“Uzak dağlarda şimdi/ giyinirken ilkyaz/ gelincikleri,/ toplanırken kırlangıçlar yeniden/ geçerken güller tomurcuğa/ bir mayıs günü,/ sevdiğime verecek/ karanfil bulamadım./ Ona yüreğimi sundum.”*

Gelincik tarlası güzelliğinde işçi sınıfının sıkılı yumruğunun havada olduğu diğer elinde karanfiller tuttuğu bayram günüdür 1 Mayıs.

Yıllarca 1 Mayıs’tan korkuldu, yasaklandığı yetmiyormuş gibi sendikalar için de bu gün, hep yasak savma babında önemsizleştirildi. Adeta işçi ve emekçilerin birliğinden korkuldu.

Devlet yasakların işe yaramadığını görünce bu günü "bayram" yaparak kendince hallettiğini sandı. Aslında bayram, mücadele günü değil de evde ,parkta geçirilecek "tatil" günü olarak işçi ve emekçilere "hediye"(!) edildi. Sadece üç yıl 2010-11-12 yıllarında başta Taksim olmak üzere bayram havasında kutlamasına tahammül edildi. Onu da hükümet, propaganda malzemesi olarak kullandı. Oysa neredeyse bütün dünyada bu gün bayram/tatil günüdür.

Kamuda çalışan işçilere tatil olması özel sektörün ise resmen tatil olmasına rağmen tamamen patronun insafına terk edilmesiyle fiilen mesaiye devam denilmiştir. Örgütlenmeyle bu sorun da açılacaktır kuşkusuz.

İşçi ve emekçilerin talepleriyle alanlarda olduğu bir bayram günüdür 1 Mayıs. Gerçi 1Mayıs bir mücadele günü mü bayram günü mü olduğu nedense hala tartışılır.

Tek tartışma konusu bu olsa neyse. Hemen her yıl Taksim tartışmaları gündeme gelir. Herkesin söyleyecek lafı var, kimse de esirgemez söylemekten. Neredeyse sadece Taksim'de ısrar etmeyi devrimcilik, meydan ismine takılmayan yaygın 1 Mayısı savunanları reformcu saymak da bize özgü olsa gerek.

Alan tartışmalarından kitlesel ve yaygın 1 Mayıs örgütlenmeye neredeyse zaman kalmaz.

Sendika merkezleri her zamanki gibi ayrı telden çalmaya devam ediyor. Türk-İş’in Bursa’yı, Hak-İş’in Kocaeli’yi, DİSK’in ise Taksim’i adres gösterdiği biliniyor. Türk- İş ve Hak-İş "kendi" mitingleri ile görevlerini tamamlarlarsa ne mutlu...DİSK ve KESK  ise siyasi partilerin de  çağrısıyla Taksim’i bayram alanına çevirmek niyetinde. Devlet ise iki gün önceden bariyerlerle Taksim’e giriş çıkışı kapatma derdinde. Kararlılık ve kitlesellik ile Taksim’e kurulan bariyerler aşılabilir ancak.

İlki  1 Mayıs 1889'da yapılan gösteriden beri  uluslararası ortak miras olarak bugünlere gelindi. Bizde Osmanlı dönemi bir yana Kurtuluş Savaşı koşullarında bile kutlanan, Takrir- i Sükûn yasaklarını, "Bahar Bayramı" süreçlerini atlatan 1977 Kanlı 1 Mayıs'a rağmen 90'lı yıllardaki direnişleriyle işçi sınıfının bitmeyen mücadelesi sayesinde 1 Mayıs kazanılmış bir hak olarak tarihe yazılmıştır. Bu özel gün dünya işçi sınıfın en temel hakkıdır. Bunu engellemeye yasa(k)ların gücünün yetmediği yer ve zamanlarda sendika bürokratlarının eliyle kullanılamaz hale getirmeye, günü geçiştirmeye çalışılması ne yazık ki hala devam ediyor.

Memur-Sen, Kamu-Sen, KESK, Hak-İş, Türk-İş, DİSK, Oda ve Birlikler hepsi bir araya gelse kıyamet mi kopardı! Sosyalist partiler, gruplar, aydın ve demokratlar bir araya gelse ,yapabilen en önde hiç değilse sınıfın yanında/ içinde durabilirse fena mı olurdu! Kendi sendikasını kendi grubunu değil sınıfın çıkarlarını önceleyen bir tutum alınsa daha görkemli 1 Mayıslara tanık olunmaz mı?

Açlık sınırının 20 bin liraya, yoksulluk sınırının 60 binlere dayandığı günümüzde işçi ve emekçilerin bir araya gelmesini sağlamak yerine ayrı ayrı "merkez"lerde "kendi" 1 Mayısını kutlamak işten sayılmaktadır. Ne yasaklar ne tek alan dayatmak 1 Mayısı kullanamaz hale getirmek çıkar yoldur ne de çok laf edip hiçbir şey yapmamak.

 Her il ve her ilçede fabrikalarda, işletmelerde, mümkün olan her mahallede başlayıp buralardan Taksim Meydanı dahil alanlara talepleriyle giden işçi ve emekçilerin, kadınların, gençlerin katıldığı 1 Mayıs'ları örgütlemek varken kısır tartışmaların sınıfa ne faydası var?

Yepyeni bir hayat için; Ekmek, Barış, Demokrasi ve Özgürlük için her yeri, mümkün olan her yeri 1Mayıs alanına çevirerek işyerlerinden, semtler ve  mahallelerden alanlara yaygın ve güçlü bir 1 Mayıs kutlamak en doğru yol değil mi?

Sloganların, marşların gür sesle söylendiği birlikte kol kola, halka halka halaylarla dönülen 1Mayıs gösterilerini gerçekleştiren işçi ve emekçilerin bayramı kutlu olsun. Kutlu olsun...

*Gülsüm Cengiz, Mayısta Üzgün Gönlüm

Görsel: İsa Çelik