklıkla, kalleşlikle siyaset yapanlar asla başarılı olmazlar!
Bu yargı çetesi Türkiye'yi kirli bir yola soktu. Artık kimsenin mazbatasının bir garantisi yok. Kazanılan seçimin önemi yok. Eldeki belgenin önemi yok. Bir asliye hukuk mahkemesini ikna eden bugüne kadar İstanbul İl Kongresi'ne ve kurultayımıza dokuz kere asliye hukuklarda tedbir talep ettiler. Dokuz hakim bu aşamada tedbir demek karar demektir. Yanlış iştir deyip bu talepleri reddetti. 10'cusunu buldular. Kendi istedikleri kumpası kurdular.
Ama Türkiye'de seçim hukukunu, serbest seçimleri askıya aldılar.
Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız.
Tehdit altında olan, sosyal medyadan paylaşım yapan, arayarak bizle düşüncelerini ileten muhalefet partilerinin her bir sayın genel başkanına şükranlarımı sunuyorum. Ancak tehdit altında olan sadece muhalefet partileri değildir. Topyekün çok partili rejimdir. Karşımızda kaybedince gitmeyen, yetkiyi gasp eden, hukuku gasp eden, demokrasiyi gasp eden bir rejim vardır. Bu vicdansızlığa teslim olmayacağız.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı, soruşturmada gizlilik varken çıkmış gazetecilere "100 yılın en büyük yolsuzluğu" diyor. Bu yapılan 100 yılın en büyük arsızlığı, yüzsüzlüğüdür!
Adalet Bakanı, savcıyı sevmediğini biliyoruz. Hakkında dosya yaptığını biliyoruz. Onun da senden nefret ettiğini biliyoruz. Ama korkuya teslim olduğunu görüyoruz. Tarihe bir korkak olarak geçeceksin. Bir guguk kuşu olarak geçeceksin. Şimdi o hukuk tanımaz savcının, ona söylemiştim, ‘Sert kayaya çarptı’ diye. ‘Susacağız, teslim olacağız sanma’ diye. Şimdi Adalet Bakanı, guguk kuşu değilsen not al şimdi. HSK’ya eğer Hakimler, Savcılar Kuruluysanız, sorun hesabını.
Geçmişte büyükelçiliklerimizi ‘illallah’ dediği bir adam vardı. Yurtdışı numaralarını taklit ederek, ‘Berlin Büyükelçiliği’nden arıyorum’ diye, ‘Japonya’dan büyükelçilikten arıyorum’ diye, Avrupa ülkelerinin adını kullanarak Türkiye’deki yargı makamlarından randevular alıyorlardı. Bunlardan birine de Akın Gürlek randevuyu verdi, bu kişinin işi gücü ‘yargı üzerinde etkim varmış’ gibi yaparak milleti dolandırmaktı. Bu kişiye randevu verdiği daha sonra dolandırıcı olduğunu bildiğimiz bu kişiyi tuttu Akın Gürlek, kişinin adı Celal Çakmak. Ekrem İmamoğlu dosyasında aldı onu iftiracı yaptı. ‘Murat Ongun’a 20 milyon para verdim’ diye ifade kullandırdı. Şimdi Akın Gürlek’e soruyorum. Celal Çakmak‘a, onun ayarladığı randevuyla o çeteye randevu verdin. Dolandırıcı olduklarını biliyorsun.
Nasıl olur da bu kriminal tipi, her türlü suça karışan bu kişiyi bu dosyada iftiracı yapıp arkadaşlarımıza lekelemeye çalışıyorsun? Bunun hesabı senden sorulur. Bunun hesabı senden sorulur. Bir dolandırıcıdan iftiracı yapan bu zihniyete şunu söylüyoruz. Siz, bizi imha etmek, yok etmek, hapsetmek üzere talimat almış olabilirsiniz. Bunu yaparken suça bulaşıyorsunuz. Suça karışıyorsunuz. Ve eninde sonunda bunun hesabını vereceksiniz. Buradan mübarek kandil gecesinde söylüyorum. Bu çetenin bu dünyada da iki elimiz yakasındadır, öbür dünyada da hakkımızı helal etmiyoruz. Biz de bize saldırmak için dolandırıcılara, üçkağıtçılara, uyuşturucu ticaretine bulaşmışlara, torbacılara, baronlara, suç örgütü liderlerini kullananlar, bize iftira attırıp da onları serbest bırakanlar, bu AK Parti’nin kara düzenini kuranlar, bu mübarek gecede size yemin ederim ki biz de sizden bunun hesabını soracağız, Allah da bunun hesabını sizden soracak.”
Geçmişte büyükelçiliklerimizi 'illallah' dediği bir adam vardı. Bunlardan birine Akın Gürlek randevuyu verdi. Bu kişinin işi gücü yargı üzerinde etkim var diyerek dolandırıcılık yapmaktı. Bu kişiyi tuttu Akın Gürlek. Bu kişinin adı Celal Çakmak. Akın Gürlek, bu kişiyi İmamoğlu dosyasında iftirafçı yaptı. Akın Gürlek'e soruyoruz. Bir dolandırıcıdan iftiracı yapan bu zihniyete sesleniyoruz. Bunu yaparken suça karışıyorsunuz, hesap vereceksiniz. Bu çetenin, bu dünyada da öbür dünyaya da elimiz yakasındadır. Hakkımızı helal etmiyoruz.
Devlet Bahçeli’nin istediği gibi onunla uyumlu, o sustuğu için susan, o ‘pıs’ deyince pısan, ete süte karışmayan, milletin sesini duymayan, AK Parti’ye onun gibi vagon olan, yedek lastik olan, koltuk değneği olan muhalefet partisi olacağıma yere gömüleyim, kabre gireyim daha iyi. Tarih, Özgür Özel’i de Özgür Çelik’i de bir mücadeleyi sürdürenler, arkadaşlarını satmayanlar, meydanları boşaltmayanlar, mücadeleyi kazananlar olarak yazacak. Ya tarihe böyle geçeriz ya da defolup gideriz. Teslim olmak yok. Bizimle yürüyecek misiniz? Bizimle yürüyecek misiniz? Söz mü? Söz mü? Haydi yürüyelim arkadaşlar.”


