Adaletin Adı: Muhalefete Şafak, İktidara Sükût…

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek tutuklandı. Hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı yok. Ama Türkiye’de muhalefetten bir belediye başkanıysanız, “masumiyet karinesi” sizin için geçerli olmaz. Gözaltı, şafak baskını, medya linci… Hepsi hazır bekler.

Masumiyet karinesi sadece iktidara yanlısı olanlara...

“Bir Zamanlar Belediyedeydim: Muhittin Böcek, Adalet ve Sessizlik

Eski Antalya Büyükşehir Belediyesi çalışanı olmam sebebiyle kendimle ilgili bir parantez açmak zorundayım. Kimi kişisel bilgiler içerdiği için baştan affınıza sığınıyorum…

Kimseyi suçlu ilan etmek haddimize değil. “Kör ölünce badem gözlü olur” sözü de bize uzak. Ama haksızlığa uğrayan kim olursa olsun, yanında durmak vicdani bir sorumluluktur. Hele ki bu haksızlık geçmişin gölgesini de taşıyorsa, sessizlik suskunluktan daha ağır gelir.

TAŞERONLAR KOVULURKEN

AKP’li Menderes Türel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığında ilk icraatı taşeron işçileri kapı dışarı etmek olmuştu. Daha seçim sonuçları kesinleşmeden belediye binası AKP’lilerce basılmış, bir kadın milletvekili önderliğinde içeridekiler tehdit edilmişti.

Kulağımda hâlâ o bağırış:

“Buradan defolup gideceksiniz! Sizin oturduğunuz bu koltuklarda biz oturacağız!”

Oturdular mı bilmiyorum. Ama belediyenin içine çöken korku beş yıl boyunca sürdü...

KADROLAŞMA, İNTİKAM VE SUSTURMA DÜZENİ

Türel yönetimi “taşeron fazlalığı” bahanesiyle binlerce insanı işsiz bıraktı. Aynı kadrolara fazlasıyla yeni isimler yerleştirildi. AKP’li olmayan birçok memur sürgüne gönderildi. Dava açanlar kazansa bile yıllarca boşta oturtuldular. Yaptıkları sadece ekmekle değil, onurla da oynanmaktı.

Sendikamız Tüm Bel-Sen geri adım atmadı. Ama baskıyla yetkisi düşürüldü. Ardından “isimsiz-imzasız” bir mektupla şube başkanımızın işine son verildi. Aynı gerekçeyle ben de işimden edildim.

CHP GELDİĞİNDE UMUTLANMIŞTIK

Sonra yerel seçimler oldu. CHP kazandı, Muhittin Böcek başkan oldu. Umutlandık. Ne de olsa siyaseten işten atılmıştık. “Adalet geri gelir” dedik. Haksızlığa uğrayanlar geri döner, dedik. Başkan bir yana Genel Sekreter ve Genel Sekreter yardımcılarının kapıları da bize duvar olmuştu.

Sadece sürgüne gönderilenler geri döndü.

Sendika başkanımızın davası Danıştay’dan döndü, göreve iade edildi. Aynı avukat benim davamı temyiz etmediği için karar kesinleşti.*

Haliyle ben dönemedim. Yeniden davalar açtım. Ancak yeni yönetim de seleflerinin izinden gitti; aynı gerekçelerle karşı savunma yaptı. Yetmedi kesinleşmiş davalarda Böcek'in avukatları mahkeme masrafları için icraya gitmekten de geri durmadı. Hatta görevine iade edilen arkadaşımız için Danıştay’ın kararını bile temyize götürdü.

BİZE KUTLAMA BİLE YASAKTI

Sendika başkanımızın mahkeme kararıyla işe iadesi vesilesiyle önceki belediye yönetiminin hukuksuz uygulamalarının  teşhir etmek için Belediye önünde bir basın açıklaması yapmak istedik. Menderes Türel Dönemi de olsa Muhittin Başkan belediye önünde hiçbir eylem istemiyordu. Bizzat şube başkanımızı arayarak "gidin başka yerde yapın" bile dedi.

Gerekçesi netti:

“İktidarı da protesto ettirmem size. Turizm Bakanı’yla, Tarım Bakanı’yla iş yapacağım.”

Buna rağmen arkadaşımızın işe iadesini davul zurna ile kutladık.

Sendika olarak tebrik randevu talebimiz dahil görüşme isteğimiz hep yanıtsız kaldı. Yıllar sonra sendika genel başkanımızın da olduğu, Emek ve Demokrasi Güçleriyle birlikte odasına girebildik nihayet.

Görüşme sonrası bizi kapıya kadar kibarca geçirdi. Bizi uğurlarken elini bırakmadan derdimi anlattım, şaşırdı bilmediğini söyledi,  "ilgileneceğiz" dedi. Ama yine ilgilenilmedi.

Dilekçeler cevapsız kaldı. Beni işimden eden kadroların çoğu hâlâ aynı görevdeydi ve sadece AKP rozetleri değil yakalarında İyi Parti rozetleri vardı. Ne de olsa başkan Böcek'in makam odasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Akşener'in resimleri yan yana duvarı süslüyordu.

Gerçek Adalet Nerede?

AKP döneminde 400 ihalede kamu zararı tespiti yapılmıştı. Hiçbirine soruşturma izni verilmedi. Muhittin Böcek sadece birini açıkladı:

50 TL’lik dubalar, 1050 TL’ye fatura edilmişti.

Doğruydu. Ama gerisi gelmedi. Söz orada kaldı.

Bugün Böcek cezaevinde

Eğer iktidardansanız, soruşturma izni çıkmaz. Muhalefetteyseniz, sabahın köründe kapınız kırılır.

Bu mudur adalet?

Muhittin Böcek hakkında kötü söz söylemek değil, yaşadığımızı anlatmak derdindeyiz. Çünkü biz bu ülkede sadece emeğimizle değil, sözümüzle de ayakta duruyoruz.

Bu mesele kişilerle değil, ilkelerle ilgilidir.

Bu Mesele: Halkın İradesi Meselesidir

Bu mesele:

Halkın iradesine yönelen her darbeye karşı durmaktır.

Seçme ve seçilme hakkına sahip çıkmaktır.

706.854 Antalyalının iradesine ve Türkiye genelinde 17 milyon seçmenin tercihlerine sahip çıkmaktır.

Unutmuyoruz.

Unutturmak isteyenlere karşı yazıyoruz.

Çünkü bazen susmak değil, hatırlatmak gerekir.

Biz Sözümüzle Varız.

*)Avukatım bu arada meğerse savcı olma peşinde koşuyormuş. 15 Temmuz sonrasında hazır savcı ihtiyacı doğmuşken ve yaşa, deneyime bakılmadığı bir dönemde kasten yapmadıysa da  bu "ala" emeline ulaşmak hengamesinde müvekkil mi akla gelir. Dosyasını temyize götürmek, aklına nereden gelsin?")