ABD'nin 5 Ekim perşembe günü Suriye'de NATO müttefiki Türkiye'ye ait bir kişinin insansız hava aracını (SİHA) vurması, Washington-Ankara hattında yoğun bir diplomasi rejimine yol açtı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd James Austin Türk mevkidaşı Yaşar Güler ile, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown Jr. da yine Türk mevkidaşı Orgeneral Metin Gürak ile telefonda görüştü.

Taraflar, olayın büyütülmemesi, ortak yazılması önceliklere odaklanılması ve özellikle de "Suriye'de icra edilen faaliyetlerinde koordinasyonun önemi konusunda" mutabık kaldı.

Ancak ABD'nin ilk kez bir NATO müttefikinin hava aracını hedef alan olayla ilgili yanıt bekleyen pek çok soru işareti var.

ANKARA UZUN SÜRE SESSİZ KALDI

Perşembe günü Suriye yerel saatiyle 11:40'ta Amerikan F-16 savaş uçağı tarafından vurularak düşürülen SİHA ile ilgili Pentagon Sözcüsü Pat Ryder aynı gün Washington'da ayrıntılı açıklamalar yaptı.

Ryder, Türk SİHA'nı neden vurduklarını ayrıntılı bilgiler vererek anlatırken, ABD'li Bakan Austin'in de bu mevkidaşı Güler ile elek tarihinde gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin gerçekleştiğini söyledi.

Ankara ise 24 dakika uzun bir süre boyunca sessiz kaldı. Gerçi Türkiye Savunma Bakanlığı da perşembe günü Güler-Austin ve Gürak-Brown J. telefon görüşmelerinin duyurusunu duyurdu, ancak SİHA olayına hiç değinilmedi, "Suriye'deki son gelişmeler ele alındı", "Görüşmede güncel gelişmeler ele alındı" ve "Bölgede icra faaliyetlerinde bulunuldu" ABD ve Türk unsurlarının yakın koordinasyonunun önemi vurgulandı" ifadeleriyle yetinildi.

Bu arada ABD kaynaklı bilgilere göre düşürülen SİHA, Milli İstihbarat Teşkilatı'na (MİT) ait. İki ülke orduları arasındaki üst düzey telefon şebekesinin yanı sıra MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın da ABD'li mevkidaşı ile herhangi bir temasın olup olmadığı açıklanmadı.

TÜRKİYE "HADİSE" DEDİ

Uluslararası basının "ABD'nin ilk kez bir NATO müttefikinin atışları" bantlarıyla, son dakika haberi olarak duyurdukları olay dünya çapında büyük yankı uyandırırken, AKP iktidarına yakınlığı ile bilinen Türk basınında bölgede ilgili herhangi bir haberin yer almaması da dikkat çekti.

Türk Silahlı Kuvvetleri ve MİT tarafından, Irak ve Suriye'de uçuşlara atıf yapılan, "Operasyon sırasında üçüncü bölümlerdeki çatışmasızlık aralıklarındaki farklı teknik değerlendirmeler nedeniyle bir SİHA'nın dağıldığı. Ayırıca, "Söz konusu hadise, devam etmekte olan operasyonun icrasını ve tespit edilen hedefin vurulmasını hiçbir şekilde etkilememiştir" denildi.

Açıklamada "ilgili düşmanlıklar" ifadesi kullanılırken, ilgili kaynağın kimlere getirilmemesi, Washington'un bir gün önce Türk SİHA'nın Amerikan F-16 savaş uçağı tarafından vurulduğunun açıklanmasına rağmen ABD'nin minimumunun geçirilmemesi ve olayın "hadise" olarak ifade edilmesi dikkat çekti .

"ANKARA AŞIRI ÖNEMLİ BİR OLAY OLARAK GÖRMÜYOR"

Ankara'nın tutumu bu tavır, Türk SİHA'nın düşürülmesini bir krize dönüştürmek istemeyen şekilde yorumlanıyor.

Alman Marshall Fonu (GMF) Türkiye Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, Ankara'nın bunu "aşırı önemli bir olay" olarak değerlendirmediğini söyledi.

Ancak kimi analistlere göre ABD bu hamlesiyle Türkiye'ye, IŞİD ile mücadelede "müttefik" olarak tanımladığı Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolünde bulunan bloklar harekatının "sınırlı kırılma yerinde" mesajını verdi.

