Muğla Milas’a bağlı İkizköy’de bulunan Akbelen Ormanı’nda Limak ve IC Holdingin ağaçları katletmesine karşı köylülerin mücadelesi 5 yıldır sürüyor.

En son Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, Akbelen Ormanı'nın etrafındaki alanın da kamulaştırılması ve daha sonra kararın geri çekilmesi ardından bugün İkizköylüler ve çevre savunucuları buluşarak, "Akbelen'de mücadeleyi bırakmadık" dedi.

Birçok siyasi parti temsilcisi, doğa savunucularının katıldığı buluşmada, basın açıklamasını İkizköylülerden Esra Işık okudu.

"KARARIN YİNE GELMEYECEĞİNE NASIL GÜVENELİM"

Evrensensel’den Abidin Çınar’ın haberine göre, mücadelede 5. seneye girdiklerini söyleyen Işık, “Köylüler olarak yıllardır gördüğümüz zulüm, hepinizin gözleri önünde yaşandı ve artarak yaşanmaya devam ediyor. Bizler sırf toprağımızı, ağacımızı, yaşamlarımızı savunduk diye hem şirketin çeşitli baskılarına, hem de jandarmanın ağır şiddetine maruz kaldık. En sonunda da yaşamlarımıza tamamen çöken, hayatlarımızı gasp eden “acele kamulaştırma” kararına imza atıldığında, dünyamız başımıza yıkıldı. Hemen ardından iki gün sonra öğrendik ki; baştan hiç çıkmaması gereken bu karar acele bir şekilde kaldırılmış” dedi.

Kararın kaldırılmasında tüm sebeplerin öncesinde Akbelen’in kırılmayan iradesi olduğunu vurgulayan Işık, “Devam eden haksız hukuksuz kararlar, verilen cezalar ve görevini yapmayan kurumlar ile köyümüz hala madenin yoğun tehdidi altında. Duvarları çatlamış, kolonları yarılmış evlerimizin, ahırlarımızın içinde yaşarken iptal edilen kararın yine başımıza gelmeyeceğine nasıl güvenebiliriz” ifadelerini kullandı.

"ZEYTİNCİLİK, TOPRAK KANUNLARINI UYGULAYIN"

Yetkililere seslenerek İkizköylülerin taleplerini dile getiren Işık, “Artık biz köylülerin verdiği yaşam mücadelesinin hakkını teslim edin. Köylerimizi rahat bırakın. Tarım arazilerimizi, zeytinlerimizi rahat bırakın. Yaşamlarımızı rahat bırakın. İkizköy’e yapılan yanlışlardan geri dönün. Zeytincilik kanununu uygulayın. Toprak Koruma Kanununu uygulayın. Çünkü biz bitti demeden bu dava bitmez” şeklinde konuştu.

Akbelen savunucularının gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal ise, “Anayasanın 169 maddesi uygulanmayarak yaşam alanları sermayeye ve öncelikle 5’li çeteye peşkeş çekildi. Anayasa hukuku ülkemizde kalmamıştır. Acele kamulaştırma kararı çıkardılar. Seçim öncesi iptal ettiler. Seçim sonrası bekletip uygulayacaklar. Sıra diğer arazilerde. Onları da sermayenin hizmetine sunacaklar” ifadelerini kullandı.

Direniş alanından gazetemize konuşan Muğla Su İnisiyatifi sözcüsü Serdar Denktaş, “Doğadan yana, emekten yana olan herkesin bu mücadeleye omuz vermesini istiyoruz. Seçim sürecindeyiz ve başkan adayı da burada. Onlardan da seçildikleri takdirde bu mücadeleye, şimdiye kadar vermedikleri desteği vermelerini istiyoruz” dedi.

Akbelen’in toprağı, ağacı, zeytini gitmesin diye mücadele ettiklerini söyleyen Esra Işık, “Maalesef ki Akbelen ormanı 24 Temmuz’da kesilmeye başlamış ve çok kısa bir süre içerisinde kesilmişti. Bizler geçindiğimiz bu toprakları kaybetmek istemiyoruz diye bu mücadeleye başlamıştık. Acele kamulaştırma bizim mücadele edeceğimiz tek şey değil. Hâlâ şirket topraklarımızı gasbetmek, zeytinlerimizi almak için uğraşıyor. Biz çatlak duvarlar arasında yaşamaya çalışıyoruz. Tüm yetkililere sesleniyoruz. Görevinizi yapın, Zeytincilik kanunu uygulayın” dedi.

Emek Partisi Muğla Bütükşehir Belediye Başkan Adayı Döndü Taka Çınar, “Akbelen ormanlarını savunmaya çalışanlarla beraberiz. Bugün yaşam alanlarını savunmaya çalışanlarlayız. Akbelen Ormanının Limak şirketi tarafından yağmalanmasına karşı halk burada büyük bir dayanışma içerisinde. Ormanlarını, zeytinlerini korumaya çalışıyor. Burada zeytin üreticiliği çok önemli bir geçim kaynağı. Biz de Emek Partisi olarak yaşam alanlarının, kentin, doğal kaynakların savunulması için dayanışma içerisinde olmak üzere burada buluşuyoruz. Buradan iktidarın ormanları, Muğla’nın yeraltı ve yerüstü kaynakları sermayeye peşkeş çekme politikalarına karşı bir itiraz sesi yükseltmek üzere buradayız” ifadelerini kullandı.