İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada DEM Parti'yi hedef aldı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasında DEM Partiyi hedef alan Dervişoğlu "Cumhuriyet Devleti, Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa, aynı muameleyi görürsünüz. Emin ol, yapılması gereken şey ne ise yapılır" dedi.

Kent uzlaşısı kapsamında yüzde 49 oy oranı ile Esenyurt Belediyesi Başkanı seçilen Ahmet Özer'in tutuklanması ve yerine kayyım atanmasının ardından DEM Partili Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine de kayyım atandı.

Halkın tepkisini çeken atamaların ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde yaptığı açıklamada "Bu yalancılar, bu inkarcılar, bu Kürdü, Türkiye halklarını reddedenler zannediyorlar ki Kürtler bu kayyımcılara, bu talancılara baş eğecekler. Çok iyi bilsinler ki Seyid Rıza ne yaptıysa, Şeyh Sait ne yaptıysa, Mazlumlar, Denizler, Sakineler ne yaptıysa Kürt halkı, Türkiye halkları da onların yaptıklarını yapacaktır" ifadelerini kullanmıştı.

'YAPILMASI GEREKEN ŞEY NE İSE YAPILIR'

Dervişoğlu partisinin grup toplantısında DEM Parti ve Bakırhan'ı hedef aldı.

Narin Cinayetinde düğümü çözecek rapor: Her şey okul-ev-ahır üçgeninde gizli Narin Cinayetinde düğümü çözecek rapor: Her şey okul-ev-ahır üçgeninde gizli

Dervişoğlu şöyle konuştu:

DEM Parti Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Atatürk’ün kurduğu partinin Genel Başkanı ile çıktığı otobüsün üzerinden, senaryosu izleyeni şaşırtmayan ucuz yapımdaki ‘Yangına benzinle koşan Eş Genel Başkan’ rolü gereği repliğinde diyor ki zat, ‘Şeyh Saitler, Seyit Rızalar, Sakineler ne yaptıysa onların yaptıklarını yapacağız.’ Buna verilecek cevabı da gayet iyi bilerek söylüyor: Ben o çok duymak istediği cevabı söyleyeyim kendisine: Cumhuriyet Devleti, Şeyh Saitlere, Seyit Rızalara ne yaptıysa, aynı muameleyi görürsünüz. Emin ol, yapılması gereken şey ne ise yapılır. Gereği yerine getirecek olanlar da işte tam buradalar. Karşımdalar, yanımdalar ve milyonlarcası ile arkamdalar.

Ve Ana Muhalefet Genel Başkanı; anlaşılan o ki sizi, oturduğunuz kumar masasından koparabilecek bir şey kalmamış. O kumar masasının bahsinin Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti olduğundan bihabersiniz. Yanınızda meydan okunan şeyin, ne olduğundan bile habersizsiniz, ilgisizsiniz. Üzerinize giydirilen kostümle ve söylemek zorunda kaldığınız sufleyle orada arz-ı endam ediyorsunuz. Siz orada bir hukuksuzluğa itiraz etmiyorsunuz. Siz orada, bir millete ve onun Cumhuriyetine meydan okunan bir ihanet kürsüsünü en hafif tabirle, susarak onaylıyorsunuz. Buyrun, hayrını görün. Buyrun, koltuğunda oturduğunuzu iddia ettiğiniz Mustafa Kemal Atatürk’ü manevi hatırasıyla kendi şahsi hesabınızı görün. Emin olun ki Mustafa Kemal’in ve Cumhuriyetin yolundan gidenler, serkeşlerin, meczupların, müptezellerin yolundan giden bir avuç zavallı hainin peşine öyle ya da böyle takılanlara, gereken cevabı en ağır şekilde vereceklerdir.

"ERDOĞAN,TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN BAŞINA KENDİSİNİ KAYYIM OLARAK ATADI"

Dervişoğlu açıklamalarının devamında AKP ve MHP'yi de sert sözlerle eleştirdi.

Dervişoğlu şunları kaydetti:

Tekelci bir devlet idaresi var. Elini vermiş ve kolunu kaptırmış bir milli irade var. Gasp edilmiş milyonlarca oy var ve bu ülkede ehli namus her birimizin dertlenmesi gereken bir tek kayyım var, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin başına kendisini kayyım olarak atamış olan Recep Tayyip Erdoğan adında bir zat var. İşte bütün mesele bu kayyumdadır, bütün mesele bu kayyumun Türkiye'nin başından uzaklaştırılmasındadır. Gerçekten bir Cumhuriyette yaşamak istiyor muyuz? Türkiye’yi Saray Kayyımından kurtarmak istiyor muyuz? Herkes kendisine esasen bunu sormalıdır. AK Parti ve MHP seçmenleri de sormalıdır, CHP seçmenleri sormalıdır, DEM seçmenleri sormalıdır. Beka derlerdi, şimdi devlet aklı diyorlar. Ne diyorlarsa o dediklerini imha ettikleri içindir. Hangi devlet kendi koyduğu kanunlara uymaz da orada devlet aklı vardır? Hangi devlette, gayri meşrulukla elde edilen yetkilerden beka çıkmıştır? Kendi koyduğu kanunlara uymayan devlet, nasıl bir devlettir?

BAHÇELİ'YE: SEN İSTERSEN GİDİP İMRALI’DA GRUP TOPLANTISI YAPABİLİRSİN

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan çağrısını yinelemesine de tepki gösteren Dervişoğlu:

Hala akıl dışı tartışmaların içine çekilmek isteniyoruz. Aslında cevap vermek istemiyorum ama söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil… Yine çıktı Meclis kürsüsüne, sözünün arkasındaymış ve ısrarlıymış. Bebek katili, Meclis kürsüsünden konuşmalıymış. Sanki adam Aşağı Ayrancı'da oturuyor. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış bir terör suçlusu, Meclis kürsüsünden nasıl konuşacak Sayın Devlet Bahçeli? Dilinin altında bir bakla vardı, çıkardı. Bütün amacının Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden aday ve Cumhurbaşkanı olmasını teminden ibaret olduğunu itiraf etti. Ben Bahçeli'yi tanırım, o bir şey söylediğinde öznelerle yüklemlerin yeri karışır. Öbür baklayı da ağzından çıkar bakalım. Sen Abdullah Öcalan denilen terörist başının gerçekte TBMM'ye gelip konuşmasını mı istiyorsun, yoksa serbest bırakılmasını mı istiyorsun? Yeni bir af planına kapı mı aralıyorsun? Yok Türkiye Büyük Millet Meclisi'yle İmralı’nın ne farkı varmış, İmralı Türk toprağı değil miymiş. İmralı Türk toprağı olduğu Türk düşmanı o müptezeli orada hapishaneye tıktık, ölene kadar da yatıracağız. Ne söylediğinin bilincinde misin? Buradan bir kere daha sesleniyorum: Sen istersen gidip İmralı’da grup toplantısı yapabilirsin, bu saatten sonra yakışır da. Ama binlerce şehidin katili bizlerin cesedini çiğnemeden bu Meclis'e giremez. Vallahi giremeyecektir, billahi giremeyecektir."

Editör: Selda Manduz