DEM Parti’nin İstanbul’da düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’na Kuzey Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ahmed online olarak katıldı ve toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

İlke TV'nin aktardığına göre Ahmed konuşmasında şunları söyledi:

"TÜRKİYE İLE GÖRÜŞMEK VE SÜRECİ YÜRÜTMEK İSTİYORUZ"

"Abdullah Öcalan sayesinde bu görüşmeler başladı. Bu yüzden sayın Öcalan’a çok teşekkür ederim. Devlet tarafından bu süreç başlatıldı. Diyaloğu daha iyi yürütebiliriz. Ancak hala bazı engeller var. Biz bu engellerin kalkması için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye ile görüşmek ve bu süreci yürütmek istiyoruz.”

“Baas rejimi döneminde bizim haklarımız yoktu. Ancak yeni Suriye’de hakların olmasını istiyoruz. Bu imkan var. Bu yüzden diyaloğa ihtiyacımız var”

Örtülü "af" düzenlemesi: Kimi kapsayacak, kimler yararlanamayacak?

“SURİYE’DEKİ BARIŞ, TÜRKİYE’Yİ DE ETKİLİYOR"

“Bölgede yaşayan herkes ile Kuzey Doğu Suriye’yi inşa etmek için bir sözleşme imzaladık. Bu yüzden kadın erkek arasında bir eşitlik sağlandı. Suriye’nin diğer böglerinde katliamlar olurken, bizim bölgemizde inşaa etme süreci vardı. Bu sistem sayesinde oldu. Hem kendimizi koruyabildik hem de iç barışımızı sağladık.

Eğer bugün Rojava’da bir yıkım yoksa, bu yönetimin başarısıdır. Suriye’deki barış, Türkiye’yi de etkiliyor. Bugün yürüyen sürece çok kıymet veriyoruz. Bu adımla birlikte Suriye üzerindeki etkisini hemen hissettik çünkü savaş bitti. Aramızdaki sınırlarında açılmasını istiyoruz. Bu nedenle sürece olumlu yaklaşıyoruz. Demokrasi amacına ulaşmalı.

Kürt anneleri, Türk anneleri ağladı. Artık bunların olmaması gerekiyor. Türk hükümeti bunu yapabilir. Karar onların elinde. Bunları neden söylüyorum, çünkü Suriye üzerinde etkileri var. Eğer Abdullah Öcalan tecrit altında olmazsa, dışarda olsa süreci daha iyi yürütür ve etkisi daha kuvvetli olur.”

KONFERANS İKİ GÜN SÜRECEK

DEM Parti'nin 6-7 Aralık tarihlerinde İstanhbul'da Cem Karaca Konferans Salonu'nda yapılacağını duyurduğu etkinlik bugün sabah saatlerinde başladı.

"Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı" adıyla gerçekleştirilecek konferansa, Bask, Güney Afrika, Sinn Fein, Birleşik Krallık, Kazakistan ve Belçika’dan birçok ismin katılması bekleniyor.

Öcalan’dan mesaj: Marx’ı suçlamıyorum; onun döneminde tarih bugünkü gibi aydınlatılmış değildi

NE OLMUŞTU?

Kuzey Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ahmed'in İstanbul'da yapılacak konferansa katılımı tartışma konusu olmuş, 4 Aralık günü açıklamalarda bulunan DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, İlham Ahmed ve Mazlum Abdi'nin konferansa katılımı ile ilgili şunları söylemişti:

"Uluslararası pek çok konuğun davetli olduğu bir konferans olacak bu. Bu, İlham Ahmed üzerinden tartışmaya açıldı. Gelecek mi gelmeyecek mi diye. Bu henüz netleşmedi. Ancak bizim DEM Parti olarak talebimiz İlham Ahmed'in bu konferansa katılması elbette. Sayın Ahmed tıpkı Duhok'ta bir konferansa katılabildiği gibi İstanbul'da da bir konferansa katılabilmeli. Biz hukuki enfel var denilerek ifade edilen durumu bir siyasi neden olduğunu gayet iyi biliyoruz. Yalnızca Sayın Ahmed'in değil, Sayın Mazlum Abdi'nin de gelmesi gerekir. Bugün en kalıcı en sahici yol diyalog. Temas kurmak, sorunlarımızı konuşarak çözmek. Beklentimiz, bu konuda engel olarak tarif edilenlerin aşılabilmesi. Bunların engel teşkil etmemesi. Dostluk ve yeniden konuşabilmek için hatta, temas için Sayın İlham Ahmed'i bu konferansta görebilmek."

Rojin Kabaiş soruşturmasında kritik gelişme: Telefonu İspanya’ya gönderiliyor
Rojin Kabaiş soruşturmasında kritik gelişme: Telefonu İspanya’ya gönderiliyor
İçeriği Görüntüle

ÖMER ÇELİK YANIT VERMİŞTİ

DEM Parti’nin çağrısına AKP Sözcüsü Ömer Çelik’ten yanıt gelmişti. Çelik şöyle konuşmuştu:

"Yani söylediğim gibi bu mesele, buradaki terör faaliyetinden vazgeçilmesi çerçevesinde ele alınacak işler bunlar. Vazgeçsinler, buyursun gelsinler. Bahsettiğiniz kişi, silah bırakmamaktan bahseden; silah bırakmamanın niçin gerektiğini ‘silah bırakamayız, çünkü uluslararası mükellefiyetlerimiz var’ çerçevesinde izah eden birisi. Kullandığı unvan da Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı bir yaklaşımı ifade ediyor"