33 yazar, ozan ve düşünürün katledildiği Sivas Katliamı'nın üzerinden 30 yıl geçti.
2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nin etrafı bir grup insan tarafından sarıldı.
Duvar'ın haberine göre, Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Metin Altıok, Behçet Aysan ve Hasret Gültekin'in de aralarında bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. 51 kişi katliamdan kendi çabalarıyla kurtulabildi.
Türkiye'nin toplumsal hafızasında derin yara açan Sivas Katliamı'na ilişkin zaman aşımına uğrayan ana davadan dosyaları ayrılan firari sanıklar Murat Sonkur, Eren Ceylan ve Murat Karataş’ın yargılandığı davanın duruşması Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcı, kaçaklık durumunun zaman aşımı süresini etkilemeyeceğini öne sürerek üç firari sanık hakkında da zaman aşımı uygulanarak davanın düşmesini talep etti.
1. Ağır Ceza Mahkemesi, Sivas Katliamı davasında firari sanıklar Murat Sonkur Eren Ceylan ve Murat Karataş yönünde zaman aşımı gerekçesiyle davanın düşürülmesine hükmetti.
'USULSÜZ BİR ŞEKİLDE SÜRECİ TAMAMLADILAR'
1993'te Sivas'ta katledilen şair Metin Altıok'un kızı siyasetçi Zeynep Altıok kararla ilgili olarak "Göz göre göre gelen, gün sayılan bir süreçti... Maalesef şaşırtan bir karar değil. Ana davadan başlayarak yürütülen sürecin gerçek bir adalete hizmet etmediği ortada..." dedi.
2013 yılında verilen karara atıfta bulunan Altıok şöyle devam etti:
"14 Eylül'e kadar göstermelik davalarla 30 yılı tamamladılar. 2013 yılındaki zaman aşımına uğratılan 5 sanıklı dava bugünkü karar için emsaldi... 10 yıldır Anayasa Mahkemesi'nde dava dosyasını tuttular ve unutturmaya çalıştılar. Usulsüz ve hukuksuz bir şekilde süreci tamamladılar. Üst mahkemeye başvurulacak ve yine 10 yıl bekleteceklerdir. Bunu anlamak mümkün değildir."
"Tamamen müsamere gibi bir yargılama yapıldı. Cumhurbaşkanının kişisel olarak affettiği isimler korundu" diyen Altıok karar sonrası mücadelelerini sürecinin vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı:
"30 yıllık ana davada sadece eylemciler yargılandı. Ele başları, organizatörler, teşvik edenler yargı önüne taşınmadı. Bütün sanıklar yargılansa, dava zaman aşımına uğramasa da adil bir yargılama görülmedi. "İnsanlık suçları, aradan 50 yıl geçse de unutulmaz. Adalet arayışımızı sürdüreceğiz, hukuksuzlukları ifşa edeceğiz."
'SİZİN BABANIZ ÖLDÜRÜLSE NE YAPARDINIZ?'
Şair Behçet Aysan'ın kızı yazar Eren Aysan mücadelelerinin süreceğini vurgulayarak, "Sizin babanız imza gününe gittiği bir kentte öldürülse ve bu dava 30 yıl sonra zaman aşımına uğrasa ne yapardınız?
Zaman aşımı artık cezasızlıkla iç içe geçmiş bir olgu. Peki bu ülkelerde ne olur? Sürekli siyasi cinayetlere alan açılır. Biz bu ülkede aydınlık günlerden vazgeçmeyeceğiz. Hem zaman aşımına hem de cezasızlık olgusuna karşı direnmeye ve babamın 'Yarın Diye Bir Şey Var' şiirini okumaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
'TOPLUMUN İNSANİ DEĞERLERİ İFLAS ETTİ'
Halk ozanı Nesimi Çimen'in oğlu sanatçı Mazlum Çimen, dava sonucuna ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Beklenen bir şeydi... 10 yıl önce başbakan Erdoğan ilk zaman aşımı kararıyla bugünlerinin önünü açmıştı. Toplumun insani değerleri iflas etti. Yakıldığımız için özür dileriz! Demokrasinin, insan haklarının olduğu yerde böyle şeyler yaşanmaz" ifadelerini kullandı.