İstanbul’da 1 Mayıs kutlamalarında Saraçhane’den Taksim’e yürümek istedikleri gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanan 49 kişi arasında bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencisi Umut Kabaklı’nın annesi Birgül Yiğit Kabaklı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’na çağrı yaptı.

CHP lideri Özgür Özel’in Saraçhane’de basın açıklaması yaptıktan sonra Taksim’e yürüyüşe geçmek yerine aracına binip alandan ayrılmasını anımsatan Birgül Yiğit Kabaklı, “Özgür Özel ve Arzu Çerkezoğlu hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız” diye seslendi.

1 Mayıs nedeniyle gözaltına alınan ve tutuklananlara karşı DİSK’in CHP’nin ve 1 Mayıs Tertip Komitesinin yeterli ilgiyi göstermediğini ifade eden Kabaklı, “Sulh Ceza hakimi 12 kişiden 11' i hakkında tutuklama kararı verdi ve gençler apar topar adliye nezarethanesine indirildi. Şu anda ise Silivri'de (Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü) tutuluyorlar. Bu süreç, yalnızca Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi genç avukatların büyük özverisi ve tutuklananların arkadaşlarının dayanışması ile yürütüldü. Yanlarında ne 1 Mayıs Tertip Komitesi ne de 1 tane milletvekili vardı” dedi.

Özel ve Çerkezoğlu’na seslenen Kabaklı, “Şu sözüm umarım Arzu Çerkezoğlu'na ve Özgür Özel'e ulaşır. Silivri'yi Meclise mi taşırsınız,  Meclisi Silivri’ye mi taşırsınız yoksa o çok yumuşamış iade-i ziyaretlerinizde mi dile getirirsiniz bilemem. Ama arkanıza dönüp bakmadan Saraçhane'den ayrıldıktan sonra arkanızda hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız. Zira biz buna müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Uzun yıllar KESK e bağlı Tüm Bel-Sen Antalya şubesi yöneticiliği de yapan Kabaklı’nın sosyal medya hesabından paylaştığı açıklaması şu şekilde:

Özgür Özel ve Arzu Çerkezoğlu hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız.

1 Mayıs'ta hukuksuz TAKSİM yasağına karşı direnen 38 kişinin 4 Mayıs akşamı tutuklanmasının ardından çoğu üniversite öğrencisi 12 kişi de 5 Mayıs sabahı evlerinden gözaltına alındı. 

İçişleri Bakanının sosyal medya hesabı üzerinden "GEREĞİ YAPILDI" tweeti ile ilgili savcı ve hakimlere gerekli talimat gözaltıların hemen arkasından gönderildi.  12 kişi gece Vatan Emniyet'in leş gibi kokan nezaretinde tutulduktan sonra 6 Mayıs öğleden sonra savcı karşısına çıkartıldı. Savcı aldığı talimatın gereği olarak 12 kişiyi tutuklama istemi ile Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti.

“DELİL OLARAK GÖSTERDİKLERİ FOTOĞRAFLARIN HİÇBİRİNDE BU ÇOCUKLARIN POLİSLERLE TEK BİR FİZİKSEL TEMASI DAHİ YOK”

Savcının sevk yazısına göre çoğu üniversite öğrencisi bu gençler ellerine taş, sopa ne geçtiyse polislere kafa göz saldırmışlar. Ancak delil olarak gösterdikleri fotoğrafların hiçbirinde bu çocukların polislerle tek bir fiziksel teması dahi yok.

Adliye içinde bu gençlere bir iki bisküvi ile akşam ettirildi. Kendileri için yapılan sandviçlere polisler izin vermedi. “Bisküvi yiyin” dediler. Gençlerden biri "Ben çok açıktım. Bisküvi yemekten içim kıyıldı. Şu sandviçlerden bir tane yiyebilir miyim" dedi. Ama polisler izin vermediği gibi açım diyen  gencin üzerine yürüdüler. “Ben açım” sözünün karşısında insan taş olsa erir. Ama onlar vicdanını kaybetmişler. O gençlerin karşısında dürümlerini yiyip ayranlarını içen polisler gençlerin ekmek arası peynir yemesine müsaade etmediler.

“YANLARINDA NE 1 MAYIS TERTİP KOMİTESİ NE DE 1 TANE MİLLETVEKİLİ VARDI”

Sulh Ceza hakimi 12 kişiden 11' i hakkında tutuklama kararı verdi ve gençler apar topar adliye nezarethanesine indirildi. Şu anda ise Silivri'de (Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü) tutuluyorlar. Bu süreç, yalnızca ÇHD üyesi genç avukatların büyük özverisi ve tutuklananların arkadaşlarının dayanışması ile yürütüldü. Yanlarında ne 1 Mayıs Tertip Komitesi ne de 1 tane milletvekili vardı.

Bu gençler iktidarın kamuoyuna göstermeye çalıştığı gibi marjinal gruplar falan değildir. Bu gençler 1 Mayıs Tertip Komitesinin oraya çağırdığı kitlenin ta kendisidir. Barınma sorunu yaşayan, özgür ve demokratik üniversite talep eden üniversite öğrencileridir. Tertip komitesinde yer alan sendikaların üyesi olan emekçilerin çocuklarıdır.

Evet ortada bir suç vardır. Ama bu suç gençlerin, emekçilerin 1 Mayıs iradesi değildir. Bu suç Anayasa Mahkemesi'nin kararına rağmen Taksim'in yasaklanmasıdır. Bu suç İçişleri bakanınındır, İstanbul Valisi'nindir. Hukuksuz tutuklama isteminde bulunan savcıların ve bu kararı veren hakimlerindir. Yoksulluk ve hayat pahalılığı nedeni ile son yerel seçimlerde halktan  büyük bir tokat yiyen iktidar, bunların bir kez de Taksim Meydanından dile getirilmesine tahammülünüz yoktu bunun farkındayız.

Şimdi şu sözüm umarım #ArzuÇerkezoğlu'na ve #ÖzgürÖzel'e ulaşır. Silivri'yi meclise mi taşırsınız,  Meclisi Silivri’ye mi taşırsınız yoksa o çok yumuşamış iade-i ziyaretlerinizde mi dile getirirsiniz bilemem. Ama arkanıza dönüp bakmadan Saraçhane'den ayrıldıktan sonra arkanızda hiçbir şey olmamış gibi davranamazsınız. Zira biz buna müsaade etmeyeceğiz. #1MayısıYargılayamayacaklar

HABER MERKEZİ

Editör: Selda Manduz