ABD Ankara'nın uyarısına SİHA uyarısıyla karşılık mı verildi?

Türkiye, yıllardır PKK'nın Suriye uzantısı olarak tanımladığı YPG'nin SDG'nin ana omurgasını oluşturduğuna dikkat ederek ABD'ye sert tepki gösteriyor, Washington'un SDG ile işbirliğine son vermesini istiyor.

1 Ekim'de Ankara'da İçişleri Bakanlığı'nın Emniyet Genel Müdürlüğü girişi öncesinde düzenlenen saldırıyı PKK üstlenmiş, saldırının başarısızlıklarının Suriye'den geldiğinin tespit edildiğini duyuran Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da çarşamba günü, ABD'ye de mesajda şu açıklamayı yaptığını bildiriyordu:

"Özellikle Irak ve Suriye'de PKK/YPG'ye ait bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, güçlerimizin, istihbaratlarımızın topyekün meşru hedefidir. Üçüncü sınıf PKK/YPG'li tesislerden ve insanlardan uzak durmasını tavsiye ediyoruz. "

Peki, ABD bu açıklamadan bir gün sonra Türk SİHA'sını düşürerek kimi analistlerin iddia ettiği gibi Ankara'ya "Sen uzak dur" yanıtını vermek mi istedi?

"ANKARA SONRASI OPERASYONUN KAPSAMI ARTTIRILDI"

GMF Türkiye Direktörü Ünlühisarcıklı, Türk SİHA'nın Amerikan birliklerine çok yakın bir noktada düşürüldüğüne dikkat edilerek, "Şayet Türkiye'ye bir 'sınırlı tut' mesajı verildiyse o zaman verilen mesaj ancak 'benim birleştirilmeye yaklaşıyor' mesajıdır" dedi .

Bunun ABD'nin kendi birliklerinin gelirlerini sağlamakla ilgili bir konu olduğunu değerlendirmesini yapan Ünlühisarcıklı, "Çünkü Türkiye bu olay sonrasında da operasyona devam etti, hatta engellemeyi artırarak devam ettirdi, hatta F-16'larını devreye sokarak devam etti. Dolaysıyla ABD şayet gerçekten de SDG 'ye yönelik operasyonunu sınırla mesaj vermek istediyse, o zaman Türkiye'ye mesaj gelmedi…" dedi.

"ABD GERİ PÜSKÜRTTÜ"

Türk-Amerikan ilişkilerini yakından izleyen Amerikalı uzman Nicholas Danforth ise, Türk SİHA'nın ABD tarafından vurulması hakkında, "Görünen o ki, her iki tarafın aynı dilden konuşmasını" değerlendirmesini yaptı.

DW Türkçe'den Değer Akal’ın sorularını yanıtlayan Avrupa ve Dış Politika Vakfı (ELIAMEP) uzmanı Danforth, Türkiye'nin daha önce Süleymaniye'de Amerikan askerlerini de tehdit eden bir SİHA saldırısının oluşturulduğunu anımsattı, ayrıca Hakan Fidan'ın hava harekatı öncesi yaptığı açıklamalara da işaretleyerek şu değerlendirmeyi aktardı:

"Ankara, ABD'nin SDG ile işbirliği üzerindeki baskıyı daha da artırmak istiyor olabilir. Bu türden, ABD'nin baskıyı geri püskürtme kararı alınması, çok da büyük bir sürpriz değil. Her iki tarafta da aynı dilden konuşuyor görünüyor."

Türkiye'nin Batı açılımı zorda mı?

Bu arada Danforth, "Diplomatik cephede herkesin şimdi olayın önemsiz gösterme çabası içerisinde" diyerek iki başkentte tansiyonun düşürülmeye çalışıldığına işaret etti.

Ancak Amerikalı uzman, "Bu, iyi bir haber ama doğal olarak bu çaba sonuçlarının gerisinde kalan açıklıkların ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama bu olay, F16-İsveç mutabakatının devamını kolaylaştırmadığını" kaydetti .

GMF Türkiye Direktörü Ünlühisarcıklı da son olarak Ankara-Washington hattındaki gelişmelerin kritik bazı parçaları, Türkiye'nin Batı ile kapsamlı yeniden onarma çabalarını, zora girip gündemde.

Ünlühisarcıklı, "Yakın bir zamana kadar, Ekim ayında İsveç'in NATO'ya kayıtlının, Türkiye'nin F-16 beklentilerinin sonuçlanması bekleniyordu, hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Washington'a davet edilme sırasında da vardı. Bu hava değişti tabii ki şu anda" diye konuştu.

"WASHİNGTON ÜZÜNTÜSÜNÜ İFADE ETMİYOR"

Pentagon Sözcüsü Ryder, perşembe günkü basın toplantısında Türkiye'nin ABD'nin "en güçlü", "çok önemli" ve "değerli" bir NATO müttefiki olarak vurgu yapmakla, Amerikan birliklerine yarım kilometreden daha az bir mesafeye kadar yaklaşan Türk SİHA'nın "potansiyel"i "bir tehdit" olarak değerlendirdiklerini ve bunun üzerine Amerikan F-16 savaş uçağının "meşru müdafaa kapsamında" SİHA'yı vurduğunu anlattı.

Özetle, Ankara'nın 1 Ekim'de İçişleri Bakanlığı'nı hedef alan ve PKK'nın üstlendiği saldırıdan sonra Irak ve Suriye'ye yönelik operasyon sırasında NATO müttefiki ABD de "meşru müdafaa" kapsamında Türk SİHA'sını düşürmüş oldu .

Bu arada Amerikalı Sözcü Ryder, SİHA'nın düşürülmüş olmasından üzüntü duyduğuna herhangi bir ifadenin kullanılmamasından dolayı üzüntü duyuldu.

Hatta Ryder'ın bilgilerini yanıtlarken tamamen "Bu, kesinlikle çok üzüntü verici bir olay" demesi üzerine bir gazeteci, "Biraz kafam karışık ve gerçekten ne olduğunu okuyorsunuz, üzüntü verici olduğunu söylüyorsunuz, mutluluğun verici olduğunu tam olarak anlayamadım?" bölgedeki yönelimi.

Pentagon Sözcüsü sorusu, "Yani, iki NATO müttefiki söz konusu iken böyle bir olay yaşanması üzüntü verici" ifadeleriyle yanıt verdi.

PKK amacına ulaştı mı?

GMF Türkiye Direktörü Ünlühisarcıklı, Türkiye'nin SİHA'sının müttefiki ABD tarafından vurulmasını yorumlarken bir diğer önemli kutlamanın daha dikkat çekici olduğuna dikkat çekti.

Ünlühisarcıklı, bunun Ankara-Washington hattındaki yakınlaşmaya zarar verdiğini anlatırken, "Bir de olay şu şekilde bir boyutu var. Evet PKK, 1 Ekim terör saldırısı sırasında Türkiye'ye bir zarar veremedi, kırık kırılmadı ama mevcut gelişmeler olayları, ne yazık ki belki siyasal sonuçlar sonuçta hedefe ulaştı... PKK saldırısının bu boyuta kadar amacına ne yazık ki ulaşmış görünüyor" diye konuştu.

DİKKAT EDEN "TEZAT"

Bu arada Ortadoğu Enstitüsü Suriye ve Terörle Mücadele Programı Direktörü Charles Lister de yaşanan gelişmeler üzerine sosyal medya üzerinde yaptığı paylaşımda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Son iki patlama yılında İran'ın ABD'si ve askerlerine Suriye ve Irak'ta 86 kez saldırdığına buna ABD'nin ise yalnızca 4 kez karşılık verdiğine işaret eden Lister, buna rağmen Türk SİHA'sının düştüğüne işaret ederek, "Bu durum, İran bağlantılı milislerin saldırılara karşılık verme görünümleriyle belirgin bir tezat oluştuğunu kaydetti.

ABD'nin Suriye'nin devasa SDG ile taktiksel ve işlemel bir işbirliği içerisinde yer aldığı, her ne kadar Amerika tarafından bağlı ve yetkili ortaklar olarak değerlendirilse, PKK'nin Suriye kanadının SDG'nin ana bileşenlerinin oluşturulduğuna dikkat edilerek listelendiği kaydedildi:

"Nihayetinde ABD'nin Türkiye'yi SDG'ye saldırmaktan caydırmak için yapabilecekleri çok sınırlı. Onlar için bu, Ankara'yı daha yeni bir intihar saldırısıyla hedef alan 40 yıllık varoluşsal bir düşmana karşı verilen bir savaş. Çok az sayıda hükümet, böyle bir saldırı sonrasında geri adım attı."

Editör: Selda Manduz